CİN NEDİR?
Lütfen küçücük beyinlere, aslı olmayan şeyler anlatıp, bir ömür travmaya yol açacak korkular koymayalım.
Toplumda 3 harfliler denen, Cin kelimesinin taşıdığı gerçek anlam nedir?
Tüm toplumlar, her zaman, görmediği, ama var olduğuna inandığı, hayalinde var ettiği şeylere inanmışlardır.
Din alanında ortaya konan her kelime, muhakkak ki bir anlam taşır.
Bu kelimeler, kâmil kişiler tarafından ortaya konmuştur.
Bu kişiler, kendi vücudlarını, varlığı, kâinatı okuyan, inceleyen derin düşünen kişilerdi.
Elbette “Cin” kelimesi de bir anlam ifade eden bir kelime olarak açıklanmıştır.
Ama yüzyıllar geçtikçe, diğer kelimelerde olduğu bu kelimenin de içi boşaltılmış, başka anlamlar yüklenmiştir.
Cin denilen nedir?
Cin diye ayrı varlıklar var mıdır?
Gerçekten cinler musallat olur mu, çarpar mı?
Bu korkular neden çıkarılır?
Toplumda hep, cin çarpmış, cinler musallat olmuş gibi korkulara yol açan sözler söylenir durur.
Cinler, hamamda, müzik çalınan yerlerde eğlence yerlerinde, resim ve heykel bulunan yerlerde bulunurlar, diye söylenir.
Saçları uzun olur, gözleri patlak olur, boynuzları vardır, ayakları terstir, kimi çok zayıf olur, kimi çok iri olur gibi onlarca asılsız şeyler söylenir.
Kedilerin gözlerinde perde yoktur, onlar cinleri görürler diye aslı olmayan şeyler anlatılır durur
Ve bu asılsız sözlerle, toplumda cinci hoca denilen kişiler; Dini, Allah’ı, Kur’ân’ı, alet ederek toplumdan milyonlarca para koparıyorlar ve insanların hakikatlerden uzaklaşmalarına sebep oluyorlar.
Peki nedir cin?
Cin kelimesinin taşıdığı gerçek anlam nedir?
C’in, İn, İns, Üns, Ünsiyet, İnsan.
Cin ” جِنِّ ” kelimesi ” جِ نِّ ” Cim ve Nun harfleri ile yazılır.
Can ” جَانٌّ ” kelimesi ” ” جَ ا نٌّ ” Cim, Elif, Nun harfleri ile yazılır.
Cin, Can, Canan, Cinnet, Cenin, Cinni, Ecnebi, Cünne, Cenne, Cennet, Cenabet, Cins, Cinsiyet, Siccin, aynı kökten gelen kelimelerdir.
Kelimelerin her birini anlam olarak incelersek:
Cin: Yabancı, bilinmeyen, bilmeyen, tanımayan, örtülü, tanımlanamayan, kendindeki canın farkında olmayan, kendi aslını bilmeyen, Allah şuurundan uzak olan,
Can: Can taşıyan, canlı, kendindeki canın farkında olan,
Cinnet: Bilinmeyen bir şeyden etkilenmek, öfkelenmek, hiddetlenmek, cin tutma, delilik, çılgınlık.
Cinnet durumuna düşen kişinin bu durumunu görenler, onun hakkında” cinnet geçiriyor” derler.
Çünkü diğer kişiler o kişinin neden öfke, hiddet, isyan haline düştüğünü bilemedikleri için bu sözü kullanırlar.
Cinni: Yabancıya mahsus, yabancı olan, bilinmeyen bir yerden geldi, anlamında kullanılır.
Cenin: Henüz doğmamış, rahimdeki örtülü çocuk, görünmeyen bebek,
Ecnebi: Yabancı kişi, kendi aslına yabancı,
Hazreti Süleyman, tapınağını cinlere yaptırmış demek, diğer ülkelerden gelen ecnebilere yani yabancılara yaptırmış demektir..
Cünne, Cenne: Cenne hu” ve “ecenne hu” onu örttü, onu gizledi, demektir.
Cennet: Bahçe ile çölü örttü, sıkıntıyı, ızdırabı huzur ile örttü demektir.
Cenabet: Temizliği kirlilikle örttü.
Cins: Ebnâ-yi cins: insanlar, bilinmezlikten bilinmeye ulaştı. İns-e ulaştı,
Cinsiyet: Bilinmeyen alemden bir kimlikle ortaya çıkmak, aslından gelişi ile ilgili, bir cins ile ilgili olma durumu.
Siccin: Karanlıkla örtülü, karanlıkta kalma, bilemediği şeyde takılı kalma, aslı olmayan şeye inanma
Cin, İns’in (insanın) karşıtı bir kelimedir.
Cin; bilinmeyen, kendini bilmeyen, tanınmayan, tanımayan
İns; bilinen, tanınan, kendini bilen anlamında kullanılır.
