BÜLBÜL-BULBUL

Bülbül, aşkın dilidir.
Her an aşkını dile getirir.

Hep aşktan söyler, aşkından söyler, aşkla söyler.
Nidasıyla aşkın dilini hatırlatır

Bülbül, Arapça “بُلْبُلٌ bulbul” kelimesinden gelir.

Bülbül gece gündüz öten bir kuştur.
Karanlık çökerken daha fazla öter.

Güller açtığında daha heyecanlı öter.
Bülbül âşıkların nidasını temsil eder.

Bülbül kuşların aşığıdır.
Kuşların içinde aşk boyutunu Bülbül temsil eder.

Her kuşun aşk boyutunda yeri vardır.
Lâkin Bülbül aşkın en derin duygusunu hissettirir.

Bülbül, gece gündüz öten nadide kuşlardandır.
Her ötüşü ayrı bir güzelliktir.

Bülbüle kuş dememek gerekir.
Ona en uygun olan isim, “Aşk kuşu- Aşk dili” olmalıdır.

Onun âşık olduğu güldür.
Bülbül gülsüz, gül Bülbülsüz düşünülemez.

Gül, Bülbülün bahçesidir.
Bülbül, gül açınca daha şevkli şakır.

Gül henüz açmamışken, Bülbül hüzünlü şakır.
Bülbül, gülün açması için, yüzünü göstermesi için yalvarırcasına şakır.

Bülbül ve gül tasavvuf edebiyatında vazgeçilmez ikilidir.

Gül, âşıkların makamıdır, âşıkların gönlüdür, Hazreti Muhammed’in makamıdır.

Hazreti Muhammed, âşıkların piridir.
Muhammed makamı gül ile temsil edilir.

Hazreti Muhammed, insan-ı kâmili temsil eder.

İnsan-ı kâmilin gönlünden gülün kokusu yayılır, onun dilinden Allah’ın hakikatleri dökülür.

İnsan-ı kâmil, davranışlarıyla, diliyle, tebessümü ile hep sevgi, huzur yansıtır.

İnsan-ı kâmil, Bülbülün ve gülün cemidir.

İnsan-ı kâmil çevresine huzur verir, hoşluk verir.

İnsan-ı kâmil açmış bir güldür, Hakk’ı haykıran bir Bülbüldür.

Bülbül, aşk yolunda şakıyan bir sâliktir, hakikatleri haykıran bir âşıktır.

Gül, Allah’ın lütuflarıdır, sırlarıdır, hakikatleridir.

Gül, âşıkların erişeceği mânâlardır, irfâniyettir, cennettir.

Gülün kokusu herkese hoşluk verir, huzur verir.

Gülün 320 Mhz frekansı vardır.
Bülbül türlerinin de yaklaşık 320 çeşit ötüşü vardır.

Frekansı en yüksek bitki güldür.

Kuşların içinde ötüşü en zengin olan Bülbüldür.
Onun için gül ve Bülbül, âşık ve mâşuk olarak tasvir edilir.

Âşıkların gönlü, gül bahçesidir.
Âşıkların gönlünde hakikatler bir-bir açılır

Gülün yaprakların açılması gibi, âşık, irfân sofrasında nice hakikatlerin lütfuna erer.

Bülbül, hicret eden yani göçmen kuşlardandır.

Bülbülün boyu 15-20 cm arasıdır.
Kilosu 20-30 gr arasıdır.

Bülbülün erkeği ve dişisini ayırt etmek zordur.

Erkekler kanadını açtığında, dişlerine nazaran kanatları biraz daha uzundur.

Bülbüllerin 300 üstünde farklı ötüşleri tespit edilmiştir.

Bülbüller böceklerle, sineklerle, solucanlarla, meyvelerle beslenir.

Bülbüllerin dişisi 4,5,6 yumurta verir.

12 gün civarı kuluçka dönemi vardır.

