TEVBE-TEVVÂB AFV-AFÜV GAFUR-MAĞFİRET
Günah nedir? Tevbe nedir? Aff nedir? Mağfiret nedir?
Mâide Sûresi 39: Fe men tâbe min badi zulmihî ve aslaha fe innallâhe yetûbu aleyh innallâhe gafûrun rahîm
Meâli: Artık kim, yaptığı hatalardan ve yaptığı zulümlerden pişmanlık duyar dönerse ve ıslah olursa, muhakkak ki Allah tövbeleri kabul edendir. Muhakkak ki Allah mağfiret edendir, varlığı özünden var edendir.
Nisâ Sûresi 99: Fe ulâike asâllâhu en yafuve anhum ve kânallâhu afuvven gafûrâ
Meâli: İşte umulur ki onlar, Allah’ın kendilerindeki bağışlayıcılığını anlarlar ve mağfiretiyle bağışlayıcı olanın Allah olduğunu bilirler.
Günah: Hata demektir, Yanlış yapmak demektir,
Tevbe: Hatasını anlayıp dönmek demektir.
Tevvab: Tevbeleri kabul eden demektir.
Afv: Af olunmak, bağışlanmak, hatasından temizlenmek,
Afüv: Af eden, bağışlayan, temizleyen
Gafur: Lütuflarla temizlenmek, kirletmeyeni giyinmek,
Mağfiret: Lütuflara kavuşturan, lütuflarıyla kulunun hata yapmasına izin vermeyen, lütuflarıyla kirlenmeye engel olan,
Tevbe; hatasını anlayıp, o hatayı bir daha yapmamak üzere dönmek demektir…
Hata yani günah ama kendine ama birine zarar verici her türlü eylemin adıdır…
Tevbe, insan olmanın ilk adımıdır..
Tevbe dil ile değildir, kalb iledir…
Kul hatasını anlar tevbe ederse Allah kulunun tevbesini kabul eder.
Lakin tevbenin kabul edilmesi, kulun afolması demek değildir.
Kul hatasını anlayıp tevbe ettiğinde, Allah onun tevbe dilekçesini kabul eder.
Ve kulunun tevbesinde samimi olup olmadığını bekler.
Kul tevbesinde samimi ise ki o samimiyet kulun o günaha dönmemesinde gizlidir.
İşte o zaman Allah’ın tevvab ismi tecelli eder.
Kulun af edilmesi için ise, Allah’ın afüv ismi tecelli etmesi gerekir. Yani kulun günahından temizlenmesi.
Eğer kul hatasına bir daha dönmezse, o yaptığı hatayı unutmazsa, her an pişmanlık duyarsa o zaman Allah’ın afüv ismi tecelli eder ve kul günahından temizlenir.
Eğer kul tevbesinde samimi olur ve hata yapmamaya gayret ederse ve kul Allah’a arif olur, varlığının ve tüm varlığın sahibini bilirse ve yalnızca Allah’a teslim olur ve o şuurda yaşarsa, işte o zaman Allah’ın gafur ismi tecelli eder.
Ve işte o zaman kul her an Allah’ın mağfireti üzere yaşar.
İşte o zaman kul Allah’a ait lütuflara öyle gark olur ki o lütuflar onun gaflete düşmesine, hata yapmasına izin vermez.
İşte mağfiret; kirletmeyecek olanı giyinmektir.
İşte o zaman Allah’ın lütufları kulun düştüğü gafletten hızla dönmesine sebep olur.
İsmet sıfatı, Allah’ın mağfiretine mazhar olmuş kullarına aittir
İsmet sıfatı, düştüğü gafletten ilk saniyede dönen demektir…
İşte ayetlerden de anlıyoruz ki, önce günaha düştüğümüzü fark edeceğiz.
Sonra tevbe edip, yani o hatayı tekrar etmemek için Allah’a söz vereceğiz…
İşte tevbesinde samimi olan affa mazhar olur
Ve affa mazhar olduktan sonra Allah’ı arif olup tam teslimiyetle teslim olan Allah’ın mağfiretine mazhar olur…
Bizler zayıf varlıklarız.
Her an hataya düşebiliriz, birinin kalbini kırabiliriz, birinin hakkına girebiliriz.
Birilerini küçük görüp, birilerine yücelik isnat edebiliriz
Dünya menfaatine düşüp Allah’ı unutabiliriz..
Kişi yaptığı hatayı hiç unutmamalı, o hata hatırladığında tüyleri diken diken olmalı, hep içi titremeli.
Kişi yaptığı hatayı unutmazsa hep pişmanlık içinde yaşarsa o kişi kolay kolay hataya düşmez. Daha dikkatli yaşar.
Eğer kişi Allah’ın mağfiretine mazhar olmuşsa, Allah o kişinin kalbinden her an ona sevgisini hissettirir.
O sevgi kişinin hata yapmasına engel olur.
Allah’ın sevgisine mazhar olan kimse, kimseye kötü söz etmez, kalbini kırmaz, hakkına girmez.
O kişi hiç bir zaman kul olduğunu unutmaz, her an kulluk makamında durur, kulluk şuuru ile hareket eder.
Kul olduğunu bildiğinden dolayı gaflete düşme durumunu hiç unutmaz.
İşte kişi bir hataya düştüğünde hatasını anlamalı.
Allah’a tevbe etmeli.
O hatasını bir daha yapmamalı ve Allah’ın affını beklemeli.
Allah’ın affına mazhar olmayı ve O’nun mağfiretine mazhar olmayı kalben istemeli.
İyi insan olmanın yolu bu kapılardan geçiyor.
Allah bizim iyi insan olmamızı irade ediyor ve her an iyi çalışmalarda olmamızı irade ediyor.
Allah’ı unutmayan her an kalbinde hisseden iyi insan olarak yaşar ve kimseye kıl kadar zarar veremez.