ZEYD MESELESİ
Hazreti Muhammed’in evlatlığının eşiyle evlendi diye anlatılan olay doğru mudur?
Hazreti Muhammed’i kadın düşkünü gösteren zihniyetlerin asıl amacı nedir?
Avrupa neden Hazreti Muhammed’i pedofili(sübyancılık, çocuk sapığı) gibi gösterir?
Bizler de aslı olmayan şeylere inanıp onların amaçlarına, bilmeden de olsa yardım mı ediyoruz?
Ahzâb Sûresi 37 in böyle çevrilmesi doğru mudur?
Lütfen dikkatlice inceleyin ve düşünün.
Hazreti Zeyd: Hazreti Muhammed’e köle olarak getirildi, o güzel insan onu evladı yerine koydu, onu bir arkadaş, bir dost edindi.
Hazreti Zeyd: Zeyd b. Hârise: Asıl adı, Hârise b. Şurâhîl, efendimizin evlatlığı, yol arkadaşı, can yoldaşı.
Aktarılan bilgilere göre, Ukaz panayırında köle olarak satılığa çıkarılan sekiz yaşlarında olan bu çocuğu Hakim bin Hizam satın alır ve halası Hazreti Hatice’ye hediye eder.
Hazreti Hatice’de Hazreti Muhammed’in kölelik ve cariyeliği kaldırma mücadelesini bildiğinden dolayı, onu Hazreti Muhammed’e getirir.
Hazreti Muhammed, Zeyd’i evladı, arkadaşı, yol arkadaşı gibi kabullenir ve onu hür olarak yetiştirir.
Zeyd, her yerde Hazreti Muhammed ile birliktedir ve onu babası gibi bilir.
Zeyd, İslâm’ı en güzel şekilde, en güzel kaynaktan öğrenir.
Canı pahasına Hazreti Muhammed’i korur.
Tâifte Hazreti Muhammed taşlandığında vücudunu atılan taşlara karşı siper yapar.
Adını efendimiz değiştirdi, ona “Zeyd” dedi.
Not: Hazreti Muhammed, konulan adları yeni bir mânâ açılması için bazen değiştirirdi. Bu konuyu bir yazımızda ele almaya çalışalım.
Zeyd: Arapça “Zâde” kelimesinden gelir.
Kelime olarak; ziyade, artan, çoğalan, ilave, fazla, men, reddetmek, Allah’dan gayrı her şeyi reddeden gibi anlamlara gelir.
Bir rivayete göre Efendimiz Zeyd’i, halasının kızı Zeynep ile evlendirdi.
Bir rivayete göre, Mekke’de bulundukları sırada onu Ümmü
Eymen ile evlendirdi.
Hazreti Zeynep: Efendimizin halasının kızıdır.
Asıl adı “Berre” olup, Efendimiz tarafından “Zeyneb” olarak değiştirildi ve bu isimle tanındı.
Zeyn(süs) ve Eb (baba) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.
Zeynep: Allah’ın sıfatlarıyla bezenmiş, süs, değer, süslenmiş, sıfatlanmış gibi anlamlara gelir.
Şimdi İslam dünyasında anlatılanlar ve Ahzâb Sûresi 37. ayeti inceleyelim.
Efendimize isnat edilen şeyler doğru mudur?
Ahzâb Sûresi 37. ayetinin nüzul sebebi diye anlatılan olay doğru mudur?
Yoksa bu, Hazreti Muhammed’e düşmanlık içinde olanlar tarafından onu karalamak için yapılan iftira mıdır?
Yok Hazreti Muhammed Zeynep’i banyo yaparken çıplak görmüş, yok çok hoşuna gitmiş, yok benim olmalı demiş vs vs.
Kitaplarda yazılı aktarılan rivayet şöyledir. Hazreti Muhammed, Zeyd’i görmek için evine gider. Zeyd evde yoktur, Zeyneb’i kapı aralığından banyo yaparken görür. Hazreti Muhammed Zeyneb’i çok beğenir ve o benim olsun diye içinden geçirir.
Zeyd, Hazreti Muhammed’e “herhalde Zeyneb’i beğendiniz, dilerseniz ondan ayrılayım” der.
Başka bir rivayete göre de, Zeyd ile Zeynep geçinemiyorlardır, Zeyd eşinden ayrılmak ister, Hazreti Muhammed “Eşini yanında tut ve Allah’tan kork” der.
Fakat Zeyd bunu yapmaz. Eşi Zeyneb’i boşar.
