KUR’ÂN’A GÖRE İBADET
Kur’ân’da ibadet kelimesinin karşılığı “Abd” kelimesidir.
Arapça; “abd, عبد”
Aramice; “abed, bd,”
Abd-Ubûdet-Abed; Arap dilinde “tezellül-tenezzül” anlamına gelir.
Eski Ahit’te ve yeni Ahit’te “a-b-d” olarak karşımıza çıkar.
Akadca ve İbraniceden geldiği düşünülür.
Abd: Çalışmak, iş yapmak, işlemek, hizmet etmek, biçim vermek, hizmetçi, köle, kulluk, ibadet, görev yapmak, olay, eylem, toprak, sürülmek, uymak, tâbi olmak, itaat etmek, tenezzül ve tevâzu içinde olmak, bilmek, birlemek, anlamlarına gelir.
Toplumda ibadet etmek denilince ilk akla namaz kılmak gelir.
İbadeti sadece namaz kılmak olarak görmek Kur’ân’a göre doğru değildir.
Kur’ân’da geçen “abd-ibadet” ayetini incelersek:
Nisa Sûresi 36: “Ve abd Allâh ve lâ tuşrikû bihî şeyen ve bil vâlideyni ihsânen ve bizil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vel câri zil kurbâ vel câril cunubi ves sâhıbi bil cenbi vebnis sebîli ve mâ meleket eymânukum innallâhe lâ yuhıbbu men kâne muhtâlen fehûrâ.”
Meâli: Allah’ın kulu olduğunuzu idrak edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babanıza ve yakınlarınıza ve yetimlere ve çaresizlere ve yakın komşularınıza ve uzak komşularınıza ve etrafınızdaki arkadaşlarınıza iyi davranın ve evlatlarınıza hakk yolunu gösterin. Siz sahip olduğunuz gücün sahibi değilsiniz. Muhakkak ki kendini üstün gören, kibirlilik içinde olan kimselerde Allah sevgisi yoktur.
Âyeti incelediğimizde “abd Allâh- kul Allah- ibadet Allah- Allah’ın kulusunuz” mesajı ile karşılaşıyoruz.
Abd-ibadet-kulluk nedir? Öncelikle bunu bilmemiz gerekir.
Her varlık Allah’tan gelmiştir, Onunla tutulmaktadır, Onunla varlığını sürdürmektedir.
Her varlık Allah ile her an bağlılık içindedir.
“O bize şah damarımızdan yakındır”
“O bizim tüm vücûdumuzu kuşatmıştır”
Kâf Sûresi 16: “Ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîd.”
Meâli: “Ve Biz ona şahdamarından daha yakınız.”
Kulluk her an Allah’a bağlılık içinde olmak demektir.
Damla ve derya birliği gibi.
Okyanusun damlasını kul olarak düşünürsek, okyanusun kendisi Allah boyutudur.
Damla deryadan, derya damladan ayrı değildir, bir bütün halindedir.
İşte insanın, her an Allah ile birlikte olduğunu, Ondan ayrı olmadığını bilmesi “Abd-kulluk-ibadet” boyutudur.
İnsanın bu şuurda yaşaması ibadet bilinciyle yaşamasıdır.
İbadet bilinciyle yaşayan kimse Kur’ân edebi öğütleri üzere yaşar.
Âyette belirtildiği gibi, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz,
Yani Allah’ın ulviyetinin yanında kendine varlık nispet etmez.
Allah’ın ulviyetinin yanında “ben de varım” demez.
Anne babasına ve yakınlarına ve yetimlere ve çaresizlere ve yakın komşularınıza ve uzak komşularına ve etrafındaki arkadaşlarına iyi davranır ve evlatlarına Hakk ve hakikatleri öğretir.
Kur’ân’ı incelediğimiz zaman, insanların birbirlerine güzel sözler söylemesi de ibadettir.
İsrâ Sûresi 53: “Ve kul li ibâdî yekûlûlletî hiye ahsen- De ki: Kulluğunuzu bilin, birbirinize güzel sözler söyleyin.”
Hazreti Muhammed; “birine tebessüm etmek de ibadettir” diye söylemiştir.
İşte ibadeti sadece namaz olarak görmek doğru değildir.
Kur’ân’ın başından sonuna geçen her edebi öğüde uymak ibadettir.
Bunlara bazı örnekler verirsek.
Okumak, düşünmek, tefekkür etmek, var oluşu ve var edeni anlamak da ibadettir.
Hurafelerden, aslı olmayan şeylerden uzak durmak da ibadettir.
İlim öğrenmek, ilimden ayrılmamak, ilim üzere hareket etmek de ibadettir.