“İn misin, cin misin” “tanıdığım mısın, tanımadığım mısın” anlamında kullanılan kelime buradan gelir.
Zâriyât 56: ” cinne vel ins ”
“ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li yabudûn”
“Tanıdıklarınızı ve tanımadıklarınızı, ancak beni bilsinler ve kulluklarını anlasınlar diye yarattım.” (Tevhîd-i Kur’ân Meâli)
Ecnebi kelimesi cin kelimesinden gelir, yabancı olan demektir…
Eski devirlerde, bilinmeyen bir hastalığa kapılan kişiye, içinde cin var denilmiştir.
Yâni bilinmeyen bir hastalığa kapıldı demektir…
Allah’ı bilmeyen her kişi cin diye adlandırılmıştır.
Yani kendine yabancı olan demektir.
Allah’ı bilemeyen kişi, kendine yabancıdır, yani cindir, yani aslını bilmiyordur.
Cin boyutunda kalan kişi de, varlığın sûret boyutunda kalır, sîreti göremez.
Yani eşya boyutunda kalır, eşyanın hakikatine eremez..
Kişinin şahit olmadığı bir şeyi görmüş gibi anlatması, bilhassa çocuklara en büyük zulümdür .
Çocuklara verilen korku, beynin düşünce sisteminin önünde en büyük engeldir.
Korku kişiyi gerçeği düşünmekten uzaklaştırır.
Korkusuzca araştıran her kişi, hakikatleri en ince detayına kadar anlar.
Ama korku; düşünmenin, araştırmanın, anlamanın önünde en büyük engeldir..
Kur’ân’da gecen “Cin Sûresi” diye bilinen “Bilinmeyenler, Yabancılar” Sûresi’nde sunulan hakikat:
Mardin Nusaybin’den bir grup kişi genç Hazreti Muhammed’e geliyorlar ve O’nun anlatıklarını can kulağıyla dinliyorlar.
Bu kişiler kendi Din adamlarının anlatıkları şeylerden tatmin olmamışlardır ve çok rahatsız olmuş bir gruptur.
Bu kişiler başka bir yerden geldiklerinden dolayı, bunlar yabancı, bunlar bilinmeyen kimseler olduklarından dolayı “Cin-bilinmeyenler- yabancılar” adıyla anılıyor..
1- Bilinmeyenlerden bir grup, hakikatleri dinlemek için ortaya çıktılar. Sonrada dediler: Biz okunan şeylerden hayret verici şeyler dinledik.
2- Yol göstericinin bilgisinin erdemliliğine, onun anlattığı hakikatlere ve bizi vücudlandıranın bir olduğuna, ortak koşmamamız gerektiğine inandık.
Evet çok dikkatlice incelediğimiz zaman anlıyoruz ki cin:
Bilinmeyen, yabancı, anlamına gelen bir kelimedir
Bu bir varlık ta olabilir, bir kişi de olabilir, bir topluluk ta olabilir, bir düşünce de olabilir, bir grup da olabilir
Eskiden bilemedikleri her şeye “cin” derlerdi.
Bildikleri tanıdıkları şeylere “İns” derlerdi.
Bir köye bir grup veya bir kişi gelse köylüler o kişiyi ya da o grubu tanımadıklarından dolayı niyetlerini bilmediklerinden dolayı o kimselere “cin” derlerdi, yani yabancılar, yani tanımıyoruz.
Sonra onları tanıdıklarında niyetlerini bildiklerinde “ins” yani “tanındı bilindi” anlamında söz söylerlerdi.
Kültürümüzde “ne cin fikirlisin” diye bir söz vardır.
Yani bilinmedik fikirleri açığa çıkarıyorsun anlamında bir sözdür.
İşte Cin: Bilinmeyen, tanımlanamayan, yabancı anlamında kullanılır…
Bu ister bir insan olsun, ister bir düşünce olsun, ister mikroskobik bir canlı olsun vs…
İns ise: Bilenen, tanınan, bilindi, tanındı anlamında kullanılır.
Yani cin: Bilinmeyen, yabancı
İns ise: Bilinen anlamında kullanılan bir kelimedir…
Toplum arasında, yok 3 harfliler çarptı yok şöyle oldu, bunlar hep hürafelerden gelen korkulardır….
Küçükken çocukların beyinlerine sokulan korku içerikli her türlü anlatım, o çocuk büyüdüğünde dahi, bilinç altı korkuları, o bedeni hükmü altına alabiliyor,
Korku; kişinin korktuğu şey, kişinin aklına geldiğinde başlar.
İşte bu aklına gelen şey, bilinç altına yerleştirilmiş anlatılan şeylerden kaynaklanır.
Lütfen çocuklarımıza korku vermeyelim.
Lütfen çocuklarımızı koruyalım.
Lütfen küçücük beyinlere, aslı olmayan şeyler anlatıp, bir ömür travmaya yol açacak korkular koymayalım.