Ve güya ayet nüzul eder, Hazreti Muhammed, Zeynep ile evlenir.
Hazreti Muhammed’in Zeynep ile ilgili içinden geçenler, vs bunlar doğru mudur?
İnsanın yazmaya bile çekindiği şeyler Efendimize iftira olabilir mi?
Güzel İnsan Hazreti Muhammed’i kadın düşkünü gibi gösteren bir zihniyetin, bize meâl diye sunduğu şeyler iftiradan başka ne olabilir.
Hazreti Muhammed, Hazreti Hatice ile evliyken neden başka bir evliliği yoktur da, 58 yaşından sonra güya rivayetlere göre, yok 9 evliliği var, yok 11 evliliği var, yok 15 evliliği var, yok şu kadar cariye almış, yok kadın düşkünü imiş, yok köleleri varmış, yok cariyeleri varmış, yok sabahlara kadar defalarca cinsel ilişkiye girermiş gibi aslı olmayan şeyler anlatılır.
Burada ki asıl maksadı çok iyi düşünmeliyiz.
Ve nikah nedir bu konuyu çok iyi bilmeliyiz.
Bunu kimler ne amaçla yaptılar?
Hazreti Hatice ile evliliğinde tek evlilik karşımıza çıkarken, neden Hazreti Hatice’den sonra yaşı 55-60 a gelmiş o güzel insan bir den nasıl olur da seks düşkünü gibi ortaya çıkar.
Bunu böyle yayanların, kitaplara geçirenlerin asıl maksadı neydi.
Bunları Hazreti Muhammed’den sonra yayan, Yuhanna ed-Dımeşkî kimdir?
“İslâm, Hıristiyanlığın etkisiyle oluşmuş sahte bir dindir” diyen,
“Muhammed kadın düşkünüdür, evlatlığının eşiyle evlenmiştir” diyen bu zihniyet kimdir?
Hazreti Muhammed’e en ağır iftiralar atan bu ve bunun gibi zihniyetler kimdir?
Lütfen çok iyi düşünelim, lütfen çok dikkatlice araştıralım.
Hazreti Muhammed’in hakikatlerini yok sayan zihniyetler onunla ilgili iftiralar attılar, o güzel insanı kadın düşkünü gösterdiler.
Yuhanna ed-Dımaşkî (649-749) Yuhanna ed-Dimaşkinin yazmış olduğu eserlerde hep bu iftiralar yer almıştır.
Khoury’nin Les Théologiens Byzantins et l’Islam, Textes et Auteurs (Louvain 1969)adlı eseri ile Paul Khoury’nin “Jean Damascène, Yuhanna ed-Dimaşkinin yazmış olduğu kitaptan bir bölüm: Muhammed’in sırf birtakım şehevî arzuları sebebiyle kölesi Zeyd’in eşini yani Zeyneb binti Cahş’ı elde etmek üzere bir boşama (talak) türü icad ettiğinden bahseder.
Yuhanna ed-Dimaşki Hazreti Muhammed’i kadın düşkünü gösterir, ufak kız çocuklarına düşkün gösterir.
Ve onun için bugün hristiyan alemi Hazreti Muhammed’i pedofili(sübyancılık, çocuk sapığı) gibi gösterir ve bunu hiç utanmadan resimlere dökerler.
Ve ne yazık ki bizlerde onların amaçlarına hizmet eder şekilde asılsız olan şeyleri aslı varmış gibi yüzyıllardır aktarırız.
Bu uydurmaları yapanların tek amacı vardır.
Hazreti Muhammed’in anlattığı hakikatleri unutturmak, kaldırdığı cariyelik kölelik gibi kurumları varmış gibi göstermek.
Hazreti Muhammed’in kadın da bir insandır, kadın erkek eşittir sözünü hiç kabullenmediler ve hatta onunla alay ettiler.
Hazreti Muhammed; kimse açlıktan ölmesin, zengin fakiri kandırmasın, zengin fakirin hakkını yemesin, genç kızlar zorla evlendirilmesin, onların da eşlerini seçme hakkı olsun,
kul hakkına girmeyin, kimsenin hakkına girmeyin, Dini ticaret haline getirmeyin, Dinden para kazanmayın, menfaat edinmeyin
ihtiyacı olana yardım edin, insanları inançlarına, kültürlerine göre ayırmayın, kimseyi kötülemeyin, kölelik cariyelik yoktur, öldürmeyin, gibi rahmete dönük sözler söylediğinde, Dini menfaat aracı yapanların elbette hoşuna gitmedi.
