TALÂK-BOŞAMAK KONUSU

 

Birçok arkadaşımız ısrarla “Talâk-Boşamak” meselesini yazmamız konusunda ricada bulundular.

 

Ve ısrarla sorulan sorulardan bazıları:

 

Kur’ân-da boşama neden erkeğe mahsus kılınıyor?

Kur’ân-da kadının eşini boşama hakkı yok mu?

Kur’ân kadını erkeği eşit saymıyor mu?

Kur’ân kadını alınıp satılan, bir eşya yerine mi koyuyor?

 

Evet, mevcut mealleri okuduğumuzda bu sıkıntılara rastlıyoruz.

 

Peki gerçekten Kur’ân meâlleri kadını insan yerine koymuyor mu?

Neden eşini boşamayı erkeğe mahsus kılmış?

Neden meallerde kadının boşanma hakkı yok?

 

Talâk Sûresi 1:

Diyanet: Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde………

 

Nisâ Sûresi 20:

2 – Diyanet: Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz,….. …………

 

Ahzâb Sûresi 49:

Diyanet: Ey iman edenler! Mü’min kadınları nikâhlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel ilişkide bulunmadan) kendilerini boşadığınızda,………..

 

Bakara Sûresi:

Diyanet:

223:Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın…..

227: Eğer (yemin edenler yeminlerinden dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse…….

230: Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz……..

231: Kadınları boşadığınız ……

……..

Mevcut mealleri incelediğimizde görüyoruz ki kadının boşama hakkı yok.

Hatta görüyoruz ki kadının insan sayılma durumu yok.

 

Kadın adeta kullanılacak bir eşya gibi gösterilmiş.

Âl-i İmrân Sûresi 14: Burada bile kadın adeta altın, gümüş, at, davar gibi bir eşya….

Diyanet: Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi……..

 

Adeta Kur’ân erkekerkil bir zihniyete göre meâllenmiş.

Kadın asla insan yerine konmamış.

Kadına bir sesleniş yok.

Neden kadın erkeğin bir malı gibi gösterilmiş?

 

Neden”Talâk” kadını boşamak diye çevrilmiş?

Neden din adına yorum yapanlar hep: Talâk konusunda kadının doğrudan söz hakkı yoktur, demişler.

Neden kadın yok sayılmış, söz hakkı verilmemiş, fikri alınmamış?

 

Hazreti Muhammed “Kadın erkek eşittir, kadın da bir insandır” dediği halde neden mevcut meallerde buna rastlayamıyoruz?

Hazreti Muhammed”Kadınlara haklarını verin, evlenme konusunda onların rızasını alın, onların da karar vermelerini sağlayın” dediği halde bunu yok saymışlar?

 

Neden İslam hukuku diye oluşturulan şeyde:

İslâm hukukunda boşama, prensip olarak kocanın tek yanlı iradesiyle ve mahkeme kararına gerek olmaksızın meydana gelir.

diye hukuk oluşturmuşlar?

 

Neden bu hukukta erkek karısına 3 kez”Sen boşsun” dediğinde kadın boşanmış oluyor?(Bakara Sûresi 230 a göre yorumlanıyor)

 

Evet, neden kadının söz hakkı yok?

Neden kadının eşini boşama hakkı yok?

 

Okuduğumuz mevcut meallerin hiçbirinde neden kadına bir hakk bulamıyoruz?

 

Peki gerçek böyle mi?

 

Hazreti Muhammed’in anlattığı hakikatler bu mu?

 

Kur’ân gerçekten kadını yok mu sayıyor, onu bir mal mı gibi görüyor?

 

Öncelikle ilgili ayetlerde ki ilgili kelimeleri inceleyim:

 

Talâk, Ezvac-Zevc, Nisâ kelimelerini inceleyelim.

 

Talâk kelimesi; tüm müellifler tarafından erkeğin karısını boşaması olarak çevrilmiş.

 

Oysa Talâk kelimesi: Ayırmak, bırakmak, çözmek, bağından kurtulmak, boşamak, bağlı olan bir şeyi çözmek, uzaklaşmak, salıvermek, gibi anlamlara da geliyor.

Kişinin kendindeki kötülüğü, fena halleri, zarar verici halleri bırakması da talâk-tır.

Kişinin kendinde olan huy haline gelmiş tüm kötü haller olan; dedikodu, çekiştirmek, küçük görmek, çıkar halleri, ego, gurur, kibir gibi halleri de bırakması da talâk-tır.

