RİYA
Riya, re’y kelime kökünden gelir.
Re’y görmek demektir.
Riya-riâ; görsünler diye gösteriş içinde olmak demektir.
Yani kendini göstermek için hareket etmek demektir.
Maun Sûresi 6: “Ellezîne hum yurâûn”
Meâli 1: O kimseler riya içindedirler.
Meâli 2: O kimseler gösteriş için hareket ederler.
Riya:
Gösteriş içinde olmak.
Kendine iyi desinler diye iyilik yapmak.
Başkaları beğensinler diye hareket etmek.
Toplumda itibar kazanmak için hareket etmek.
Çıkar sağlamak amacıyla hareket etmek.
İkiyüzlülük içinde olmak.
Biliyor desinler, âlim desinler diye öğrenmek ve konuşmak.
İbadetlerini birilerine “ben ibadet ediyorum” ispatı içinde olmak.
İbadetlerini Allah için değil de yaşadığı topluma dindar kişi desinler diye yapmak.
İbadetlerinde şekilde kalmak, mânâsına ermeden gösteriş içinde olmak.
Kur’ân okumayı biliyor desinler diye, Arapça öğrenmek.
Güzel Kur’ân okuyor desinler diye Kur’ân okumayı öğrenmek.
İhtiyacı olanlara, gösteriş içinde iyilik yapmak.
Birilerine iyilik yaparken, onlara fakirlik içindeymiş hissini vermek.
Birilerini küçük görerek iyilik yapmak.
Birilerini fakir görerek iyilik yapmak.
İyilik yaparken birilerini utandırmak.
Giysileriyle gösteriş içinde olmak.
Giysileriyle birilerini utandırmak.
Giysileriyle hava atmak.
Edindiği mal, mülk, araçlarla gösteriş içinde olmak.
Edindiği meslek ile gösteriş içinde olmak.
Mesleğini öncelikle hizmet için değil de para için yapmak.
Hazreti Muhammed: “Sol elinin verdiğini sağ eli duymayacak şekilde gizlice iyilik yapan kimselerden olun” (Müslim, 2006: Zekât, 30)
Hazreti Muhammed:
“Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlânın ona verdiği nimetleri hatırlatılır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder.
Ona denilir: Peki, bunlara karşılık ne yaptın?
– Şehit düşünceye kadar Allah’ın uğruna cihad ettim, diye cevap verir.
Ona bildirilir: Yalan söylüyorsun. Sen, “babayiğit adam” desinler diye savaştın.
Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır.
Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur‘an okumuş bir kişi huzura getirilir.
Ona da Allah’ın verdiği nimetler hatırlatılır.
O da hatırlar ve itiraf eder.
Ona da: Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın? diye sorulur.
– İlim öğrendim, öğrettim ve Allah rızâsı için Kur’an okudum, cevabını verir.
– Ona da denilir: Yalan söylüyorsun. Sen “âlim” desinler diye ilim öğrendin, “ne güzel okuyor” desinler diye Kur’ân okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi.
Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır.
Daha sonra Allah’ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kişi getirilir.
Allah’ın verdiği nimetler ona da hatırlatılır.
O kişi de hatırlar ve itiraf eder.
Ona da denilir: Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın?
O kişi de: Allah’ın verilmesini bildirdiği, razı olduğu şeyleri hiç bir yerden esirgemedim, sadece Allah rızâsını kazanmak için verdim, harcadım, der.
Ona de denilir: Yalan söylüyorsun. Halbuki sen, bütün yaptıklarını “ne cömert adam” desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi, buyurur.
Emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır.” (Müslim, İmâre 152)
Gel kardeşim!
Riya içinde olmayalım.
Kimseyi utandırmayalım.
Yaptığımız iyilikleri kimseye hissettirmeden yapalım.
İhtiyaç sahiplerini utandırmadan hareket edelim.
Kendimizi hiç bildirmeden aracı kimselerle yardım edelim.
Edindiğimiz mal, mülk, araçlarla hava atmayalım, gösteriş yapmayalım.
Lüks giysiler giyerek gösteriş içinde olmayalım.
Gel kardeşim!
İbadetlerimizde riya içinde olmayalım.
İbadetlerin şeklinde kalmayalım, mânâsına erelim.
Dindar görünmek için ibadet etmeyelim.
Ne dindar kişi desinler diye ibadet etmeyelim.
İbadetlerimizde gösteriş içinde olmayalım.
Konuşurken tevazu içinde konuşalım, riyaya düşmeyelim.
Ey kardeşim!
Bilelim ki en tehlikeli şirk, günah riyadır.
Bilelim ki riya, kibir içinde olmaktır.
Bilelim ki riya içinde olan, hakikatlere eremeyecektir.
Allah’a şahit olamayacaktır.
Asla İnsan makamına eremeyecektir.
Asla İslam makamına eremeyecektir.
Gel kardeşim!
İhlâslı olalım.
Halisane olalım.
Samimi olalım.
“Allah rızası nedir?” Layıkıyla anlayalım, layıkıyla uyalım.