GERÇEKTEN ÇOK ÜZÜCÜ
Gençlerimiz neden dinden soğuyor?
Gençlerimiz neden Kur’ân’dan uzaklaşıyor?
Gençlerimiz neden hızla “ateist, deist” oluyor
Kur’ân Meâllerinde, Allah adına öyle çevrimler yapıyoruz ki insan okurken utanıyor.
Ve insan kendine soruyor, bunlar Allah’ın sözlerimi yoksa Allah adına aldatıcıların sözleri mi?
Lütfen, Kalem Sûresi 13’ü inceleyelim ve çok düşünelim:
Çeşitli müelliflerin meâllerinden örnekler:
İsim vermeden, müelliflerin Kalem Sûresi 13.ayetten örnekler sunuyoruz:
Kalem Sûresi 13:
Çeşitli müelliflerin çevrimi:
– “zorba, soysuz, zina mahsulü, damgalı dalkavuklara”
– “çirkin ve kötü huylu soysuz”
– “zorba, saygısız, sonra da kulağı kesik”
– “kaba, şerefsiz ve soysuz”
– “kaba, soyu belirsiz.
– “zorba-saygısız, sonra da kulağı kesik”
– “soysuz olan yardakçı”
– “kaba ve koftur. Ayrıca asalaktır”
– “kaba ve haşin, soysuz”
– “onursuz, soysuz”
– “kaba, zorba sonra da soysuz ve alçaklar”
– “soysuzlukla damgalanmış”
– “soysuz”
– ” İnsafsız ve sahtekar.”
– “kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı”
– ” kulağı kesik (damgalı soysuz)”
– ” günahkâr, zorba, soysuzlukla damgalanmış”
– “haysiyetsiz, şahsiyetsiz, aşağılık soysuzlara”
– “kaba ve duygusuz, üstüne üstlük fırıldak ve hayırsız”
– “kaba, sonra da kötülükle damgalı”
– “Kaba ve katı kalpli olup üstelik bir de soysuz olana.”
– “kaba/obur, bütün bunlardan sonra da soyu bozuk, kötülükle damgalı”
Bunlar Allah’ın sözlerimi mi yoksa Allah adına aldatıcıların sözleri mi?
Allah kuluna;” zina mahsulü” der mi?
Allah kuluna; “damgalı dalkavuk” der mi?
Allah kuluna; “haysiyetsiz, şahsiyetsiz, aşağılık soysuz” der mi?
Yoksa Allah adına birileri mi söylüyor?
Lütfen çok düşünelim, lütfen çok düşünelim, lütfen çok düşünelim.
Kalem Sûresi 13. ayetin meâli sadece bir örnek.
Böyle çevrimleri Kur’ân’ın her yerine yaymışlar.
Bunları okuyan gençlerimiz, Dini alandan soğuyor, kendi vücudunu varoluşunu anlamaktan uzaklaşıyor, Allah hakikatini düşünmek istemiyor ve ben ateistim” diyor.
Lütfen şu iki ayeti hiç unutmayalım ve çok düşünelim.
Fâtır Sûresi 5:….. ve lâ yegurrennekum bi Allâh el garûr
Meâli:…… ve aldatıcılar sizi Allah ile aldatmasın.
Hadîd Sûresi 14: …..ve garrekum bi Allâh el garûr
Meâli:…… ve aldatıcılar sizi Allah ile aldattı.
Lütfen çok düşünelim.
Bizi nasıl aldatıyor olabilirler?
Allah, kitap, din diye söze başlayanlar aldatıcı olabilir mi?
Biz, kim doğru söylüyor, kim söylemiyor nereden bileceğiz?
Beyinlerimiz nasıl kilitlenmiş?
Nasıl düşünmez olmuşuz?
Nasıl analiz etmez olmuşuz?
Nasıl her söylenene inanmışız?
Din adına bize neler anlatılmış?
Allah adına bize neler anlatılmış?
Rahmetiyle her yeri saran, yüce Allah’ın sözleri diye, bize neler sunmuşlar?
