ULVÎ ZÂTINDA
Ateş düştü gönlüme, çekti beni kendine
Gönlüm duydu daveti, aktık Hakk’ın yolunda
Sabır ettik bekledik, sükût ettik huzurda
Tuttuk dünya dilini, dilsiz olduk yolunda
Çıkardık nalınları, terk eyledik asâyı
Duyduk Hakk’ın zikrini, gönül sinâ tûrunda
Bir dost tuttu elimden, vardık mecmâl bahreyne
Gönül çağlayan oldu, taştık aşkın bahrinde
Aşk ile koşup gittik, Mûsâ gibi Hızır’a
Nice makam açıldı, Hakk’ın ledün ilminde
Hakk mağfiret eyledi, uyduk ilm-i hikmete
Geçtik tenler mülkünden, Hakk’ın Ulvî Zâtında