BEKLE SONUNU GÖR
Hayır gibi gördüğün, şerre dönüşebilir.
Şer gibi gördüğün, hayra dönüşebilir.
Hoşlandığın bir şey sıkıntılar getirebilir.
Hoşlanmadığın bir şey nice hayırlara kapılar açabilir.
Bakara Sûresi 216: “Asâ en tekrahû şeyen ve huve hayrun lekum ve asâ en tuhıbbû şeyen ve huve şerrun lekum.”
Meâli: “Hoşlanmadığınız bir şey belki hayra dönüşebilir, hoşlandığınız bir şey belki şerre dönüşebilir.”
Başına gelen olumlu ya da olumsuz bir şey için hemen hüküm verme.
Bekle, sonunu gör.
Seni üzecek olan bir şey, belki ileride senin hayrın için kapılar açıyordur.
Seni hoşlandığın bir şey, belki ileride senin için sıkıntılar getirebilir.
Her olaya ihtiyatlı yaklaş, sonunu bekle, hemen karar verme.
Yeni tanıştığın birine hemen “ne iyi insan ya da ne kötü insan” deme.
Yeni tanıştığın biri için hemen “ben bunu çok sevdim ya da ben bundan hoşlanmadım” deme.
Bekle, asıl niyetini anlamaya çalış.
Görünen yüzünün ardında, görünmeyen niyeti çözmeye çalış.
Biri sana, senin hoşlanmadığın bir söz ettiğinde hemen kırılma, hemen tavır alma, söylenen söz belki senin hayrın içindir.
Biri sana, senin hoşlandığın bir söz ettiğinde, seni övdüğünde, seni yücelttiğinde hemen şımarma, hemen gevşeme, belki de senin hoşlandığın o sözler seni aldatmak içindir. Belki de sana şer olacaktır.
Başına gelen bir şeye aşırı derece üzülme, isyan etme, hemen karamsarlığa düşme.
Başına gelen, hoşlandığın bir şey için hemen aşırı sevinme, şımarma, kendinden geçme.
Başına üzücü bir şey mi geldi, bekle belki senin için hayırlı olabilir.
Başına hoşlandığın bir şey mi geldi, bekle belki sonu senin için şerre dönüşebilir.
Bekle sonunu gör, acele etme, hemen hüküm verme.
Yaratılmış olan hiçbir varlığa kerih bakma.
Olayların görünen kısmına bak ama görünmeyen kısmını da gör.
Başına olumsuz bir şey mi geldi, bekle belki hayra dönüşecektir.
Hoşlandığın bir şeyle mi karşılaştın, biriyle mi tanıştın, bir olay sana hoşnutluk mu verdi.
Hemen sevinme, hemen hüküm verme.
Bekle, bekle, bekle.
Sonunu bekle, görünenin görünmeyen boyutunu gör.
Tatlı dil belki seni kandırmak için olabilir.
Güler yüz belki seni etkilemek için olabilir.
Gönlündeki samimiyeti görmediğin müddetçe, hemen hüküm verme.
Gönlündeki Allah aşkını hissetmediğin müddetçe, hemen hüküm verme.
Seni Allah diyerek kandırıyor olabilir.
Sakın aldanma, Müslüman gibi göründüğüne sakın kanma.
Belki gerçek bir Müslüman olabilir, belki de kendi çıkarı için koşan Müslüman gibi görünen biri olabilir.
Dilinde Allah diyene kanma.
Din, namaz, ibadet diyene kanma.
Yaşantısına bak.
İkili ilişkilerine bak.
Aile ilişkilerine bak.
Komşuluk ilişkilerine bak.
Mesleki dürüstlüğüne bak.
Para ilişkilerine bak.
Asıl amacını anla.
İçi başka dışı başka mı ona bak.
Samimi olup olmadığına bak.
Fâtır Sûresi 5: “Ve lâ yegurrennekum bi Allâh el garûr.”
Meâli: “Sizi Allah diyerek aldatanlar olabilir, sakın onlara kanmayın.”
Allah diyerek kandırıyor da olabilir.
Allah demesi samimi de olabilir.
“Ne güzel insan, beş vakit namaz kılıyor, Allah kitap diyor, oruç tutuyor” diye hemen hüküm verme.
Samimi de olabilir, gurur kibir içinde de olabilir, Dini, Allah’ı kendi çıkarına alet ediyor da olabilir.
Bu namazsız, abdestsiz, şeriatsız, örtülü ya da örtüsüz deme.
Kâlbini bilemezsin, kâlbleri ancak Allah bilir.
Birinden hoşlandın diye hemen hüküm verme, hoşlandın diye “hayırlıdır” deme.
Birinden hoşlanmadın diye hemen ona kerih bakma.
Sonunu bekle, asıl niyetini gör.
Âyette ki muhteşem öğüdü hiç unutma; “hayır gibi gördüğün belki şerre dönüşebilir, şer gibi gördüğün belki hayra dönüşebilir.”
Sen gönlünü tertemiz etmeye bak.
Allah’a tam teslim olmaya bak.
İhlâslı olmaya, samimi olmaya bak.
Gönlün Allah’a teslim ise, başına gelen her şeye ihtiyatlı yaklaşır, her olaydan ders çıkarmaya çalışırsın.
Her şeyde bir hikmet gizlidir, bekle hikmeti mutlaka gelecektir.
Atalarımız boşuna dememiş; “her şeyde bir hayır vardır.”
Sakın karamsar olma.
Sakın umutsuz olma
Sakın isyan içinde olma.
Müslüman olana; karamsarlık, umutsuzluk, isyan hiç yakışır mı?
Müslüman olan her şeyden gelen ilâhi mesajı anlamaya çalışır.