FAKİRLİK MAKAMI

Fakirlik nedir?

Fakirlik bizim anladığımız anlamda mıdır?

Fakir kimdir?

Fakir dediğimiz, bizim öğrendiğimiz anlamda mıdır?

Bizim anladığımız anlamda fakirlik nedir, hakikat boyutunda fakirlik nedir?

Kur’ân’da fakirlik kavramı ne anlamda geçer?

Bizler toplumda, fakir dediğimiz zaman; malı mülkü, parası olmayan, başkasına muhtaç olan anlamında öğrendik ve öyle baktık hep.

Peki Kur’ân bizlere nasıl bir fakirlik tanımı sunuyor?

Fakir kelimesi “fakr” kelime kökünden gelir

Fakir, fakr, fekar, fukara aynı anlamlarda kullanılmıştır.

Fekâr; omurgası kırılmış, yürüyemez olmuş, başkasına muhtaç kalmış demektir.

Yâni fekâr; kendi vücudunda her işleyenin Allah olduğunun idrakine ulaşmış, kendine nispet ettiği işleyişi terk etmiş demektir.

Fakr; hakikatte parasal veya mal olarak zenginlik demek değildir.

Dini mânâda fakirlik:
Fenafillah makamına ulaşmış demektir.
Kendine nisbet ettiği vücudundan geçmiş demektir.
Kendine ait sandığı malın, mülkün, bedenin Allah’a ait olduğunu anlamış demektir.

Muhtaç olduğunu anlamış demektir.
Havaya, suya, toprağa, gıdaya muhtaç olduğunu anlamış demektir.
Her an Allah’a ait olan lütuflara, muhtaç bir halde olduğunu anlamış demektir.

Toplumda ise fakir kelimesi, maddi bakımdan sıkıntı içinde olan, parası ve malı olmayan kimselere denir.

Kur’ân’da fakirlik ise: Muhtaç, yoksul, hiçbir şeyi olmayan, varlığından geçmiş olan, gânî olana teslim olmuş olan, gibi anlamlara gelir

Fâtır Sûresi 15:
“Yâ eyyuhe el nâs entum el fakir ilâ Allâh ve Allâh huve el ganiy el hamîd”

Meâli: “Ey insanlar! Hiçbir şey size ait değildir. Ancak Allah’ındır ve Allah tüm varlığın sahibi olandır, tüm niteliklerinin sahibi olandır.”

Muhammed Sûresi 38:
…ve Allâh el ganiy ve entum el fakir”

Meâli:… “Zengin olan Allah’tır ve sizler fakir olansınız”
Meâli: …”Allah her şeyin sahibidir ve sizler ise hiçbir şeyin sahibi değilsiniz”…..
Meâli:….”Sizler bedenen Allah’a aitsiniz, bedenleriniz size ait değildir.”….

Kasas Sûresi 24:
…”rabbi innî li mâ enzelte ileyye min hayrin fakîr”
Meâli: …”Rabbim! Bana sunduğun her hayra muhtacım.”

Kur’ân’ı incelediğimizde anlıyoruz ki fakirlik, bizlerin bildiği anlamda değildir.

Fakirlik; kendine nispet ettiği vücud varlığından geçmiş demektir.
Fakirlik; her an Allah’a muhtaç olduğunu anlamak demektir.

Kendi varlığından geçen kişi, fakirlik makamına ermiş kişidir.
Fakirlik; Allah’ın zenginliğine dahil olmaktır.

Onun için Hazreti Muhammed: “Fakr benim fahrimdir” demiştir.
Yâni “kendime varlık nisbet etmemek, benim şerefimdir, onurumdur”

Evet anlıyoruz ki fakirlik, parası malı mülkü olmayan anlamında değildir.
Hakikatte fakirlik; bilgeliktir, erdemdir, fenafillah sırrıdır.

Bilge olan dünya sorumluğunu da bilir ve çok çalışkan, çok üretken olur.
Asla dünyayı boşlamaz, mesleğinde gece gündüz çalışır.
Lâkin, ne malın ne paranın asla esiri olmaz.
Çünkü o kutsal Tuvâ vadisinde nalınlarını çıkarmıştır.
Yâni dünyaya olan esaretini terk etmiştir.

