GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER

Gergindi.
Sinirliydi.
Öfkesi fırtına olmuştu.
Gözler dolu dolu.
Boğazı düğümlenmişti.

Boğaza giren işgal gemilerini seyrederken,
Gözleri ateş saçıyordu.
Kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu.

Eller sıkılmış,
Gözler dikilmiş.
Öfke sel olmuş akıyordu.

Bir vatan işgal ediliyordu.
Hür olan bir millet esir olmuştu.

Ortada esir olan bir millet vardı.
Vatan parça parça bölüşülmüştü.
Halk esir olmuştu.

Artık özgürce yaşam yoktu.
Özgürce nefes alma imkanı yoktu.
Uyku yoktu.
Huzur yoktu.

18 Kasım 1918 günü,
İşgalciler gemileriyle İstanbul’a giriyorlardı.
Bir vatan elden gidiyordu.
Koskoca bir Devlet teslim olmuştu.

Zulümler gelecekti.
İşkenceler gelecekti.
Öldürmeler gelecekti.
Bir millet zulüm görecekti.

Gergindi, hemde çok gergin.
Öfkeliydi, hemde çok.
Elinden gelse, hemen müdahale ederdi.

Ama zamanı vardı
Her şeyin bir zamanı vardı.

Küllerinden doğma vakti gelmişti.

Amacını belirlemişti.
Tekrar özgür olmak.
Bağımsız bir devlet olmak.
Yeni bir devlet olmak.

Kalp Vatan için atıyordu.
Zaten o Kalp hep Vatan için attı.
Özgürlük için attı.
Hür olmak için attı.

Gergindi,
Duramıyordu yerinde.

Öfkeliydi,
Sakin olmak mümkün değildi.

Bir Vatan işgal edilirken,
Kalp yerinden çıkacak gibi atıyordu.

Kafasında plan belliydi.
Amaç belliydi.
Hedef belliydi.
Gidilecek yol belliydi.

Hedef özgürlüktü.
Hedef Halk’ın bağımsızlığı idi.

Hayatta her zaman bir yol vardır.

Umudunu kaybettiğin an, yollar kapanır.

Amacından kopmayan kimseler, lider kimselerdir.

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER