HIZIR ÇOCUK KATİLİDİR DİYENE CEVAP
Mûsâ kıssasında geçen bir anlatım bize ne mesajlar sunuyor?
Hızır denilen kişi kimdir?
Hızır’la yolculuk yapan Mûsâ kimdir?
Öldürülen beşeri bir çocuk mudur?
Yoksa, öldürülmesi, yok edilmesi gereken bizdeki kötülüğe yol açacak olan aklımızdan geçen ilk doğuşlar mıdır?
Mûsâ kıssasında Mûsâ; hakikati arayışa çıktığında, Allah hakikatini anlamak istediğinde, Tevhîd sırrına vakıf olmak istediğinde kendine kefil olacak olan yol arkadaşı ile, hakikate vakıf olan Bilge kişiye gitmek için yola çıkmışlardı.
Kehf Sûresi 60: ” Musa yol arkadaşına: Tevhîd sırrını bilen bilge kişiye ulaşıncaya kadar durmak yok, hatta günlerce gidilse bile, demişti.”
Mûsâ, Bilge kişiye ulaştığında, Mûsâ’nın hakikat yolunda yolculuğu başlamıştır.
Lâkin Bilge kişiye sabır etmek kolay değildir, onun anlattıklarının, yaptıklarının derininde yatan mesajı anlamak kolay değildir.
Burada Mûsâ’dan murad, hakikat yoluna adım atan kişidir.
İlm-î Tevhîd yolculuğunda nice sırlar vardır ki, hiç bir şey anlatıldığı gibi, göründüğü gibi değildir.
Allah nedir hakikatini arayan, yaratılışın ve yaratanın hakikatine ermek isteyen kişi, öncelikle aklını gönlünü temizlemelidir.
Atalardan gelen, bâtıl olan kendi bildiklerini unutmalıdır.
Kehf Sûresi 62: “Böylece onlar, Tevhîd sırrını bilen Bilge kişiye ulaştıklarında, gönüllerindeki kendi bildiklerini unuttular”
Hakikat yolunda eski bildikleri ile yeni bildikleri arasında kalan kişi bocalar.
Mûsâ’nın, bıraktığı ve yeniden aldığı âsânın sırrı budur.
Bıraktığı asa, eski bilinenler ve aldığı âsâ Hakk’ın ilmidir.
Hakikat yolu; alınan âsâ olan Hakk ilmiyle açılır.
Bir Kâmil kişinin ilim sofrasında kişi, eski bildiklerini bırakmadan ona İlm-i Tevhîd tebliğ edilmez.
Konumuza gelirsek:
Hızır’dan maksat: Tüm Hazeratı, yani tüm varlığı her an tutan Hakk’tır hakikatine ermiş kişi olan Kâmil kişidir.
Hızır denilen Kâmil kişi her an Hakk’ın huzurunda şuuruyla yaşayan kişidir.
Hızır hakikatte Hazreti Muhammed’dir.
Mûsâ’ya Hızır’lık yapan Hazreti Muhammed’dir.
Hızır’ın, çocuğu öldürmesi diye anlatılan kıssadaki mesajı iyi anlamalıyız.
Bu çocuk zahirde yaşayan bir çocuk değildir.
Bu çocuk, bizim içimizde kötülüklerin kaynağı olan doğuşlardır.
Kehf Sûresi 80- 81:…”Onun öfkeli ve hakikatleri örtme hâllerinden dolayı, onlara zulüm etmesinden çekindik. Böylece istedik ki; o hallerini değiştirsin, hayırlı, temiz ve ailesine yakın olsun, merhametli olsun, onların Rabbini bildiği gibi bilsin.”
Nasıl ki, firavun ilk doğan İbrânî erkek çocuklarını öldürmüştür.
Burada, firavundan maksat, kişinin firavunlaşmış, yani kibre düşmüş duyguları, hisleri, bilişleridir.
Eğer kişi, kibirli bir duyguda ise, bu kişide, saf, masum, hakikat ilminin düşüncelerinin doğuşları ilk anda yok olur gider.
Tâ ki akıl kibir duygusundan kurtulsun.
Nasıl ki Mûsâ kıssasında, firavun hakimiyetinde ilk doğan İbrâni çocukları yok edilir.
Sonra, Mûsâ hakimiyetinde de, firavunun ilk doğanı ölür.
Yani kişinin bedenine kibir hâli hakimse, o gönülde irfâniyet doğuşu olmaz.
Kişinin bedenine İlm-i irfân hakimse, o gönülde kibir hâli doğuşu ilk anda yok edilir.
İşte Mûsâ kıssasında, Hızır dediğimiz Kâmil kişiden Hakk’ın mesajı: Kişi kendi aklında, ilk anda doğan tüm kötülük düşüncelerini, duygularını, hislerini yok etmelidir.
Mesela kişinin aklında, birine kızgınlık geçtiği ilk anda bunu yok edemezse; kızgınlık öfkeye, öfke hiddete, hiddet kine, kin nefrete, nefret intikama, intikam savaşa dönüşür.
Kişi içinde dedikodu yapma doğuşlarını yok edemezse:
Dedikodu çekiştirmeye, çekiştirme küçük görmeye, küçük görme de kişiyi kibre düşürür.
Hızır kıssasında bizlere; içinizden geçen tüm kötülük doğuşlarını yok edin mesajı vardır.
Eğer bunları yok edemezseniz, İlm-i İrfân doğuşu sizlerde olmaz, mesajı vardır.
İşte, Hızır kıssasında sunulan muhteşem mesaj;
İçimizden geçen tüm kötülük doğuşlarını yok edelim.
Bizleri her türlü, fitneliğe, fesatlığa, gurura, kibire düşürecek olan ilk doğuşları yok edelim.
Bizleri her türlü ikilik hallerine düşürecek tüm duyguları yok edelim.
Makam, mülk, şöhret, gibi bizi esir alacak duyguları yok edelim.
Bizleri kul hakkı yemeye, çalıp çırpmaya, birine zarar vermeye yol açacak her türlü duyguları yok edelim.
Bunları yok eden kişi de, İlm-i İrfân doğuşu başlar, Muhammed’î şuur doğuşu başlar.
İnşAllah Muhammed’î şuuru kendimize Hızır ederiz.