Kendini varlık sahibi gören, kendini gânî, yâni zengin sanan Kur’ân’a göre azmışlık içindedir.

Alak Sûresi: 6-7
6: “Kellâ inne el insân le yatgâ”
Meâli: “Doğrusu insan; kendine varlık isnat ederek, haddi aşmışlık yapar.”

7: “En reâ hu istagna”
Meâli: “Kendini varlık sahibi görür.”

Kur’ân’ı incelediğimizde anlıyoruz ki, kendini zengin gören aslında haddi aşmıştır ve kendini varlık sahibi görür.

Ben benim egosunda yaşamak, kendi vücudunu tutan Zâta ârif olamamaktır.

Kendine varlık isnat eden, malım mülküm var diyen, vücudu kendine nispet eden, “Malikül Mülk” sırrına ermemiştir.

Âl-i İmrân Sûresi 26:
“Kul Allâhumme mâlikel mulki”… “Deki: Allah’ım sensin mülkün sahibi”

Vücud mülkünün de, toprak mülkünden de, görünen görünmeyen her şeyin sahibi Allah’tır.

Kişi bilmelidir ki, kendi vücudu da ve malım mülküm dediği şeylerin sahibi de Allah’tır.

..ve Allâh el ganiy ve entum el fakir”
Evet, zengin olan Allah’tır, fakir olan insandır.

Fakat fakirlik öyle bir makamdır ki, fakirlik makamına eren, en büyük zenginliğin içinde bulur kendini.

Fakirlik makamına erene:
Allah’a ait olan nice sırların, hikmetlerin, lütufların kapısı açılmıştır.
Kendine varlık isnat etmeyen, Allah’a ait olan vücud şehrinde nice mucizelere adım atar.

Fakirlik makamı, Hazreti Muhammed’in makamıdır.
Fakirlik makamı, Halk’ta Hakk’a nazar etmektir.
Fakirlik makamı, gânî olan yani zengin olan Allah’ın zenginliğine kavuşmaktır.
Fakirlik makamı, huzur makamıdır.

Evet, anlıyoruz ki fakirlik bize öğretildiği anlamda değildir.

Ve hakikatte fakirlik, bir sıkıntı durumu değil, bir refah durumudur.

Toplumda fakirlik diye öğretilen kelimenin yerine, yani ihtiyacı olan kişilere fakir demektense, “yardıma ihtiyacı olan, darda kalan, çaresiz kalan, sıkıntısı olan, mahrum olan” kelimelerini kullanmak daha uygun düşer.

Gel kardeşim:
Malınla mülkünle gururlanma.
Vücuduna benim deme.
“Malikül Mülk” sırrına er, haddi aşmışlık yapma.

Bil ki ne vücudun sana ait, nede malım dediklerin sana ait.
Gel fakirliğin mânâsına er ve zengin ol.

Bil ki fakirlik;
Dervişliktir.
İlâhî aşktır.
Teslimiyettir, tevekküldür.
Allah’ın ulvîyetinde kendi varlığından geçmektir.
İlâhî huzurdur.

Eğer bir kibir içindeysen,
Dedikodu, öfke, hiddet içindeysen,
Mal mülk, şan şöhret peşindeysen,
Dünya malına esir olmuşsan,
Kalb kırıyorsan,
Aldatıyorsan, kul hakkına giriyorsan,
Kötülük yapıyorsan,
Fakir olamazsın kardeşim, fakirlik makamına eremezsin kardeşim.

Bedenin sahibine teslim olamıyorsan,
Her varlığın sahibine eremiyorsan,
Her vücudu tutan Zâta eremiyorsan,
Tenden cana yol bulamıyorsan,
Fakir olamazsın kardeşim, fakirlik makamına eremezsin kardeşim.

Gel fakirlik makamına erenlerden ol.

Bil ki fakirlik:
Fenafillah makamına ermektir.
Kendine nisbet ettiği vücudundan geçmektir.
Kendine ait sandığı malın, mülkün, bedenin Allah’a ait olduğunu anlamaktır.
Kendine varlık nispet etmemektir.

Bil ki Allah’ın sırları, fakir olana açılır.
Bil ki Allah’ın hikmetleri, fakir olana açılır.
Bil ki Allah’ın sonsuz mucizeleri, fakir olana açılır.