HAZRETİ MUHAMMED’E ATILAN İFTİRALAR
Gönlü şefkat dolu, rahmet dolu Hazreti Muhammed’le, ona atılan iftiraları aynı cümle içinde yazmak, gönlümüzü müthiş rahatsız ediyor.
Ama o güzel insana atılan iftiralar ise, gönlümüzü daha çok rahatsız ediyor.
İnanç dünyasının sunduğu bilgilerde bile ortak bir ittifak yokken, toplum aslı olmayan şeylere hiç düşünmeden, araştırmadan inanıyor olması ne kadar acıdır.
Hazreti Muhammed’e, kim ya da kimler ne sebeple iftiralar atmıştır, bunu çok iyi düşünmeli ve araştırmalıyız.
İnanç dünyası aslı olmayan şeylere o kadar inanmış durumda ki!
O güzel gönüllü insanın siyerine uymayan, yani onun yaşam yoluna, amaç ve gayretine uymayan o kadar sözler anlatılmış ki!
Hazreti Muhammed hakkında, aktarılan kitapsal bilgiler, söylenen söylentiler, meâl çevirileri ne kadar gerçeği yansıtıyor olabilir?
Aktarılan bir bilginin diğer bilgiyle çeliştiği bir durumda, doğru diye hangisi kabul edilecek?
Meâl diye okuduğumuz bir çevirinin, başka bir çeviriyle çeliştiği durumda hangi çeviriyi doğru kabul edeceğiz?
Aynı meâl içinde birbirini desteklemeyen çevirilere nasıl inanacağız?
Hazreti Muhammed hakkında hep dediler:
Hazreti Muhammed’in;
Okuma yazması yoktu, hesap kitap bilmezdi.
Dediler ki, kadın düşkünü idi, bir gecede ……sayıda cinsel ilişkiye girerdi, bir gecede 9 eşi ile de ayrı ayrı cinsel ilişkiye girerdi (Buhari)
Aynı Buhari’de; “yirmi beş yaşına kadar geçen gençlik çağında hiçbir kadına yanaşmamış olduğu gibi, evlenmesinden 56-57 yaşlarına kadar da bir kadınla ilişkisi olmamıştır” diye de bilgi vardır.
Muhammed nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi.” (Buhari )
Yani Hazreti Muhammed sokakta karşılaştığı kadınlara insan olarak değil de cinsellik gözüyle mi bakıyordu?
Dediler ki, 12 hanımı vardı, yok 18 hanımı vardı.
Dediler ki, evlatlığının eşini boşattı onunla evlendi.
Dediler ki, Ayşe ile 6 yaşında ya da 9 yaşında evlendi.
Dediler ki, ona müminlerin eşleri helaldi.
Dediler ki, Hazreti Muhammed yolda evli birinin eşini görse, o eşi beğendiğinde, o kişinin eşi eşini boşar, Hazreti Muhammed onu alırdı.
Ve demeye devam ettiler:
Hazreti Hatice ile evlendiğinde yaşı 25, Hazreti Hatice’nin yaşı 40 idi.
Ben-i Kureyza kabilesinden 900 kişiyi öldürttü. (İbn-i İshak)
Birçok kişi ve esiri işkence ettirerek öldürttü(Buhari)
Bu bilgilerin hangisi gerçeği yansıtıyor?
Güzel İnsan Hazreti Muhammed’i kadın düşkünü gibi gösteren zihniyetlerin asıl amacını çok iyi bilmeliyiz.
Meâllere yansıtılan algıları çok iyi süzmeliyiz.
Hazreti Muhammed hesapta bilirdi, okuma yazma da bilidi, onun yanına gelen kişilerle onların dilleriyle konuşurdu.
Selmân-ı Fârisî ile Farsca konuşurdu.
Çevre dillerini bilirdi.
Hazreti Muhammed Hazreti Hatice ile evlendiğinde aynı yaşlarda idi, birlikte büyümüşler, dönemin kâmil kişilerinden birlikte eğitim görmüşlerdi.
“Rabb’imin kokusu yemenden geliyor. Rahman’ımın kokusu yemenden geliyor” sözleri bunlara en güzel örnek olabilir mi?
Hazreti Hatice 40 yaşlarında olsa idi, 40 ından sonra 6 doğum yaptı denmesi ne kadar mantıklı olabilir?
Arap bölgeleri çok sıcaktır, oralarda kadınların menapoz dönemi 35 yaşından sonra başlar.
