BEKLENTİSİZ KOŞ

Unutma ki, sen de diğer varlıklar gibi bir varlıksın.

Unutma ki, hiç bir varlık sana muhtaç değil, ama sen her varlığa muhtaçsın.

Su, toprak, hava, bitkiler sana muhtaç değil, ama sen hepsine muhtaçsın.
Hidrojen, oksijen, demir, bakır, çinko, vs hiç biri sana muhtaç değil, ama sen hepsine muhtaçsın.
Bunlardan biri olmazsa, senin yaşamın anında sona erer.

Bunu bil ve sakın kibir içinde olma.
Bunu bil ve sakın varlıktan kopma.
Bunu bil ve sakın hiç bir varlığa zarar verme.
Bunu bil ve sakın kimsenin kalbini kırma.

Birine giderken çıkarın için gitme.
Zerre kadar beklenti için gitme.
Dostluk için git.
Kardeşlik için git.
Muhabbet için git.
Onun sıkıntısı için git.
Ona zarar vermek için gitme, sıkıntısını çözmek için git.

Birinin sıkıntısını içinde hisset.
Birinin acısını, ihtiyacını içinde hisset.
Birinin göz yaşını, üzüntüsünü içinde hisset.

Biri karamsar mı, umutsuz mu, koş ona, umutsuzluğunu umuda döndür, karamsarlığını iyimserliğe döndür.

Bil ki kişilerin acılarını hissetmek, insan olmanın sırrıdır.

Bak, hava sana beklentisiz akıyor.
Bak, güneş sana beklentisiz ışık veriyor.
Bak, toprak sana beklentisiz gıdanı sunuyor.
Bak, su sana yerden olsun, gökten olsun beklentisiz akıyor.

Sen de:
Beklentisiz koş.
Rahmet için koş.
Yardım için koş.

Hucurât Sûresi 13- Ey insanlar! Biz sizi, bir erkek ve bir kadından yarattık ve halklar halinde, kabileler halinde çoğalttık, birbirinizi tanımanız ve yardım etmeniz için

Birinin de, senin de, hep yardıma ihtiyacı olacaktır.

Birinin derdi mi var, sende dertlen.
Birinin ihtiyacımı var, içinde hisset ve koş git ona.
Elini uzat, gönlünü uzat, paylaş onunla, derdini çöz onun.
Yolumu kapalı, aç onu.
Umut ol ona, moral ol ona.
Onu güçlü hissettir.
Ona mânevi hisleri hissettir.
Bunları yaparken, ona muhtaçlık duygusu hissettirme, onu aciz hissettirme.

Işık, Hava, Toprak, Su, sana her an akıyorken, sana hizmet ediyorken, sen de çevrene ak, sen de çevrene hizmet et.

Bencil olma.
Gururlu olma.
Kibirli olma.
Sert olma, gaddar olma.
Varlıktan kopma.

Kaldır başını, çevrene varlığa gönlünle bak.

Kâinatın sesini dinle, bil ki kâinatın müzisyeni, varlık aletinden en güzel müzikleri söylemekte.

Ve bak ki ve dinle ki ve anla ki;
Bir çiçek sana kokusunu beklentisiz sunuyor, sana huzur veriyor.
Ağaçlar sana oksijeni beklentisiz sunuyor.
Çeşit çeşit hayvanlar, ayrı ayrı güzellikleriyle sana huzur sunuyor.
Ötüşü, gıdaklaması, havlaması, melemesi, nice sesleri ile ayrı bir haz sunuyor.

Aslında bunların hepsi sana, varlığın sahibini gösteriyor.

Sen de çevrene beklentisiz koş.
Hizmet için koş, yardım için koş.
Varlığın sana aktığı gibi, sende beklentisiz ak.

Bil ki huzur, beklentisiz koşmada gizlidir.
Bil ki sen de bir varlıksın ve sen de çevrene hizmet etmek için var edildin.
Bil ki huzur, senin de diğer varlıklar gibi bir varlık olduğunu anlamanda gizlidir.

Bilsek ki varlıktan seslenen kim!
Bilsek ki varlıktan akan kim!
Bilsek ki varlığın aslı kim!
Bilsek ki bedenimizin sahibi kim!
Bilsek ki bizden nefes alıp veren kim!

Varlık sahibinden gizli değil, sahibi varlıktan gizli değil.

Kula hizmet, Hakk’a hizmettir.

O zaman sen, hep tenezzül içinde yaşa.
O zaman sen, hep tevâzu içinde yaşa.

Gururlanma sakın, kibirlenme sakın.
Zalimliğe düşme sakın, zarar verme sakın.

Bil ki gurur kibir seni yakar, hiç affetmez zalim eder.
Bil ki, beşer yönün çıkar ister, çıkar ise seni senden eder.

Varlık sana beklentisiz akar iken, sen de çevrene beklentisiz koş.

Komşuna yardım et (Hazreti Mûsâ)
Komşunu sev (Hazreti İsâ)
Komşun aç iken tok yatma (Hazreti Muhammed)

Sor kendine; “ben niçin yaratıldım” diye.

Gözüne sorsan, görmek için yaratıldım der.
Kulağına sorsan, duymak için yaratıldım der.
Her varlık kendi yaratılışının hikmetini söyler.

Peki sen niçin yaratıldın?
Yaratıcının sendeki rızası nedir?

Dinle vücudunu, cevap oradan gelecektir.

Tevbe Sûresi 100:.. “radıye Allâh anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennet”…”onlar Allah’ın rızasını anlamışlardır ve onlar o rıza üzere hareket ederler. Onlar için huzur vardır.”

Bil ki huzur;
Çevrene yardım için beklentisiz koşmakta,
Çevrene zerre kadar zarar vermemekte,
Varlıkla bir olduğunu anlamakta,
Varlığı sevmekte,
Varlığın sahibine teslim olmakta,
Kendi yaratılışının gayesini anlamakta,
Rızâyı anlamakta ve o rızâ üzere yaşamakta, gizlidir.