 

Ezvâç-Zevç kelimesi:

 

Ezvaç-Zevç: Eş, cins, tür, çeşitler, denkler, birlikte olanlar, arkadaş olanlar, aynı yolda olan, aynı görüşte olan, aynı amaçta gayrette olan, yoldaş, gibi anlamlara geldiği halde, neden hemen erkeğin eşi olan kadın olarak çevrilmiş.

 

Nisâ:

 

Nas, Nisa, Nefs aynı kökten gelen kelimelerdir.

 

Nâs: نَّاسُ

Nisâ: نِّسَاء

Nefs: نَّفْسٍ

 

Nâs: İnsan olan, kendini bilen, kendindeki ve tüm varlıktaki mutlak gücü anlamış olan, ünsiyete ulaşmış olan.

Nisâ: İnsan olma yolunda olan, kendini tanıma yolunda olan, kadın diye de çevrilir. Ama burada ki kadından maksat cinsiyet olarak değil, nefsini tanıma aşamasında olan anlamındadır.

 

Nisâ, kadın diye bilinir.

Nisâ kelimesinin Nûn ile Sîn harfleri arasında Elif yoktur

Nisâ: Bedenlerin “Sûret” yönüdür.

Yani kişi kendi bedenini anlamak için kendi bedenine baktığında karşısına “Nisâ” boyutu çıkar.

Ve kendini tanımak için “Nisâ”boyutunda “Nisâ” olarak “Nâs” oluncaya kadar irfâniyet yolculuğu yapar.

Yani beden okulunda bedeni anlamaya çalışmak”Nisâ” olmaktır.

İşte Nisâ: Nefsini yani kendini anlama yolunda olan demektir. Yani kendini bilme yolunda olan her kişi “Nisâ”dır.

Yani kendini bilme yolunda talebe.

 

Evet, Kur’ân neden böyle meâllendi diye çok iyi araştırma yapmak gerekir.

Kur’ân konusunu araştıran kişiler çok samimi bir gayretle bunu yapmalılar.

 

Tevhîd-i Kur’ân Meâli:

 

Talâk Sûresi 1- Ey Hakikati bildiren! Nefsini tanıma yolunda olanları bırakacağınız zaman, artık onları hakikatlere uygunluk ölçüsünde belirli bir dönem içinde bırakın………..

 

Talâk Sûresi 1:

Diyanet: Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde………

 

Nisâ Sûresi 20- Eğer sizinle aynı yolda olmak, aynı makamlarda olmak isteyenlerin düşüncelerini değiştirmek istiyorsanız, siz onlara birliğin bilgilerini bir ölçü ile verin

 

Nisâ Sûresi 20:

2 – Diyanet: Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz,….. …………

 

Ahzâb Sûresi 49- Ey iman edenler! İnanma yolunda olup size uyduktan sonra sizden ayrılanlarla, hakikatler konusunda onlarla temas halinde bulanacak değilsiniz. Artık onlar dünya çıkarlarına yöneldiklerinden dolayı onları bırakın, güzellikle gönderin.

 

Ahzâb Sûresi 49:

Diyanet: Ey iman edenler! Mü’min kadınları nikâhlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel ilişkide bulunmadan) kendilerini boşadığınızda,………..

 

Bakara Sûresi 223- Siz nefsinizi tanıma yolunda olun, kendinizi hakikatlerle yetiştirin. Öyle ki siz kendinizi yetiştirmede arzulu olun, hakikatlere ulaşın ve kendinizi hakikatlere teslim edin ve fenalardan sakının, Allah’a ortak koşmayın ve O’nun kendinizde olduğunu bilin ve ümit veren müminlerden olun.

227- Eğer o cahil hallerini bırakmada kararlı davranırlarsa, muhakkak ki işittirenin, ilmiyle varedenin Allah olduğunu anlarlar.

230- Artık o kişi o hallerini bıraktığında, artık onun sonradan o hallere dönmesi uygun değildir.

231- Nefsini anlama yolunda olanlara, cehaletten ayrılmaları için yardım ettiğinizde, bundan sonra onlar bir irfaniyet içinde hakikatlere sımsıkı sarılıncaya, bir irfaniyet içinde o cehalet hallerini bırakıncaya, hakikatleri anlayıncaya kadar bekleyin.

 

Bakara Sûresi:

Diyanet:

223:Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın…..

227: Eğer (yemin edenler yeminlerinden dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse…….

230: Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz……..

231: Kadınları boşadığınız ……

 

Kim neye inanmak istiyorsa inanabilir.

 

Fakat şu asla unutulmamalı ki güzel insan, güzel dost Hazreti Muhammed’in anlattığı İslam asla bugün ki anlatılan değil…