Eğer Hazreti Hatice 40 yaşında evlendi, evlendikten sonra 6 doğum yaptı deniyorsa, bunu çok iyi düşünmeli araştırmalıyız.
Hazreti Muhammed, Hazreti Hatice ile evliyken neden başka bir evliliği yoktur da, 58 yaşından sonra güya rivayetlere göre, yok 9 evliliği var, yok 11 evliliği var, yok 15 evliliği var, yok şu kadar cariye almış, yok kadın düşkünü imiş, yok köleleri varmış, yok cariyeleri varmış, yok sabahlara kadar defalarca cinsel ilişkiye girermiş gibi aslı olmayan şeyler neden anlatılır?
Ve nice, akla, gönle, rahmete, şefkate uymayan uydurmalar.
Hazreti Muhammed hakkında söylenenleri kim ortaya koymuştur?
Ne amaçla ortaya koymuştur?
Neden ona her yönden saldırmışlardır?
Neden onlarca iftira atmışlardır?
Hazreti Muhammed’in sunduğu bilgiler neden birilerini rahatsız etti?
Meâllere bile yansıyan çeviriler gerçeği ne kadar yansıtıyor olabilir?
Hazreti Muhammed sonrası oluşan meâllerde bir sıkıntı olabilir mi?
Bunları hep kim yapmış olabilir?
Hazreti Muhammed devrinde yaşamış, Hazreti Muhammed’e acımasızca saldıran, farklı bir inancın üst seviyede görevlisi olan, Hazreti Muhammed’e en ağır hakaretler eden, Yuhanna ed-Dımaşki’nin (649-749) bunda bir parmağı olabilir mi?
Bu iftiraları yayan kişi,Yuhanna ed-Dımeşkî kimdir?
“İslâm, Hıristiyanlığın etkisiyle oluşmuş sahte bir dindir” diyen,
“Muhammed kadın düşkünüdür, evlatlığının eşiyle evlenmiştir” diyen bu zihniyet kimdir?
Hazreti Muhammed’e en ağır iftiralar atan, bu ve bunun gibi zihniyetler kimdir?
Lütfen çok iyi düşünelim, lütfen çok dikkatlice araştıralım.
Hazreti Muhammed’in hakikatlerini yok sayan zihniyetler onunla ilgili iftiralar attılar, o güzel insanı kadın düşkünü gösterdiler.
Yuhanna ed-Dımaşkî (649-749) Yuhanna ed-Dimaşkinin yazmış olduğu eserlerde hep bu iftiralar yer almıştır.
Khoury’nin Les Théologiens Byzantins et l’Islam, Textes et Auteurs (Louvain 1969)adlı eseri ile Paul Khoury’nin “Jean Damascène, Yuhanna ed-Dimaşkinin yazmış olduğu kitaptan bir bölüm: Muhammed’in sırf birtakım şehevî arzuları sebebiyle kölesi Zeyd’in eşini yani Zeyneb binti Cahş’ı elde etmek üzere bir boşama (talak) türü icad ettiğinden bahseder.
Yuhanna ed-Dimaşki Hazreti Muhammed’i kadın düşkünü gösterir, ufak kız çocuklarına düşkün gösterir.
Ve onun için bugün hıristiyan alemi Hazreti Muhammed’i pedofili(sübyancılık, çocuk sapığı) gibi gösterir ve bunu hiç utanmadan resimlere dökerler.
Ve ne yazık ki bizlerde onların amaçlarına hizmet eder şekilde asılsız olan şeyleri aslı varmış gibi yüzyıllardır aktarırız.
Hazreti Muhammed ne dedi de ona acımasızca saldırdılar.
Kadın erkek eşittir.
Kadının erkeğe erkeğin kadına bir üstünlüğü yoktur.
Biriniz diğerinden üstün değildir. Hepiniz Allah’ın kulusunuz.
Kızları zorla evlendirmeyin, onların eşlerini seçme hakları olsun.
Kölelik cariyelik yoktur.
Hayvanlara iyi davranın, onları üzmeyin.
Kıyamet kopacağını bilseniz fidan dikin.
Kimse açlıktan ölmesin, komşunuz aç iken tok yatmayın, Komşularınızı sevin,
Makam, saltanat peşinde koşmayın, kimsenin malını çalmayın, zulmetmeyin, kimsenin hakkını yemeyin.
Allah’ı kâbede değil kendinizde arayın.
