ALLAH VAR MI DİYE SORMAK DOĞRU MUDUR?

 

ALLAH VARDIR DEMEK DOĞRU MUDUR?

 

Mülk Sûresi 1: Tebârekellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şeyin kadîr

Meâli: O Zatıyla yüce olandır, tüm kâinat O’nun yönetimindedir ve O bütün her şeydeki kudrettir

 

Mâide Sûresi 40:…..ve Allâhu alâ kulli şeyin kadîr

Meâli:…….ve Allah bütün her şeydeki kudrettir.

Toplumda her zaman insanlar birbirine; Allah var mı? diye sorarlar

Peki “Allah var mı?” diye sormak doğru mudur?

 

Peki “Allah vardır” diye cevap vermek doğru mudur?

 

Önce “Var” kelimesini inceleyelim.

 

Var→Var lık→Var edilmiş olan

 

Anlıyoruz ki var kelimesi varedilmiş olmakla yani varlık ile alakalıdır.

İşte varlık kelimesi de var kelimesinden gelir.

 

İşte kainâtta var olan her şeye var lık→varlık denir.

 

Taşa, kuşa, ağaca, insana vs hep varlık denir.

Ve taşın, kuşun, ağacın iç yapısında olan atomdan hücreye olan tüm sisteme varlık denir.

 

Varlık→var lık→varedilmiş olan: yaratılmış olandır.

Yani bir tohumdan ağacın açığa çıkışı gibi.

 

Peki o zaman, “Allah var mı?” diye sormak doğru mudur?

Ya da “Allah var dır” diye cevap vermek doğru mudur?

 

Eğer soruyu böyle sorarsak; Allah’ı var lık→varlık yerine koymuş oluruz.

Yani Allah’ı da varedilmiş bir varlık yerine koymuş oluruz.

 

Ve ardından da biri” Allah’ı kim var etti? Ya da Allah nasıl var oldu?” diye sorma hakkına sahip olur.

Onun için “Allah var mıdır?” diye sormak ya da “Allah var dır” diye cevap vermek, Allah hakikatini bilmemekle alakalıdır.

Ve bu durum bir kavgadan ibarettir, bilmişlik egosundan ibarettir.

 

Allah varlık değildir, yaratılmış değildir, varolan değildir.

Varlık, var olandır, yaratılmış olandır?

 

İşte var mı diye sormak ancak ve ancak yaratılmış olanla alakalıdır yani eşya, nesne ile alakalıdır.

 

Allah’ı varlık boyutunda değerlendirmek doğru değildir.

Çünkü Allah, var lık→varlık→ varolmuş değildir.

 

Onun için Allah var mı? diye sormamız cahilce bir yaklaşımdır ve Allah hakikatini bilmediğimizden düştüğümüz durumdur.

 

Allah vardır dersek, Allah’ı varlık vasfına indirmiş oluruz ve bu durumda da yine bir cehaletin içinde düşmüş oluruz.

 

Allah vardır dersek, karşımızdaki peki Allah’ı kim yarattı? Allah nasıl yaratıldı? diye sorma hakkına sahiptir.

 

Peki hayati soru burada gizli: Allah nedir?

 

Hazreti Muhammed’e biri geliyor ve bu soruyu soruyor.

– Ya Muhammed; Allah nedir, ben onu nasıl bilirim?

Hazreti Muhammed’de diyor ki: “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu”

Yani kendini bilen kimse Rabbini bilir, yani kendini bilen kimse, kendini varedeni bilir.

 

Kur’ân; Allah vardır, inanın diye başlamaz.

 

Kur’ân,”Oku” diye başlar.

Yani, kendini, varlığı incele, gözlemle, analiz et ve anla.

Varoluşu anlamaya çalış.

 

Bu görünen varlığı kimse inkar edemez, asıl olan bu görünen varlığın varoluşunu ve varedeni anlamaya çalışmak.

 

İşte Kur’ân’da muhteşem ayetler vardır.

 

ve huve alâ kulli şeyin kadîr.

Meâli: O bütün herşeydeki kudrettir.

ve Allâhu alâ kulli şeyin kadîr

Meâli: Ve Allah bütün her şeydeki kudrettir.

 

Tüm kâinatı hareket ettiren, tüm kâinatı işleten bir kudret vardır.

Kuantum fiziği dediğimiz; molekül, atom ve atom altı parçacıkları ve daha ötesini hareket ettiren bir kudret vardır.

İşte asıl olan bu kudreti anlamaya çalışmaktır.

Tüm kâinatta matematik, fizik, kimya, biyolojik sistemin bir işleyişi vardır.

Bu işleyişi yapan bir Kudret vardır.

 

İşte asıl olan bu Kudreti anlamaya çalışmaktır.

 

Bunu anlamanın kapısı da insanın kendi vücududur.

Aradığı tüm soruların cevabı da insanın kendinde gizlidir.

 

Onun için Hazreti Muhammed: “Kendini bilen Rabbini bilir”

Hazreti İsâ: “Ben O’yum”

Hazreti Musâ: “Ben O’nu kendimde gördüm” demiştir.

İşte, Allah var mı? diye ya da evet var diye tartışmaya girmek doğru değildir.

 

Çünkü Allah; varlık→var lık→var olmuş, değildir.

 

O akılla anlaşılmaz

Düşüncelere sığmaz,

Gözle görülmez,

Kelimelerle anlatılmaz,

 

Onun şekli olmaz

Menzili yoktur

Doğmuş değildir

Doğurmuş değildir

Hayy olandır

Kayyûm olandır

Bâki olandır

Ulvî olandır