AREFE VE KURBAN

Bugün arefe günü.
Yarın kurban günü.

“Yevmü arefe-arefe günü”

Peki bugün neye arif olduk?
Yarın neyi kurban edeceğiz?

Ariflik makamına ermeden, Allah’a kurban olunur mu?
Her yerde Allah’a şahit olmadan, ariflik olur mu?

Arif olmayan Allah’a teslim olabilir mi?
Allah’ı tanımayan, arefe günü sırrına erebilir mi?

“Arefe” kelimesi, “ârif” kelimesinden gelir.

Ârif kelimesi; kendi beden mülkünden Allah’ın ulviyetine yükselmek, bilmek, şahit olmak, tanımak, idrak etmek, makam makam yükselmek anlamlarına gelir.

“Men arefe nefsehû fekad arefe Rabbehû.”

Kendine ârif olan, yani kendini bilen, Rabb’ini bilir.

İnsanın bedeni insanın kendine mi aittir?

İnsan kendine arif olmalı, yani bedeninin sahibini bilip, kendine varlık nispet etmemelidir.

İnsanın varlığı Allah’a aittir.

Allah’a arif olan, O’na kurban olur, yanı kendi varlığından geçer.

İnsan, kendinde ve her yerde Allah’a şahit olmalıdır.

Ariflik, şahitlik makamından geçer.

Allah’ı bilmeyen kendinde kalır, ben benim diyerek kurban makamına eremez.

Kurban, her şeyiyle Allah’a teslim olmak, kendi varlığından geçmektir.

Kurban, kurbiyet sırrıdır.

Ben benim egosundan kurtulmak, Allah’ın ulviyetinden yokluğunu bilmektir.

Ey kardeşim!

Gel arefe günü nedir düşünelim?
Gel her varlıkta âyetlere erişelim.
Allah’a ait tecellilere arif olalım.

Allah’a şahit olalım, O’nu tanıyalım bilelim, O’na kurban olalım.

Bil ki kurban Allah’a kurban olmaktır.
Allah’a kurban olan, fenâfillah makamına erişendir.
Yani Allah’ın ulviyetinden kendinden geçendir, kendine varlık nispet etmeyendir.

Allah’ı tanımadan, O’na şahit olmadan, ariflik gününe erişmek olabilir mi?

Ariflik, kişinin kendi vücud şehrinde ver her varlıkta Allah’ı tanımak O’na teslim olmaktır.

Afere gününüz mübarek olsun.
Allah’a kurbiyetiniz mübarek olsun.