DİN YOLUNUN HİZMETİNDE KARŞILIK ALINMALI MI?
KUR’ÂN ÖĞRETİLDİĞİNDE BİR ÜCRET ALINMALI MI?
KUR’ÂN CEVAP VERİYOR.
- MUHAMMEDİN HAYATINDAN DA BİR ÖRNEK
Kur’ân o kadar çarpıcı mesajlar veriyor ki;
ücret almayın, karşılık beklemeyin,
ücret alanlara uymayın, ardında durmayın
hakikatleri anlatmak için davet edildiğinizde hiç bir karşılık beklemeyin
Kur’ân öğrettiğinizde asla ve asla ücret almayın..
Evet şimdi Kur’ân-ın çarpıcı mesajlarına ve güzel insan Hz. Muhammed’in hayatından bir örneğe bakalım
Yâ-Sîn Sûresi 21- Siz, hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun. İşte onlar sizi hakikatlere yönlendiriyor.
Hûd Sûresi 51- Ey kavmim! Bu anlattıklarıma karşı sizden bir karşılık istemiyorum. Bana karşılık verecek olan ancak beni yaratandır. Hâlâ akıl etmez misiniz?
En’âm Sûresi 90-………. De ki: Bu anlattıklarıma karşılık sizden bir karşılık istemiyorum, bu ancak herkes için hakikatleri hatırlatmaktır.
Yûsuf Sûresi 104- Bu hakikatleri anlatman için sen onlardan bir karşılık ta istemedin. Bu, tüm topluluklar için ancak bir öğüttür.
Şuâra Sûresi 109-127-145-164-180- Ben bu sözlerime karşı sizden bir karşılık istemiyorum. Bana karşılık sadece Âlemlerin Rabbi’ndendir.
Sebe Sûresi 47- De ki: Ben sizden bir ücret de istemiyorum. O karşılık sizin olsun. Bana karşılık ancak her an her yerde hazır olan Allah’tandır.
Sad Sûresi 86- De ki: Ben sizden hiçbir karşılık beklemiyorum ve ben hak iddia eden de değilim.
Tur Sûresi 40- Anlattığın hakikatlere karşılık onlardan bir karşılık beklemiyorsun ki, bir yükün altında ezilir gibi oluyorlar.
Ve onlarca ayet
Ve Hz. Muhammed’in hayatından da bir örnek:
Übey Bin Ka’b; Mescidi nebeviye gelenlere sohbet eder, Kur’an öğretirdi, yani o günün öğretmenlerinden biriydi.
O anlatıyor: Muhacirlerden birine Kur’ân öğretmiştim. Bu zat bana bir yay hediye etti. Ben bunu Resûlüllah’a anlattım
O da dedi ki: Onu alırsan boynuna ateşten bir yay koymuş olursun. Ben de yayı sahibine geri verdim”
Evet, Kur’ân-dan aldığımız mesajlar ve Hz. Muhammed’den gördüğümüz terbiye, Din yolunda asla ve asla ücret alınmayacağı ve zerre miktar da olsa bir karşılık beklenmeyeceğidir..
Hakikatleri anlamaya çalışmak ve anladığınca da anlatmaya çalışmak İLAHİ BİR AŞK duygusudur.
Tüm Resul ve Nebiler hakikatleri anlattıklarında zerre kadar bir şey beklemediler. Hatta gittikleri eve zorluk vermemek için oradan hiçbir şey yemeden içmeden kalktılar.
Bu durum Tûr Sûresi 40 ve Kalem Sûresi 46 da apaçık anlatılır.
Zerre kadar da olsa karşılık bekleyenlerin, Allah’ın hakikatlerini anlamaya kalpleri kapalıdır.
Allah’ın şaşmaz adaleti, karşılık bekleyenler zerre kadar da olsa Allah’a ait olan hakikatlere ulaşamazlar.
Onların anlatıkları hep kitaplardan okudukları ve duyduklarıdır. İşte Kur’ân onlara kitap ehli diyor. Yani aktarılan söylentilerde kalanlar. Yani asla anlattıklarının aslını bilmeyenler.
Hiç bir karşılık beklemeyenlerin anlattıkları, muhakkak ki Allah’ın kitabi olan kainat kitabı ve beden kitabından okudukları hakikatlerdir.
O kimselerin söyledikleri zahiri hiç bir kitapta yoktur..
O kimseler zerre kadar da olsa bir karşılık beklemezler hatta akıllarından bile geçmez
Çünkü onlar bilirler ki; karşılık Allah’tandır.
Ve Allah’ın sunduğu karşılık HUZUR dur…
Huzur içinde olan insan Dünyanın en zengin insandır.
Allah’ın sunduğu karşılığa ulaşan insan;
Huzurludur
Hep sevgi dolu saygı dolu davranışlar içindedir
Asla kavga içinde olmaz
Asla dedikodu yapmaz, gıybet etmez, çekiştirmez
Hasetlik içinde fasıklık içinde olmaz
Asla gönlünde dünya menfaati, makam, mevki, şan şöhret peşinde olmaz
Kıl kadar kimseye zarar vermez
Hep yardımlaşma içindedir,güvenilir insandır, güzel insandır
Salih insandır,
Kimsenin inancına, ibadetine karışmaz, asla onlara laf etmez
Bilir ki ibadet Allah ile kul arasında bir AŞK ilişkisidir.
Bilir ki samimi yapılan her ibadet Allah’a-dır
İşte Allah’ın sunduğu karşılık HUZUR dur…
Huzur da ancak ve ancak Allah’a arif olmakla ve yalnızca ona teslim olmakla ve her an O’nun hakikatleri üzere yaşamakla mümkündür.
Evet Kur’ân bizlere Allah yolunda Allah’ın hakikatlerinin sunulmasında asla karşılık beklemeyin diyor..
İnsanın geçimi Dinden değil, edindiği bir meslekten olmalıdır.
Çiftçilik, bakkal, ayakkabıcı, tuhafiyeci, tıp alanı, berber, terzi, vs
ALLAH’IM, BİZİ SENİ LAYIKIYLA ANLAYANLARDAN EYLE
ALLAH’IM SENİN HAKİKATLERİNİ SUNDUĞUMUZDA BİZİ ZERRE KADAR KARŞILIK BEKLEMEYENLERDEN EYLE