Kuluçka döneminde erkek dişinin yanında ayrılmaz, dişisi için daha güzel öter.

Bülbüllerin bazı türleri 1 yıl civarı, bazı türleri 10 yıla kadar yaşarlar.

Bülbüller günün farklı zamanlarında farklı olayların olduğu durumlarda farklı öterler.

Hava koşullarının değişiminde, güneşin batışında, gündüzün sıcaklığında, çiçeklerin açımında, kendi aralarındaki iletişiminde, birbirlerine kur yapmalarında hep farklı duygularla öterler.

Bülbül ve gül hikâyeleri tasavvufta her zaman görülür.

Bunlardan biri şöyledir.

Hüdhüd Bülbül’e der ki: Sen de bizimle gel, kâf dağının ardında Zümrüdü Anka’ya gideceğiz.

Bülbül der ki: Bir aşk beni benden aldı, o aşk için her an şakır oldum, o aşk beni Zümrüdü Anka eyledi, her yerde onu görür oldum, o aşk benim, ben o aşktan kemâle erdim, âşık olanın aşkı her yerdedir, varın siz gidin.

Hüdhüd anlar ki, Bülbül aşkın içinde, aşk Bülbülün içinde, o her an Zümrüdü Anka ile beraberdir.

Bülbül hikâyelerine Dîvânü lugāti’t-Türk ve Kutadgu Bilig’de de rastlanır.

Hâfız-ı Şîrâzî (ö. 791/1389) Bülbülü ve onun güle olan aşkını şiirlerinde anlatmıştır.

Bülbülün ötüşü hep âşıkların nidasına benzetilmiştir.

Bülbül, aşk ve âşıkla özdeşleştirilmiştir.

Ey Bülbül kardeş! Niye böyle hüzünlü hüzünlü ötersin?

Aşkımdan dolayı inlerim, gece gündüz aşkıma seslenirim, hep onu düşünür, hep ondan bahsederim.

Ey Bülbül kardeş! Senin sesin nereden gelir?

Sesim gönlümden gelir, aşk gönüldedir, gönlü aşka erişenin gözü de gönül olur, aşkla bakar, aşka bakar, aşkından bakar.

Ey Bülbül kardeş! Güller açtığı zaman daha neşeli mi ötersin?

Gül, tomurcuğundan cemâlini gösterdiğinde kendimden geçerim, o an nasıl nameler söylerim bilmem bile.

Ey Bülbül kardeş! Sadece güller için mi şakırsın?

Ben gece gündüz şakırım, her varlık Allah’ın açmış bir gülüdür, Allah her varlıktan cemâlini gösterir, açığa çıkan her varlık, açan her çiçek Allah’ın sırlarını aşikâr eyler, benim ötüşüm açılan her çiçeğedir.

Ey Bülbül kardeş! Sana kuşların aşığı diyorlar, aşkını bu kadar mı derinden yaşıyorsun?

Aşk deryasından doğan bir kuşum ben, her anım aşk içinde geçer, gönül namelerim aşktan söyler, açan her çiçek aşk deryasının çiçeğidir, aşk deryasının kokusunu getirir.

Ey Bülbül kardeş! Aşk nasıl bir duygu?

Aşk dile gelir mi, aşk anlatılır mı, aşka tutulan maşuğuna tutulmuştur, yönünü ona dönmüştür, o olmuştur, onunladır, ondan gayrı bir şey görmez olur, nereye bakarsa baksın onunla onu görür, ben aşkımı namelere dökerim, kendimden geçerim, onun için şakırım, her sözüm onu anlatır, ona olan, ondan olan sesleniştir.

Teşekkür ederiz Bülbül kardeş.

İnşAllah bizler de senin gibi aşk deryasına girenlerden oluruz.
İnşAllah bizler de senin gibi gönül diline erişenlerden oluruz.
İnşAllah bizler de aşkından söyleyenlerden oluruz.