Varlığın suretinde kalmamak, özüne bakmak, yaratılışı düşünmek de ibadettir.
Varlığı canlı kitap bilmek, yönünü oraya dönmek, oradan okumak da ibadettir.
Kimseye kötü söz etmemek, içinden bile geçirmemek de ibadettir.
Ümitsizlik, karamsarlık içinde olmamak da ibadettir.
Allah’a güvenmek, sabretmek, şükür etmek de ibadettir.
Çocuklarına Allah’ı öğretmek, iyi yetiştirmek, ilim öğretmek, Salih insan olması için emek vermek de ibadettir.
Huzur dolu, sevgi dolu, merhamet dolu hallerle hareket etmek de ibadettir.
İnsanları inançlarına, ibadetlerine göre yargılamamak da ibadettir.
Adaletten ayrılmamak, hak yememek, ölçüyü tartıyı tam yapmak da ibadettir.
Yaratılan hiçbir şeyi hor görmemek, kimseyi alaya almamak,
kimsenin ayıbını aramamak, kimseye kötü isim takıp çağırmamak da ibadettir.
Kimsenin arkasından çekiştirmemek, dedikodusunu yapmamak, gizli yönlerini, hatalarını araştırmamak da ibadettir.
Birbirine yardım için koşmak, sıkıntısını paylaşmak, yiyeceğini içeceğini paylaşmak da ibadettir.
Kişi ne yaparsa yapsın her an Allah’a bağlılık şuuru üzere hareket etmek de ibadettir.
Kibirden, gururdan, inattan, uzak durmak da ibadettir.
Fitnelikten, fesatlıktan, hasetlikten uzak durmak da ibadettir.
Kâlb kırmamak, üzmemek, bağırıp çağırmamak, aşağılamamak da ibadettir.
Aşk üzere, sevgi üzere, saygı üzere yaşamak da ibadettir.
Hayvanlara yardım etmek, ağaç dikmek, onları sulamak da ibadettir.
Yeteneğini anlamak, o yetenek üzere meslek icra etmek de ibadettir.
Hâl hâtır sormak, selam vermek, selam almak, bir ihtiyacı olup olmadığını sormak da ibadettir.
Hastayı ziyaret etmek, onunla ilgilenmek, ona moral vermek de ibadettir.
Akrabaları aramak, onları ziyaret etmek, hediyeler götürmek de ibadettir.
Hep iyi haller içinde yaşamak, insanlara suratını asmamak, böbürlenerek yürümemek, sesini yükseltmemek de ibadettir.
Dünya hayatına aldanmamak, mala, mülke, şana, şöhrete kapılmamak da ibadettir.
Çalışmak, üretmek, tarla sürmek, keşif yapmak, yararlı olmak da ibadettir.
Verdiği sözü yerine getirmek, yapamayacağı şeyin sözünü vermemek, verdiği sözü unutmamak da ibadettir.
Allah’a sadakat, tevekkül ve teslimiyet içinde olmak da ibadettir.
Huşu içinde, tam teslimiyetle namaz kılmak da ibadettir.
Kıldığı namaz sonrası, yaşamında ahlaklı, dürüst yaşamak namazının doğru olduğunu gösterir.
Yoksa kılınan namaz “Salât-ı sâhûn” durumuna düşer.
Hep yararlı haller içinde olmak, zerre kadar da olsa zarar vermemek de ibadettir.
Kan dökmemek, kötülük için yardımlaşmamak, iyilik üzere yardımlaşmak da ibadettir.
Asla düşmanlık içinde olmamak, öfkeyle hareket etmemek, öfkesini kinini yutmak, vurup zarar vermemek, bozup dağıtmamak da ibadettir.
Fakir bırakmamak, sıkıntılar, kederler vermemek de ibadettir.
Gereğinden fazla yememek, içmemek fazla uyumamak, sağlığına dikkat etmek de ibadettir.
Allah’ın emanet ettiği bedene iyi bakmak, bedenin ihtiyaçlarının edep içinde gidermek de
Büyü, fal gibi asılsız şeylerle uğraşmamak da ibadettir.
Asla çalıp çırpmamak, kimsenin malına mülküne, ırzına namusuna göz dikmemek de ibadettir.
Benzeri muhteşem öğütler Kur’ân’da insanlığa sunulmaktadır.
İşte Kur’ân’ın bizlere sunduğu ibadet kavramını çok iyi anlamalıyız.
“Abd-ibadet-kulluk nedir, kulluk şuuruyla yaşamak nasıl olmalıdır?” Çok iyi anlamalıyız.
İnşAllah kulluk bilinciyle yaşayanlardan oluruz.