Ve onunla ilgili aslı olmayan yüzlerce şeyler uydurdular.
Evlatlığının eşine göz dikti, onu boşattı ve ayet geldi deyip onunla yatağa girdi diye iftira atanları çok iyi tanımalıyız.
Ahzâb Sûresi 37 in meâlinin de böyle yapılması de bize delil olarak gösterilmesi doğru mudur?
Bu meâlin çevrimi hakikati yansıtıyor mu?
Allah bizlere evlatlıklarımızın eşiyle evlenebileceğimizi mi söylüyor?
Yoksa bize böyle mi anlatıyorlar.
İnsanın evlatlığının eşi de onun evladı değil midir?
Diyanet’in ve Tevhîd’i Kur’ân Meâli’ni karşılaştırarak okuyun, inceleyin.
Gönlünüze hangisi yatıyorsa onu kabul edin.
Ahzâp Sûresi 37: Ve iz tekûlu lillezî enamallâhu aleyhi ve enamte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllâh ve tuhfî fî nefsike mallâhu mubdîhi ve tahşen nâs vallâhu ehakku en tahşâh fe lemmâ kadâ zeydun minhâ vetaran zevvecnâ kehâ likey lâ yekûne alel muminîne haracun fî ezvâci edıyâihim izâ kadav min hunne vetarâ ve kâne emrullâhi mefûlâ
Diyanet Meâli: Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.
Tevhîd’i Kur’ân Meâli: Sen o kimselere; onların üzerinde Allah’ın sıfatları olduğunu, onların o sıfatlarla kavrandığını, seninle aynı yolda olanlara fenalara düşmekten sakınmayı ve Allah’a ortak koşmamayı açıklamıştın. Sen Allah’ın hakikatlerini açıklayamıyor içinde saklıyor ve insanlardan çekiniyordun ve böylece onlara çekinerek de olsa Allah’ın hakikatlerini anlamalarını, o anlayışlarını arttırmalarını onlara tavsiye etmiştin. Bizi anlamak için seninle aynı yolda olanlar, hakikatleri anlamak için gayretlidirler, isteklidirler. Müminlerde tereddüt yoktur. Aynı yolda olanlar, onlar varlığın işleyiş ve oluşunu anlama hakkında bir yücelik içindedirler ve hakikatleri anlamak için isteklidirler. Tüm varlığın işleyişinde fâil olan Allah’tır.
Kelime açılımı:
ve iztekulu lillezi: anlattığında, söylemiştin, açıkladın, onlara,
enam Allah aleyh: nimet, sıfat, halk, hareketli olan, Allah, üzerlerinde
ve enam te aleyhi: nimet, sıfat, hak, mahlûkat, hareketli, lütuf, sen, onu,
emsik: sımsıkı tutmak, kavramak, kavranmak, sarılmak
Aleyke zevce ke: sana, seninle aynı yolda yolan, sana eşlik eden, zevc
Ve itteki Allah: takva, fenalardan sakınma, Allah’a ortak koşmama
ve tuhfi fi nefsike: gizleme, saklı olan, nefsinde, beden, kendinde,
ma Allah mubdih: şey, ne, değil, tecelliler, Allah, açıklama, ifade
ve tahşe el nas: çekin, sakınma, kork, insan
ve allah e hakk: Allah, hak, hakikat, gerçek,
en tahşa hu: çekinmek, sakınmak, o
Fe lemma kada: böylece, takdir, tavsiye, istedi, haber vermek,
Zeyd: artsın, çok olsun, ziyade, oğul vermek, batılı reddeden
minha: ondan, onun hakkında, o hakikatler
Vetaren: istek, iş, arzu, alaka, ilgi,
zevvec na: aynı yolda olanlar, eş, tür, cins, biz,
keha likey: sen, o, amaçları, gayret,
la yekune : yok, olmaz,
Ala el müminin: müminlerde, emin olanların üzerinde,
harac: zorluk, güçlük, şek, tereddüd
Fi ezvaci: aynı yolda olan için, cins, tür, benzer,
ediyai-him: övgü, yücelik, evlatlık, eksik, onlar
iza kadav min hunne: olduğunda, işleyiş, takdir, onlar,
ve tare: istek, ilgi, oluş, diri duruş, defa, kere
ve kane emr: oldu, iş, hüküm, işleyiş
Allah mefulen: Allah, yapılan, işleyen, fâil olan, efâl