Dini para kazanma aracı yapmayın, dini ticaret haline getirmeyin, din yolunda ücret isteyenlere uymayın.
Emaneti ehline verin.
Gibi rahmet dolu bilgiler aktaran Hazreti Muhammed’in tavsiyeleri birilerini neden rahatsız etti.
Hazreti Muhammed’i, cinselliğe düşkün biri olarak gösteren zihniyetler, bunu desteklemek için doğru olmayan hadisler uydurdular.
Meâlleri de o anlayışa göre yaptılar.
Ahzâb sûresininde bazı yerleri böyle meâllediler.
Bunu hemen hemen Kur’ân’ın her yerine meâl olarak yaydılar.
Birçok evlilik yaptı dediler. Bunun sayısında bile ittifak edemediler.
Ümmü Eymen için, hem hanımlarından biri dediler, hem de Hz. Muhammed’in, annemden sonraki annemdir dediğini de söylediler.
Nikâhı yatak ilişkisi olarak anlattılar.
Nikâh: Eklemek, katmak, katılmak, bir aileye katılmak, birlik olmak, birleşmek, uygunluk, gibi anlamlarda kullanılır.
Hazreti Muhammed koruyucu aileliği getiren insandır.
Ümmü Seleme ve dört çocuğunun bakımını üstlenmiş, onları ve birçoğunu ailesi kabul etmiş, ailesine katmıştır.
İşte, Hazreti Muhammed’in yaptığı mücadeleyi kabul etmeyenler, işlerine gelmeyen zihniyetler onunla ilgili doğru olmayan şeyler söylediler.
Güzel insan Hazreti Muhammed’in insanlara sunduğu hakikatleri yok sayan zihniyetler bu zulmü yaptılar.
Onunla ilgili bu iftiraları Kur’ân meâllerine de yansıttılar.
Muaviye döneminde oluşturulan Kur’ân’ın son biçimi ne kadar gerçeği yansıtıyor olabilir?
“Muaviye b. Ebu Süfyan döneminde, Muaviye, Ebu’l-Esved Dueli’yi (605-688) görevlendirmiş, O da Kur’ân’ın kolay okunması için diyerek, sarf, nahv çalışması yapmış, hareke işaretleri koymuştur.”
Bu yapılan çalışmalar anlam kaymalarına neden olmuş olabilir mi?
Ebu’l-Esved Dueli, Muaviyenin o gün ki din danışmanıdır, Âdeta Diyanet başkanıdır.
Yuhanna ed-Dımaşki ve Ebu’l-Esved Dueli arasında nasıl bir yakınlık vardır, bunu çok iyi araştırmalıyız.
Gerekse Kur’ân’a dayandırılan meâller, gerekse hadis diye aktarılan sözler, gerekse bazı kimselerden gelen aktarılan bilgileri çok iyi araştırmalıyız.
ÇOK KADINLA EVLENDİ YALANI
Önce nikah kavramını inceleyelim:
Nikahına almak asla yatağına almak değildir.
Nikahına almak, koruyucu aile olarak kişiyi köle ya da cariye olmaktan kurtarmaktır.
Nikahına almak himayesine almak demektir.
Araplarda bir kadın kocası tarafından boşandığı zaman, ya da kadının kocası savaşta ölüp, kadın dul kaldığı zaman, ya da kız çocuğunun söz yüzüğü atıldığı zaman, beşik kertmesi bozulduğu zaman, kadının ya da kız çocuğunun düştüğü durum cariyelik durumudur.
İşte bu durumda kadın pazarlarda cariye olarak alınıp, satılabilirdi.
Nikah, kadını cariyelikten kurtarmak, koruyucu aileye alınmak için yapılan bir uygulamadır.
Bunu Hazreti Muhammed’in başlattığı kuvvetle muhtemeldir.
Hazreti Muhammed ile ilgili alakalı; 11 ya da 16 ya da 18 ya da daha çok eşi vardı denmesinin hikmeti, onun cariye durumuna düşen kadınları himayesine aldığı kuvvetle muhtemeldir.
EVLATLIĞININ EŞİYLE EVLENDİ YALANI
Hazreti Muhammed’in evlatlığının eşiyle evlendi diye anlatılan olay doğru mudur?
Hazreti Muhammed’i kadın düşkünü gösteren zihniyetlerin asıl amacı nedir?
Avrupa neden Hazreti Muhammed’i pedofili(sübyancılık, çocuk sapığı) gibi gösterir?
