AŞK

Aşk O’nun cemâli idi.
Aşk O’nun kendi idi.

Yaratan aslında yaratılandı.
Yaratılan aslında yaratandı.

Yaratan kendini bâtından zâhire çıkardı.

Yaratan kendini açığa çıkardı, yaratılan kimliğini giydi.

Yaratan yaratılan aynıydı.

O kendinden kendini açığa çıkardı.

Tohumda O’ydu ağaçta O’ydu.
Öz de O’ydu, özden gelen de O’ydu.

Evvel olan, âhir olan,
Zâhir olan bâtın olan O’ydu.
(Hadid Sûresi 3: “Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın”)

Aşkından aşkını açığa çıkardı.
Açığa çıkardığı kendine Muhammed boyutu dendi.

Aşk Muhammed makamıydı.
Aşk Muhammed’di.
Muhammed makamına ermeden hiç aşk hissedilebilir mi?
Aşk hissedilmeden her yerde O’nun vechî seyredilebilir mi?

Aşk hissedilse, vücut kalır mı hiç?
Aşk hissedilse, ben varım denir mi hiç?

Aşk O’ydu,
O aşktı.

O, aşkı yarattı, aşkından yarattı, aşkla yarattı.
Aşk O’ydu.
Aşk O’na aitti.

“Aşkın aldı benden beni” dedi Yunus Emrem.
Aşk O idi, O’na aitti.
Aşk cümle âlemi saran O’nun ışığıydı.

O’nun aşkıyla aşklanan, O’ndan başka bir şey görebilir mi hiç!
Dil başka bir şey diyebilir mi hiç!
Gönülde başka bir his olabilir mi hiç!

Cümle varlık O’nun aşkıyla var oldu.
Cümle renkler, kokular, şekiller o aşktan var oldu.

Sana nefes olarak gelen hava, aşkla esip geldi.
Sana akıp gelen su, can olan su, aşkla akıp geldi.
Sana akıp gelen ışık aşktı.
Topraktan filizlenen her şey aşkla açığa çıktı.

Aşk, bedeni tutan candı.
Bedenin kendi de aşktı.

Aşkla açıldı vücuttaki tüm boyutlar.
Aşka geçildi tüm makamlar.
Aşka geldi tüm lütûflar.
Aşka sunuldu tüm sırlar.
Aşkla birleşti damla deryayla.

Aşkla başladı her şey.
Aşkla yaratıldı her şey.
Aşkla tutuldu tüm kâinat.

Aşk kesret gibi görünen âlemdeki vahdetti.
Aşk her varlıktaki nûrdu.

Saff Sûresi 13- “Ve uhrâ tuhıbbûnehâ nasrun minallâhi”… “”Allah’ın yardımını anlayın ve her yerde O’nun aşkıyla hareket edin”….

“Allah’ın yardımını anlayın ve her yerde O’nun aşkıyla hareket edin ve O’na olan yakınlığın hakikatine ulaşın ve müminlerden olun, ümit verenlerden olun.”

Hubb: Aşk, sevgi, muhabbet, ilgi,

Bakara Sûresi 165:…” İmanlarında güçlü olan kimseler ise, Allah aşkıyla yaşarlar.”

O’nun aşkına ulaşan O’ndan gayrısı göremez.
Aşığa gayrısı yoktur, her yerde O vardır.
O’nun aşkına ulaşan O idi.
O’nun aşkına ulaşan aşk idi.