ŞEFKÂTLİ SAYGILI OL

“Haşyetihî muşfikûn-Şefkâtli, saygılı.”

Çevrene karşı saygılı ol.
Şefkâtli davran.
Saygı içinde, sevgi içinde ol.
Baktığın her varlıkta Hakk’ı görerek hareket et.

Unutma hiç birimiz kendimizi var etmedik, hepimiz bir var edicinin farklı farklı tezahürleriyiz.
Bitkilere, hayvanlara, insanlara saygını göster.

Herkese belli ölçüler içinde, abartmadan saygını göster.
İnsanlara yargısız yaklaş, kimseyi yargılama, kimseye hor bakmadan yaklaş.
İnsanların düşüncelerine, fikirlerine, saygı göster.
Sen de düşüncelerini, ilmi değerlere dayalı olarak, belli bir edep içinde sun.

Kimseyi cahillikle, avamlıkla suçlama.
Kendini de asla bilmiş görme, insanlara bilmişlik hâliyle yaklaşma.

Hiç unutma, Allah’ın sonsuz ilmi karşısında senin bilgin hiç ölçüsündedir.
Ve yine hiç unutma, senin edindiğin bilgi sana ait değildir, varlığa aittir.
Varlık da Allah’a aittir.
Onun için her zaman saygılı davran, şefkâtli davran.
Bir konuda bilgini; tevâzu içinde, tane tane, konudan dağılmadan anlat.

İnsanların inançlarına, ibadetlerine, ibadethanelerine saygını göster.
Unutma ki herkes anne babadan gelen inanca uyar, ona göre davranır.

Saygını göster, şefkâtini göster.
Unutma her varlığın sahibi Allah’tır.
Allah, her varlıkta kendini gösterir.
Hiç unutma! Varlığa olan saygı, varlıkta olan Allah’a saygıdır.

Saygılı ol, şefkatli ol.
Önce ben deme.
İlle de ben deme.
Biz de, hepimiz de, Allah de.

Neden, ille de ben diye yaşarız?
Neden, önce ben egosuna esir oluruz?
Neden, insanların sözünü keseriz?
Neden, kendimizi bilmiş sayarız?
Neden, birilerini cahil, avam olarak niteleriz.

Neden, birbirimize karşı anlayışlı olmayı yitirdik.
Neden, her yerde önce ben egosuna göre hareket ediyoruz.
Neden, trafikte bile önce ben geçeyim derdine düşeriz?
Neden, benim bildiğim doğru karşımdakinin yanlış egosuna düşeriz?

Neden, dünya hayatına aldanır, dünyanın çıkarına esir düşeriz?
Neden, başkasının inancına, ibadetine saygı duymayız?
Neden, benim ki doğru onun ki yanlış deriz?

Hayatın her alanında nice egosal davranışlar görüyoruz.
Yollarda bile nice egosal davranışları görüyoruz.
Bir bakkaldan bir şey alacak bir kişi, arabasını 20 metre ileride bir boşluk olduğu halde oraya park etmiyor.
Bakkalın tam önüne arabasını bırakıp, arkasından gelen trafiğin sıkışmasına neden oluyor.
Kişiyi tatlı dille uyarınca da “iki dakika bir şey alıp çıktım, ne kadar acelecisiniz” ya da “eşim bir şeye alacaktı da” diye de azarlıyor.
Oysa bir markete girip, iki dakikada alış veriş yapılıp çıkılabilir mi?

Sadece kendi egomuz için yaşar olduk.
Trafikte, önce ben egosunu her yerde gösterir olduk.
Yol vermez olduk.
Önce ben geçmeliyim derdine düştük.

Neden her alanda ille de ben, önce ben derdine düştük?
Neden bu hâle düştük?
Neden saygıdan, sevgiden uzaklaştık?

Yoksa saygı, sevgi, şefkât nedir hiç bilemedik mi?
Allah’ı bilen insan, hiç saygısız olabilir mi?
Allah’ı bilen insan, hiç şefkâtsiz olabilir mi?
Her varlıkta Allah’a nazar eden insan, hiç sevgisiz davranabilir mi?

Allah’a bilenler, O’na teslimiyet içinde olanlar, şefkâtlidirler, saygılıdırlar, sevgi içindedirler.
Enbiyâ Sûresi 28: “Ve hum min haşyetihî muşfikûn.”
Meâli: “Onlar şefkâtlidirler, saygılıdırlar.”

Onlar dünya hayatının çıkarına esir olmazlar.
Onlar kendi çıkarları için başkalarına zarar vermezler.
Hadîd Sûresi 20: “Ve ma el hayâtud dunyâ illâ metâul gurûr.”
Meâli: “Yaşamınızda sadece kendi çıkarınız ve egonuz içinde olmayın.”

Gel kardeşim!
Öncelikle Allah’ı bilelim.
Her varlıkta O’nu görelim.
Baktığımız varlığa, varlığın kendisi olarak bakmayalım.

Varlığa, Allah’ı taşıyan bir gemi olarak bakalım.
O gemide Allah’ın olduğunu bilerek bakalım.
Ve varlığa olan saygının Allah’a olduğunu bilelim.
Kendimizde ve her varlıkta her an tecelli edenin Allah olduğunu bilerek yaşayalım.

Birbirimize şefkâtli davranalım.
Birbirimize saygı içinde davranalım.
Birbirimizin sıkıntısında koşalım, beklentisiz yardım edelim.

Kimseyi hor görmeyelim.
Hiçbir varlığa zarar vermeyelim.
Sokaklarda birbirimize selam verelim, tebessüm edelim.
Yardımı olana koşalım, ona öncelik verelim.

Yolda hızla giden bir arabanın içindeki kimseler, belki bir hastaya yetişeceklerdir, belki bir yere yetişeceklerdir, saygı duyalım, yol verelim.
Önce ben demeyelim, buyur kardeşim diyelim.

Gel kardeşim! Birbirimize saygı duyalım.
İnancımıza, ibadetimize, giysimize saygı duyalım.
Fikirlerimize, bildiklerimize saygı duyalım.
Kültürümüze, geleneklerimize saygı duyalım.

Birbirimizi yargılamayalım, küçük görmeyelim, dışlamayalım.
Birbirimize zarar vermeyelim.
Hiçbir varlığa kötülük yapmayalım.
Beyinlere, birilerine ya da bir topluluğa karşı hedef gösterici bilgiler ekmeyelim.

Gel kardeşim! Saygılı olalım, şefkatli olalım.
Birbirimizi saygıyla dinleyelim, anlamak için dinleyelim.
İçimizdeki yargıları yok edelim.
Hiç unutmayalım; içimizde yargı olduğu müddetçe, birbirimize karşı saygılı olamayız, şefkâtli olamayız.
İçimizde yargı olduğu müddetçe, saygılı gibi görünen her davranış, gerçek değildir, sahtedir.

Gel kardeşim! “Saygı nedir, şefkât nedir?” bilelim.
Saygılı olalım, şefkâtli olalım.
Birbirimize, varlığa her zaman saygı içinde, şefkât içinde davranalım.
Hiç unutmayalım! Birbirimize ve varlığa olan saygının, Allah’a olduğunu bilelim.