YAŞAM

YAŞAM Yaşam; İlâhi sistemin nefes alıp verdiği boyuttur. İlâhi sistemin varlık olarak göründüğü boyuttur. Varlıkta olan ilâhi titreşimdir. Görünmeyen bir alemin görünür hale gelmesidir. Yaşam; Levh-i Mahfûz sayfalarında olan yazılımın bir bir açığa çıkışıdır. Yazılı olan sayfalarda ne yazılı ise, onların bedenlenmesidir. Yaşam, görünen âlemin görünmeyen sırlarıdır. Yaşam, bir nehrin akışı gibi, devam edip giden…

ORUÇ

ORUÇ Ramazan yanmak demek, hevâ hevesde kalma Gel Allah aşkıyla yan, bir daha sakın sönme Oruç mânâ bulmaktır, aç susuz kalmak sanma Hakk’a uruç ermektir, uruç et gafil olma Sahurda kalkmak nedir, düşün âdetde kalma Gönlünde gün ağarsın, sehere er cahil kalma İmsak ahde uymaktır, ahdinden sakın dönme Elest bezminde söz ver, sözünden geri dönme…

KİMSEYE İFTİRA ATMA

KİMSEYE İFTİRA ATMA Hiçbir kimseye iftira atma. Vebalini ödeyemezsin. Hiçbir kimse hakkında yalan söyleme. Düştüğün günahı silemezsin. Hiçbir kula zulüm etme. Ettiğin zalimlikten, düştüğün ateşten kurtulamazsın. Hiçbir kulun hakkına girme. Kirlettiğin o gönlünü temizleyemezsin. Birine attığın iftira, senin kendine dönecektir. Biri hakkında söylediğin her yalan, eninde sonunda seni vuracaktır. Yaptığın her iftira, söylediğin her yalan,…

ORTAK KOŞMA

ORTAK KOŞMA Ben bilmem de kibre düşme Hiç kimseyi cahil görme Herkes elbet bir şey bilir Küçük görüp haddi aşma Oku düşün cahil kalma Sor soruştur boyun eğme Soran elbet bir gün bulur Tefekkür et gâfil olma Yaşamını hebâ etme Âmâ gelip âmâ gitme Aç gözünü gönlünle bak Özünü gör tende kalma Nefsini bil benlik…

HUZURDAN EDER

HUZURDAN EDER Hakk’ın hiçbir kuluna, sakın kötülük etme Ettiğin her kötülük, seni ateşe sokar Masum olan bir kula, sakın iftira atma Attığın her iftira, ateştir seni yakar Tut öfkeni kinini, kimseye gaddar olma Gaddar olan zalimdir, zalime gazap çöker Masumun yolu Hakk’tır, sakın hakkını yeme Masumun âhı çoktur, ah ateş olur akar İnancı farklı diye,…

DİVÂNEDİR

DİVÂNEDİR Gönüle düşen ateş, alev olur tutuşur Aklı yakar bitirir, aşktır bu dile gelmez Züleyha yandı gitti, aşktan eridi bitti Dili Yusuf’u söyler, başka bir şey söylemez Ferhat Şirin’e yandı, aşkından deli oldu Vardı dağları deldi, deldiği dağ bilinmez Mecnun Leyla’yı gördü, gözü aşktan kör oldu Baktığı her yer Leyla, Leyla’dan gayrı görmez Aslı Aslı…

GEL

GEL Mâide sofrasına, edep ile gelinir Günahına tövbe et, abdestini al da gel Edep ile gelene, Hakk sofrası kurulur Her gelen lutûf bulur, kibrini bırak da gel Arayan soran gelir, kapı ona açılır Kendini bilmiş sanma, tevâzu eyle de gel Hakk yoluna durana, ilim tebliğ edilir Geç asılsız bilgiden, bâtılı terk et de gel Âdem…

BERÂT ETMEK- AKLANMAK

BERÂT ETMEK- AKLANMAK Berât; aklanmak, temizlenmek demektir. İnsan suçlu mudur ki, aklansın, berât etsin? Peki, insan suçsuz mudur? İnsan günahsız mıdır? İnsan, bir kula karşı ya da Allah’a karşı günah işlememiş midir? Hiçbir kimsenin kalbini kırmayan, kimsenin hakkını yemeyen, kimseye hor bakmayan, kimse hakkında dedikodu yapmayan, hiç kibre düşmeyen biri var mıdır? Allah’a karşı günah…

HEP KORKUTULDUK

HEP KORKUTULDUK Bizler hep korkutulduk. Çocuk iken Allah korkusu ile büyütüldük. Allah çarpar, Allah taş eder, Allah yakar, Allah maymun eder, Allah rezil rüsva eder. Allah gökten başına yıldırım atar, Allah fakir eder, Allah öldürür, Allah kahreder. Allah belanı verir, Allah cezanı verir, Allah kör eder, sağır eder, Allah hor hakir yapar. Hep böyle sözlerle…