GAYBA İMAN NEDİR
Gayba iman nedir?
Kur’ân’î ölçüde açıklaması nasıldır?
Gayba iman, görmediğimiz, bilmediğimiz bir şeye inanmak mıdır?
Gördüğümüz, bildiğimiz bir şeyin, görmediğimiz bir özden geldiğine inanmak mıdır?
Gayb, görünmeyen bilinmeyen boyut mu demektir?
Gelecek zaman da gayb boyutu mudur?
Allah’ı görmeden, ilmi olarak şahit olmadan inanmanın adı gayba iman mıdır?
Kesin bir bilgiye sahip olmadan, delillere dayalı şahit olmadan, ilmi olarak görmeden olan inanç doğru mudur?
Gayb kelimesi; Kur’ân’da yaklaşık 60 yerde geçer.
Gayb “Gayb- غَيْبِ” “ġyb” kökünden gelir.
Arapçaya nereden geçtiği bilinmemektedir.
Arapça ġāba غاب kelimesi; “kayboldu, görünmez oldu” anlamına gelir.
Öz Türkçe bir kelime olan”Gebe” kelimesi buradan mı geliyor bilemiyoruz.
Gebe bir kadında da çocuk görünmez, ama orada çocuk olduğuna inanılır.
İşte gayb kelime olarak: Bilinmeyen görünmeyen âlem, görünmeyen, gizli olan, örtülü olan, özde olan, rûh boyutunda olan, açığa çıkanın geldiği yer, tohumun özü, râhim sırrı, sır boyutu, mânâ boyutu, evvel ve âhir boyutu, bâtın ve zâhir boyutu, gibi anlamlara gelir.
Kayıp kelimesi de buradan gelir.
Yûnus Sûresi 20: …”kul innemel gaybu lillâhi fentezirû innî meakum minel muntazirîn”
Meâli:…”Anlat: Bilinmeyen görünmeyen âlem ancak Allah’ındır. Bundan sonra hakikatleri anlamak için bakıp gözlemleyin, ben de sizinle birlikte gözlemlemekteyim.”
Gayb; göremediğimiz, bilemediğimiz boyuttur.
Bir tohumun içsel boyutu gibi.
Gaybın dışsal boyutu da vardır.
İşte gayba iman da: Bilinmeyen görünmeyen âlemde, gizli bir âlemin olduğuna inanmaktır.
Gayba iman boş bir inanç değildir.
Tam tersi, özde olan sisteme inanmaktır.
Bunu şöyle anlatabiliriz.
Elimizde 2 tohum olsa; biri incir tohumu, diğeri de hiç görmediğimiz bir tohum olsa.
İncir tohumunda, bunda incir ağacı var diyebilir miyiz? Elbette diyebiliriz.
Çünkü o tohumdan açığa çıkan ağacı, daha önceden gördük biliyoruz.
Dalını, gövdesini, yaprağını, meyvesini gördük, ağacına çıktık, ondan meyve topladık, o meyveyi yedik ve o meyvenin içinde incir tohumunu da gördük.
Yani incir tohumundan gelen incir ağacına şahit olduk.
Onun için incir tohumuna baktığımızda, bu tohumun içinde incir ağacı var diyebiliriz.
Ama diğer tohumu hiç görmediğimizden dolayı, o tohumun içinde şu var diyemeyiz.
İşte gaybe iman; incir tohumunun içinde incir ağacı var demenin eminliğidir.
Zahire çıkmış olan ağacı, ilmi olarak tanımadan, yani ona şahitlik yapmadan, incir tohumun içinde incir ağacı var diyemeyiz.
Ama ilmi olarak tanıdığımızda, açığa çıkan o ağaca şahit olduğumuzda, elinde incir tohumu olan bir kişi gelse, o kişi bu tohumu hiç görmemiş olsa biz ona “o incir tohumudur, o tohumun içinde incir ağacı vardır” diyebiliriz ve o ağacı tarif edebiliriz, ona anlatabilir ve o ağacı ona çizebiliriz.
İşte gaybe iman; incir tohumunun içinde incir ağacı vardır diyebilmektir.
İncir tohumunu bilen kişi “bu incir tohumudur, ondan incir ağacı çıkar” diyebilir.
Ama incir tohumunu bilmeyen kişi, o tohumun içinde ne olduğunu bilmez ve onun gaybe imanı olmaz.
Çünkü o görmedi, o tohumdan açığa çıkana şahit olmadı.