Bizler de aslı olmayan şeylere inanıp onların amaçlarına, bilmeden de olsa yardım mı ediyoruz?
Hazreti Muhammed’in kendi cebinden çok büyük para karşılığı kölelikten kurtardığı kişilerden biri; Zeyd’dir.
Zeyd b. Hârise: Asıl adı, Hârise b. Şurâhîl, efendimizin evlatlığı, yol arkadaşı, can yoldaşıdır.
Bilali Habeşi’yi de kendi cebinden çok büyük para karşılığı kölelikten kurtarmıştır.
Ve onlarca kişiyi köle, cariye durumundan kurtarıp onlara hürriyetlerine kavuşturmuştur.
Hazreti Muhammed asla evlatlığının hanımını boşatıp kendine eş almadı.
Bir rivayete göre Efendimiz Zeyd’i, halasının kızı Zeynep ile evlendirdi.
Bir rivayete göre, Mekke’de bulundukları sırada onu Ümmü
Eymen ile evlendirdi.
Hazreti Zeynep: Efendimizin halasının kızıdır.
Asıl adı “Berre” olup, Efendimiz tarafından “Zeyneb” olarak değiştirildi ve bu isimle tanındı.
Zeyn(süs) ve Eb (baba) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.
Kitaplarda yazılı aktarılan rivayet güya şöyledir:
Hazreti Muhammed, Zeyd’i görmek için evine gider.
Zeyd evde yoktur.
Zeyneb’i kapı aralığından banyo yaparken görür.
Hazreti Muhammed Zeyneb’i çok beğenir ve o benim olsun diye içinden geçirir.
Zeyd, Hazreti Muhammed’e “herhalde Zeyneb’i beğendiniz, dilerseniz ondan ayrılayım” der.
Buna ithaf edilen, Ahzâp Sûresi 37 i kelime kelime inceleyelim.
Ahzâp Sûresi 37: Ve iz tekûlu lillezî enamallâhu aleyhi ve enamte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllâh ve tuhfî fî nefsike mallâhu mubdîhi ve tahşen nâs vallâhu ehakku en tahşâh fe lemmâ kadâ zeydun minhâ vetaran zevvecnâ kehâ likey lâ yekûne alel muminîne haracun fî ezvâci edıyâihim izâ kadav min hunne vetarâ ve kâne emrullâhi mefûlâ
Diğer Meâller: Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.
Tevhîd’i Kur’ân Meâli: Sen o kimselere; onların üzerinde Allah’ın sıfatları olduğunu, onların o sıfatlarla kavrandığını, seninle aynı yolda olanlara fenalara düşmekten sakınmayı ve Allah’a ortak koşmamayı açıklamıştın. Sen Allah’ın hakikatlerini açıklayamıyor içinde saklıyor ve insanlardan çekiniyordun ve böylece onlara çekinerek de olsa Allah’ın hakikatlerini anlamalarını, o anlayışlarını arttırmalarını onlara tavsiye etmiştin. Bizi anlamak için seninle aynı yolda olanlar, hakikatleri anlamak için gayretlidirler, isteklidirler. Müminlerde tereddüt yoktur. Aynı yolda olanlar, onlar varlığın işleyiş ve oluşunu anlama hakkında bir yücelik içindedirler ve hakikatleri anlamak için isteklidirler. Tüm varlığın işleyişinde fâil olan Allah’tır.
Hazreti Muhammed’i, “evlatlığını eşinden boşattı kendisi evlendi” yalanını ortaya koyan kişi, o devrin adeta papası olan, Yuhanna ed-Dımaşkî’dir.
Bu bahis, “Jean Damascène, Yuhanna ed-Dimaşki adlı kitabında vardır.
AHZAP SÛRESİ 50 YALANI
Ahzap Sûresi 50 nin meâlini incelediğimizde, Hazreti Muhammed’e âdeta kadınları, cariyeleri, akraba kızlarını, başka bir müminin kadınını alabilirsin diye çevirmişler.
Böyle bir şey olabilir mi?
Oysa dikkatlice incelediğimizde meâlde ki ana tema; çevresinde olan bayanlardan hakikatleri anlamaya meyilli olanlara, hakikatlerin sunulması ve hakikatleri anlamadaki gayret işaret edilmiştir.