Nasıl korkulara bürünmüşüz?
“Düşünme Dinden çıkarsın” diye nasıl baskılara maruz kalmışız.
Düşünme, dinden çıkarsın dediler.
Düşünmek Allah’ı inkâra götürür dediler.
İbadet etmeyen öldürülür dediler.
Sen ne bileceksin dediler.
Sen ne anlayacaksın dediler.
Gavslar bilir, evliyalar bilir, mürşitler bilir dediler.
Dini alandan bir bilgiyi sorguladığımız zaman, hemen “Dinden çıkarsın, çarpılırsın, kâfir olursun, cehennemde yanarsın” dediler.
İnancı, ibadetleri, ibadethaneleri mânâsını sorguladığımız zaman, hemen: “İnanmıyor musun, inkâr mı ediyorsun, şeytan seni kandırıyor, şeytana uyuyorsun” dediler
Hele Kur’ân’ı anlamak istediğimiz zaman, oradaki ayetlerin meâllerini sorguladığımız zaman; alenen Allah’ın sözlerini inkar mı ediyorsun diyorlar.
Sormayı, araştırmayı, düşünmeyi yasakladılar.
Sorma, sorgulama dediler.
Oysa, sorgulamakta ki amaç anlamaktı, hikmetine ermektı, şahit olmaktı, reddetmek değil.
Sorma inan dediler, düşünme yap dediler, Kur’ân’ı sorgulama dediler.
Oysa Kur’ân; anlayasınız, düşünesiniz, akledesiniz diye ayetleri sunduk derken, bize düşünmeyi Allah’ı inkâr diye öğrettiler.
Korkulara bürüdüler.
Korkulardan düşünmez eylediler.
Cehennemle, şeytanla korkuttular.
Allah çarpar dediler.
Ayetleri Allah sunmuş, sadece inan dediler?
Sakın sorgulama dediler.
Ama Kur’ân; düşün, aklet, sor, tefekkür et, şahit ol dedi.
Mümin ol, emin ol, kalbin mütmâin oluncaya kadar sor, sorgula, araştır, şahit ol dedi.
Onlarca böyle ayet sundu:
“e fe lâ takılûn” “Akletmez misiniz?”
“leallekum tuselûn” Sorup araştırmaz mısınız?
“leallekum tefekkerûn” “Derin düşünmez misiniz”
“leallekum tezekkerûn” Hakikatlere dayalı bakmaz mısınız?
Hep meallerde; öfke dolu, hiddet dolu, ölüm dolu, kavga dolu, çevrimler sundular.
Sanki Allah, öfke saçıyor algısı verdiler.
Sanki Allah, öfkeli, sinirli, hiddetli, lanet eden diye sundular, meâlleri öyle yaptılar.
Gençlerimiz böyle çevrimler yüzünden Dinden soğuyor, Dini araştırmaktan kaçıyor.
Gençlerimiz böyle çevrimler yüzünden Allah hakikatini anlamak için gayret etmiyor.
Gençlerimiz bu çevrimler yüzünden” ben ateistim, ben deistim, ben agnostiğim” diyor.
Yabancılar da bizimle alay ediyor.
İslam terör dinidir. Müslüman’da teröristtir diyor ve Kur’ân’daki mealleri örnek gösteriyorlar.
Gelin tekrar tekrar düşünelim.
Gelin tekrar tekrar Kur’ân’ı çalışalım.
Mevcut meâller gençleri hızla Kur’ân’dan soğutuyor.
Yapmayın, yapmayın, yapmayın.
Allah adına biz söz sunarken, binlerce kez düşünüp söyleyelim, öyle yazalım.
Gelin Kur’ân’ı iyi anlayalım.
Gelin her bir kelimeyi iyi araştıralım.
Gelin emek verelim, ilâhî mesajlar sunan Kur’ân’ı iyi tefekkür edelim.
Kur’ân’ın her bir kelimesinin derinliklerinde ne sırlar yatıyor, gelin keşfedelim.