CARİYE, DUL, BAKİREDEN MAKSAT, KADIN MIDIR

Cariye dedik, bunu kadın olarak düşündük.
Bakire dedik, bunu kadın olarak düşündük.
Dul dedik, bunu kadın olarak düşündük.

Çünkü öyle söylediler, öyle öğrettiler.

Cariye, ” جَارِيَة ” senin himayen altında olan, ilişkiye gireceğin bir kadın filan değil, unut bunu..

Bakire “بْكَارً”, dul ” ثَيِّبَاتٍ”, erkeğe verilecek kadın filan değil, unut bunu.

Cennette sayısız bakireler, dullar verilecekmiş, unut bunları, sil kafandan kardeşim.

Memeleri yeni tomurcuklanmış aynı yaşta sayısız kızlar verilecekmiş, unut bunları unut.

Hadis diye bu konuyla ilgili aktarılan şeylere inanma kardeşim.

Cariye, ilişkiye girilecek bir kadın değildir.

Dul, bakire sandığın gibi kadın anlamına hiç gelmez.

Kur’an’î anlamda “cariye” “dul” “bakire” kelimelerini gel inceleyelim.

Hakkâ Sûresi 11 ” جَارِيَة ” Cariye

Cariye: Yardımcı, güncel, geçerli, akıp giden, akım, akış, gemi, vücudun çalışmasında etken olan ögeler.

Cariye; Arapça cry kökünden gelir, carâ, carayân, ceyran aynı kökten gelen kelimelerdir.
Carâ, aktı, koştu anlamındadır.

Senin vücud geminde sana her an yardımcı olan, her an bir akış içinde Hakk’ın lütuflarını gör.

Bak her organın, her hücren bile her zaman senin vücudun çalışmasında yardımcı oluyor.

Genlerinle taşınan nice bilginin sırrı var, her bilginin vücudun içinde bir akışı var, vücudun çalışmasında bir yardımı var.

Sana irfâniyet yolunda sana yardımcı olan şeyleri düşün.

Kur’ân, sana yardımcı olan her bilgiyi, lütfu, vücudundaki akışı “cariye” diye tanımlar, yoksa kadın olarak değil.

Hâkka Sûresi 11- Muhakkak ki bu bilgileri; güncelliğini korusun, size yardım olsun diye, bir su taşır gibi taşıdık.
……

Bakire, dul kadın değildir kardeşim.

Tahrim Sûresi 5: …”seyyibâtin ve ebkârâ” “cehalet hallerinden ayrılmış ve tertemiz olanlar”

Bakire- Bakir- Ebkar “أَبْكَارً” : Temiz olan, el değmemiş, yeni, kirlenmemiş, gönlü temiz olan, saff olan, gönüldeki tertemiz doğuşlar, gibi anlamlara gelir.
Kadın anlamına gelmez.

Dul-Seyyibât- ثَيِّبَاتٍ”: Daha önceki halinden kopmuş, ayrılmış, boşanmış, bağlı olduğu inançtan uzaklaşmış, cehalet hallerinden ayrılmış, batıl bilgilerden ayrılmış, gibi anlamlara gelir.
Sabii kelimesi de bu kelimeden gelir.
Sabii: Bir yerden ayrılmış başka yere dâhil olmuş, anlamına gelir.

İşte bakire dul, erkeğin cinsel ilişkiye gireceği kadın değildir.
……….
Erkeğe sayısız memeleri yeni tomurcuklanmış kızlar mı verilecek.

Biz kızın memesi, 9-10 yaşlarında tomurcuklanır.

Bu nasıl bir zihniyet ki, Kur’ân’a bile yansıtmışlar.

Nebe Sûresi 33: “Ve kevâıbe etrâbâ”

Kevâıbe: Tomurcuk, taneler, göz alıcı güzellikler, tecelli etmiş,
Etrâben: Eşit, aynı, benzer, denk, bir, birlik içinde olmak şuuru

Burada ne meme kelimesi var, ne de kız çocuğu kelimesi var.

Meâl böyle mi: “Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar”?

Yoksa böylemi : Göz alıcı güzellikler ve birlik şuuru vardır.

Evet kardeşim.
Kur’ân insana seslendi, kadına ya da erkeğe değil.
Kadının da erkeğin de insan yönüne seslendi.

Kadını erkeği eşit gördü, eş gördü.

Kadını erkeğe peşkeş çekmedi.
Zihniyeti hevâsında olanlar hep böyle inandı, böyle söyledi, böyle sandı.

Cennette, şu kadar bakire verilecek şu kadar dul verilecek, aynı yaşta memeleri yeni çıkmış kızlar verilecek, diye anlattılar da anlattılar.

İşte, cariye, dul, bakire, kadın demek değildir..

Hep böyle öğrettiler , hep böyle inandık..

Erkeğe hizmet eden bir tanrıya inandık, erkekerkil bir inanca inandık.

Yık artık bunları.

Gel düşün, araştır, gel kendi vücud hakikatine ulaş.