ZÂHİR OLAN O’DUR

Zâhire ibretle bak.

Görünen nedir? Bir düşün!

Görünen ne olabilir? Bir düşün!

Seni tutan, varlığı tutan ne olabilir? Bir düşün!

Sakın kalma sûret boyutunda.

Sakın sûretin hevesine düşme.

Dünya hevesi seni dünyaya esir eder.

Aşk-ı İlâhî’ye ulaşırsan Dünya’ya aşkla bakarsın.

Çünkü bilirsin ki Allah vechini, varlık yüzünden gösterir.

Dünya cifedir diyenler, varlık yüzünden Hakk’ın vechini görselerdi, bayılıp düşerlerdi.

Sûretin ardını görenler, hep kendilerinden geçtiler.

Kendi vücudunu ve varlığın vücudunu tutana teslim olanlar, O’na gark oldular.

Hakk’ı bilmek istersen, görünen varlığı bir kapı bil, gir o kapıdan içeri.

Hakk’ı bilmek istersen, dön kendine beden kapından gir içeri.

İçeri adım atan, bilir ki zâhir de O’dur.

Bilir ki ten cândan ayrı değildir.

Ten elbisesi de cân elbisesi de O’dur.

Perde görme varlığı, bil ki perde de O’dur.

Senin yolunu kesen, bil ki senin kendinsin.
Bil ki hevânda kalmandır.
Bil ki kibrinde kalmandır.
Bil ki kendini varlıktan ayrı görmendir.

Düştüğün kibri anla ve dön.

Kendine nispet ettiğin o zanlarından kurtul.

Kalma sûret boyutunda, sûretin ardına bak.

Vücudunun sahibini vücudunda gör.

Kendinde Hakk’ı gören, her varlıkta görmez mi hiç!

Kendinde Hakk’a gark olan, her varlıkta Hakk’a gark olmaz mı hiç!

Öyle bir aşkı hisset ki, vücudunu unut.

Öyle bir aşkı hisset ki, dünya hevesinden kurtul.

Öyle bir aşka hisset ki her baktığın yer O’nun vechî olsun.

Dünya bir bahçe her varlık bir gül olsun.

Her varlıktan gelen koku, O’nun kokusu olsun.

Bil ki, sende ve cümle varlıkta olan O’dur.

Varlıktan zâhir olan O’dur.

Aşk’ı gönlünde hissedersen, cümle âlem bir pazar olur sana.

Bilirsin ki, pazar da O’dur, pazarcı da O’dur.

Sen bir saraysın, vücud sarayında sultanı O’dur.

Saray da O’dur, sarayın sultanı da O’dur.

Zâhir olan hep O’dur.

Her yeri saran, her yerden kendini gösteren O’dur.

Uzakta değil hep görünen O’dur.

Bir yerde gizli değil, her an aşikâr olan O’dur.

İlla Hû. Sadece O’dur.

Hadîd Sûresi 3: “Hû el zâhiri” “Zâhir O’dur-Görünen O’dur”

Evvel O’dur, âhir O’dur, zâhir O’dur, bâtın O’dur.

Hadîd Sûresi 3: “Hû el evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın.”

İlla Hû. Sadece O’dur.