SOR KENDİNE

Sor kendine:

Ben Müslüman mıyım diye?

Ben İnsan mıyım diye?

Ben İslâm’ı anladım mı diye?

Ben edep içinde yaşayan birimiyim diye?

Ben merhamet ehli miyim diye?

Sor kendine:

Allah nedir sorusunun cevabını buldum mu diye?

Allah’a şahit oldum mu diye?

Allah’ı kendinde buldun mu diye?

İman ehli oldum mu, mümin’lik makamına erdim mi diye?

Sor kendine:

Kur’ân’ı anladım mı diye?
Kur’ân üzere yaşayan birimiyim diye?

Canlı Kur’ân’la tanıştım mı diye?

Hazreti Muhammed’i tanıdım mı diye?

Hangi cemaatin anlattığı Hazreti Muhammed’e inanıyorum diye?

Âdem’den Muhammed’e akıp gelen ilâhî boyutları kendimde buldum mu diye?

Sor kendine:

Ben Müslüman mıyım?
Yoksa Müslüman kılığına girmiş bir şeytan mıyım diye?

Gel kendimizi tartalım…
Gel kendimizi hesaba çekelim…

Gel Kur’ân’a başvuralım…

Ben Müslüman mıyım? Sorusunun cevabını Kur’ân’da arayalım…

Gel şimdi Kur’ân’ın Müslüman tarifini okuyalım ve kendimize soralım:

Ben İslâm’ı anladım mı?
Ben İslâm şuuru üzere yaşıyor muyum, yani ben Müslüman mıyım?

Gel şimdi inceleyelim:

Kur’ân’a göre kimdir Müslüman?

Hucurât Sûresi:

İsyan etmezler.
Bölücü, arabozucu olmazlar.
Birbirlerine bağırarak konuşmazlar, kâlb kırmazlar.
Onlara anlatılan her şeye hemen inanmazlar, aslını anlayıncaya kadar beklerler.
Ego içinde, bilmişlik içinde olmazlar.
Kimseyi alaya almazlar.
Kimsenin ayıbını aramazlar
Kimseye kötü isim, lakaplar takmazlar.
Kimsenin arkasından çekiştirmezler, dedikodusunu yapmayandır, gizli yönlerini, hatalarını araştırmazlar.
İhtiyaç sahiplerine yardım için koşarlar.
Bilmişlik inadında olmazlar.
Aslı olmayan şeylere inanmazlar.
Aslı olmayan bilgileri aktarmazlar, asılsız şeylerle beyinlere zarar vermezler.
Vücûdlarındaki kudret sahibinin Allah olduğunu bilerek yaşarlar.
Süsün, kâlblerdeki Allah sevgisi olduğunu bilirler ve öyle hareket ederler.

Lokman Sûresi:

Her an Allah’a bağlılık içinde yaşarlar.
Boş konuşmazlar.
Kibirlenmezler.
Şirk içinde olmazlar.
En küçük zerrede bile Allah’ı görürler.
Bilgisi olmadığı şeyler hakkında konuşmazlar.
Kimseyi ve hiç bir varlığı küçük görmezler.
Anne babasına iyi davranırlar.
İnsanlara suratını asmazlar.
Böbürlenerek yürümezler.
Övünmezler, büyüklenmezler.
Hep tevazulu olurlar.
Seslerini yükseltmezler.
Asla kendi çıkarınızda olmayın, insanları aldatmayın, der.

Mâide Sûresi:

Kimsenin hakkını yemezler.
Asla çalıp çırpmazlar.
Verdiği sözü yerine getirirler.
Kimseye kötülük yapmazlar, hep iyi haller içinde olurlar.
Fedakârlıktan vazgeçmezler.
Gösteriş peşinde olmazlar.
Kan dökmezler.
Kötülük için yardımlaşmazlar.
İyilik üzere yardımlaşırlar.
Zerre kadar da olsa düşmanlık içinde olmazlar.
Öfkeyle hareket etmezler.
Vurup zarar vermezler, bozup dağıtmazlar.
Kimsenin hakkını yemezler, kimseyi fakir bırakmazlar.
Sıkıntılar, kederler vermezler.
Tıka basa yiyip içmezler.
Büyü, fal gibi asılsız şeylerle uğraşmazlar.
Adalet üzere hareket ederler, hiç adaletten ayrılmazlar.

Â’râf Sûresi:

Allah’ı bırakıp bir kulu evliya edinmezler.
Hep aydınlanma içinde olurlar.
Hakikatler üzere hareket ederler.
Yeryüzünü yaşam yeri bilirler, yeryüzünü önemserler, yeryüzüne zarar vermezler.
Varlığın dış yüzüne değil iç yüzüne bakarlar.
Varlığı küçük görmezler.
Bilirler ki varlığı küçük görmek Allah’ı küçük görmektir.
Ölümü hiç unutmazlar, son nefeslerine kadar gayret içinde olurlar.
Hep iyi haller, güzel haller içinde olurlar.
Kimsenin ırzına namusuna tasallut etmezler.
Haddi aşmazlar.
Kimseyi küçük görmezler.
Benlik içinde olmazlar.
Arabozucu olmazlar, arabulucu olurlar.
Islah edici olurlar.
Her varlığı Allah’ın risâleti bilirler.

Evet kardeşim, Kur’ân’ın sunduğu mesajlardan küçük bir kısım sunduk.

Şimdi kendimize soralım:

Ben İslâm’ı anladım mı?

Ben Müslüman’mıyım?

Ben İnsanlık makamına erdim mi?

Ben Kur’ân’ı anladım mı, onu yaşantıma geçirdim mi?

Yoksa ben, Müslüman kılığına girmiş bir şeytan mıyım?

Gel kardeşim kendini Kur’ân’la tart…