Gaybe iman eden kişiler bu kâinatın aslının nereden geldiğini bilen kâmil kişilerdir.
Onlar her varlığın ardında olanı bilirler.
O varlığı tutanı ve o varlığa ait olanı bilirler.
O varlığın aktığı boyutu ve geleceğini bilirler.
İki kişi bir ormanda olsa; bir kuş ötse, birisi o kuşa; “bu keklik sesi” dese, o kişi kekliği görmediği halde kekliği bilmesi, onu daha önceden tanıdığından dolayıdır.
İşte bu gayba imandır.
Görmediği halde inanmak, gördüğünden dolayıdır.
İşte diğer kişiye görülmeyen, bilinmeyen o keklik gaybdır, o kişinin kekliğe iman etmesi olmaz.
O kişi, arkadaşı keklik dediğinden dolayı” bu keklik-miş” diyebilir.
Bu da taklidi imandır, tahkiki değil.
Eğer keklik zooloğu orada olsaydı, o sesin daha da inceliklerini bilebilirdi
Kekliğin ses tonundan, kekliğin neden öttüğünü de bilebilirdi.
Gayba iman tahkik ehlinde olan imandır.
Gayba iman, kâmil kişilerin imanıdır.
Onlara göre gayb-kayıp olan yoktur.
Onlara göre bilinmesi, okunması gereken alan vardır.
İşte gayb: görünmeyen bilinmeyen âlemdir
Gayba imanda; görünmeyen bilinmeyen âlemin Allah’a ait olduğuna inanmaktır.
Mâide Sûresi 109:… “kâlû lâ ilme lenâ inneke ente allâmul gayb”
Meâli: Derler ki: Bizim ilmimiz yoktur, görünmeyen bilinmeyen her şeydeki ilmin sahibi muhakkak ki sensin.”
Gayb; rûh boyutunun sırlarıdır.
Gelecek, rûh boyutundan açığa çıkan âlemdir.
Rûh boyutundan çıkan âlem de gayb boyutundadır.
Görünüyor gibi görünen bu alemin özü gayb âlemidir.
Yarın da gayb boyutudur.
Kişinin, ülkenin, dünyanın geleceği hep gayb boyutudur.
İşte, gayb vardır gaybdan içeri, gayb vardır gaybdan dışarı.
Gaybı bilmek, içten dışa olan akışı okuyabilmektir.
Gayb âlemi: Rûh boyutu, nûr boyutu, âmâ boyutu, gelecek, açığa çıkan varlığın görünmeyen yönü, hep gayb alemidir.
Bu âlemlerin hepsi insanın vücudunda vardır.
Tüm gayb âlemi insan vücuduna gizlenmiştir.
Örtülü olup, görünmeyen bilinmeyen her şey gaybdır.
Gaybı ancak, gaybın sahibine teslim olanlar okuyabilir.
Gaybın sahibine teslim olan, ona ait olan sisteme teslim olur.
O sistemi okumanın yolu, ilimdir, tevazüdür, teslimiyettir.
Allah hakikatine eremeyen kişinin, gaybı okuması, gayba imanı olamaz.
Yani tohumu bilmeyenin, onda ne ağaç olduğunu bilemeyeceği gibi.
En’âm Sûresi 59: “Ve indehu mefâtihul gaybi lâ yalemuhâ illâ huve ve yalemu mâ fîl berri vel bahr ve mâ teskutu min varakatin illâ yalemuhâ ve lâ habbetin fî zulumâtil ardı ve lâ ratbin ve lâ yâbisin illâ fî kitâbin mubîn”
Meâli: Görünmeyen bilinmeyen âlemin hâkimiyeti O’na aittir. O’ndan başka ilmin sahibi yoktur. Karada ve denizde var olan her şeydeki ilmin sahibidir. Bir yaprak düşmesin ki ancak O’nun ilmiyledir. Yerin karanlığında bir tohum yoktur ki ve yaş olan bir şey yoktur ki ve kuru olan bir şey yoktur ki, hepsinin hakikati ancak apaçık kâinat kitabının içindedir.
İşte gayb: görünmeyen bilinmeyen âlemdir
Gayba iman da; görünmeyen bilinmeyen âlemin Allah’a ait olduğuna inanmaktır.
Gaybın içsel boyutu, rûha ait âlemdir.
Dışsal boyutu, rûhdan açığa çıkan bu âlemin aktığı âlemdir.