Ahzap Sûresi 50:
Diğer Meâller: Ey peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verip de elinin sahip olduğu kadınları, seninle birlikte hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını, teyze kızlarını, kendini peygambere mehirsiz olarak bağışlar da peygamber de onunla evlenmek isterse böyle bir mümin kadını -ki sonuncusu diğer müminlere değil, zatına mahsustur – sana helâl kıldık. Müminlere eşleri ve sahip oldukları kadınları hakkında hangi kuralları geçerli kıldığımızı biliyoruz. Sana mahsus olanı güçlük çekmeyesin diye meşrû kıldık. Allah çok bağışlayıcı, pek esirgeyicidir.
Tevhîd’i Kur’ân Meâli 50- Ey hakikatleri bildiren! Seninle aynı yolda olmak isteyenleri sana uygun kıldık. Sana sunduğumuz hakikatlerden, onların karşılığı olanı onlara ver. Sen gücünün sahibi değilsin. Nesnelerin hakikatlerini sana bahşettik. Amcanın çocuklarından ve halanın çocuklarından ve dayının çocuklarından ve teyzenin çocuklarından; onlardan seninle beraber aynı yolda hareket edenler, müminlik yolunda işleyişi idrak etmek için gayret gösterirler. Eğer Nebi gibi hakikatleri anlamada istekli olursa, Nebi’nin isteğine uygun davranmış olurlar. Müminlerden başkası senin anlattıklarına has olarak uymaz. İlmin sahibinin Biz olduğumuzu anlamalarını onlara farz kıldık. Onlar birlik içinde olsunlar. Onlar güçlerinin sahibi değildirler, bu konuda tereddüte düşmemek için ellerini hareket ettiren güce baksınlar. Allah mağfiret edendir, tüm varlığı özünden varedendir.
Hazreti Muhammed asla, sokaktan gördüğü kadınları beğenip onları boşatıp kendine eş yapmadı.
O baktığı her kişiye insan olarak baktı, Allah’ın kulu olarak baktı.
O baktığı her kişiye rahmet gözüyle baktı, şefkat gözüyle baktı.
AYŞE İLE 6 YAŞINDA EVLENDİ YALANI
Hazreti Muhammed asla, Ebubekir’in kızı Ayşe’yi 6 yaşında ya da 9 yaşında kendine eş yapmadı.
Ayşe başkasına beşik kertmesidir.
Ayşe, Cübeyr ibn Mut’im ailesine beşik kertmesi yani nişanlı idi.
Ebubekir, Hazreti Muhammed’den yana olunca, Cübeyr ailesi nişanı bozdu.
Araplarda, nişanı bozulan bir kız cariye durumuna düşüyordu.
Hazreti Muhammed, Ayşe’nin cariye durumuna düşmemesi için onu nikahına aldı, yani koruyucu ailesi olarak himayesine aldı.
Bunu işaret Belâzür’inin açıklamarında vardır.
Bilal’i, Zeyd’i, Ammar’ı ve onlarca bayan olsun erkek olsun kişiyi kölelikten kurtarmıştır.
Bu yalanları, Yuhanna ed-Dımaşkî ortaya koymuş olabilir mi? Lütfen araştıralım.
Hazreti Muhammed baktığı bayanlara Hakk gözüyle baktı ve onları bir kardeş gördü.
Asla başkasının hanımına cinsel gözle bakmadı, asla onlara iç geçirmedi, onları hep bir kardeşi gördü, bir insan olarak gördü.
O âlemlere rahmet olarak açığa çıktı.
(Enbiya Sûresi 107: “Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn”)
O herkese şefkat gözüyle baktı.
O herkese rahmet gözüyle baktı.
O’nun gönlü Allah aşkıyla o kadar doluydu ki, o, gönül gözü ile bakardı, asla baş gözü ile bakmazdı.
Gönül gözü ile bakan hiç sûret görebilir mi?
Gönül gözü ile bakan hiç cinsellik görebilir mi?
Gönül gözü ile bakan hiç kadın erkek ayrımı olarak bakabilir mi?
O herkese Hakk gözüyle baktı.
O baktığı her yerde Allah’ın vechîni gördü.
(Bakara sûresi 115: “Nereye dönerseniz dönün Allah’ın yüzü oradadır”
O cinsellik düşkünü değildi.
O gönül düşkünü, irfân düşkünü, rahmet düşkünü, şefkat düşkünü, yardım düşkünü, adalet düşkünü, eşitlik düşkünü idi.
O manevî boyutun Cân sultanı idi.
Kendinde Hazreti Muhammed’in bulamayan, Hazreti Muhammed’i anlayamaz.