KİMDİR MÜSLÜMAN
Hep dilimizle “Elhamdülillah Müslümanım” dedik.
Dil ile demekle Müslüman olunur mu?
Dil ile doktorum, mühendisim desem, hemen olur muyum?
Bir okula gitmeden, yıllarca eğitim görmeden, mesleğini icra etmeden doktor, mühendis olunabilir mi?
Kelimeyi şahadet getirmekle, namaz kılmakla, oruç tutmakla, Müslüman olunur sandık.
Dil ile “Elhamdülillah Müslümanım” demekle Müslüman olduk sandık.
Oysa kişi, yaşantısında göstermeliydi Müslümanlığını.
Oysa kişi, hâl ve davranışlarında göstermeliydi Müslümanlığını.
Ahlaklı, erdemli, iyi insan olmalıydı.
İslam ahlakı neydi?
Müslüman yaşantısında nasıl olmalıydı?
Müslüman olmak, sadece namaz kılmak, oruç tutmak mıydı?
Hem dedikodu yapıp, hem de Müslümanım demek Allah’ın indinde kabul oluyor muydu?
Hem alay edip, hem hor görüp, hem de Müslüman olunuyor muydu?
Hem çalıp, hem çırpıp, hem hak yiyip, hem de Müslüman gibi görünmek, Müslüman olmak mıydı?
Kâlb kırmak, karamsarlık vermek, sıkıntıya sokmak, aldatmak Müslümanın yapacağı şeyler miydi?
Kendini yüce görmek, kibir içinde yaşamak, dünya hırsıyla, dünyanın şanı şöhretiyle yaşamak Müslümanlıkla bağdaşıyor muydu?
Zalim olmak, birilerine zulüm etmek var mıydı Müslümanlıkta?
Kur’ân bizlere nasıl bir İslam ahlakı sunuyordu?
Hiç düşündük mü, hiç araştırdık mı?
Toplum olarak Kur’ân okuduk mu?
Toplum olarak Kur’ân’ı anladık mı?
Evet neydi Kur’ân’ın tarif ettiği İslam ahlakı.
Âl-i İmrân Sûresi 67. âyette Hazreti İbrâhim’in Müslümanlığı örnek gösterilir.
İbrâhim, kendini yalnız ben yol gösteririm, yalnız ben yardım ederim diyenlerden olmadı. İbrâhim, Tevhîd şuuruyla hareket etti, İslâm şuuruyla yaşadı, asla Allah’a ortak koşmadı.
Âl-i İmrân Sûresi 67: “Mâ kâne ibrâhîmu yahûdiyyen ve lâ nasrâniyyen ve lâkin kâne hanîfen muslimâ ve mâ kâne minel muşrikîn.”
Meâli: “İbrâhim; yalnız biz yol gösteririz diyenlerden de, bizden başka yardımcı olacak yoktur diyenlerden de olmadı. Fakat o; Tevhid üzere oldu, tüm varlığıyla teslim olup barış ve huzur üzereydi ve o, Allah’ın niteliklerini kendine isnat eden olmadı.”
İslam, Allah’a ortak koşmamaktı.
Yani Allah’ın ulviyetinin yanında kendine varlık nispet etmemekti.
İslam, hanif olmaktı, yani baktığı her yerde Hakk’ı görmekti, yani Tevhîd üzere olmaktı.
İslam, kendini seçilmiş, kendini yol gösterici, kendini sadece biz yardım ederiz dememekti.
İslam, her an Allah’a teslimiyet içinde yaşamaktı.
İslam, ahlak makamına erişmekti, yani Halk’ta Hakk’a nazar etmekti.
İslam ahlakı, her an Halk’ta Hakk’a nazar ederek yaşamaktı, yani Tevhîd şuuruyla yaşamaktı.
Bu şuurla yaşayan, zulüm edebilir mi, kimseye hor bakabilir mi, alay edebilir mi, dedi kodu yapabilir mi?
İslâm ve Müslüman kavramlarını incelersek:
İslam kelimesi “سْلاَمِ:Slam, Seleme” kökünden gelir.
Slam “سْلاَمِ, İslām إسلام”
Slam, İslâm, Seleme; selamete ermiş, huzura ulaşmış, sulha ulaşmış demektir.
İslam; kendi vücûd hakikatini idrak etmiş, vücûdunun sahibine teslim olmuş demektir.
Kendini yaratıcısı olan Allah’a teslim olmuş demektir.
İçsel kavgalarını bitirmiş, ilâhî huzura ulaşmış demektir.
Her an Allah’a teslimiyet içinde olan demektir.
Müslüman da; ulaştığı İslâm hakikatini yaşantısına yansıtmış demektir.
Şimdi soralım kendimize sadece “Elhamdülillah Müslümanım” demekle Müslüman olunur mu?
İki rekât namaz kılmakla, oruç tutmakla, hacca gitmekle, “Elhamdülillah Müslümanım” demekle Müslüman mı olduk?
Müslüman bir anne babadan doğmakla, Müslüman olunur mu?
Hepimiz kendimiz soralım, Kur’ân’ın tarif ettiği şekilde, İslam ahlakıyla yaşıyor muyum?
Kur’ân:
“Kimsenin dedikodusunu yapıp çekiştirmeyin”, der. Bunu yapanın da ölü kardeşinin etini yemek gibi olduğunu belirtir. (Hucurât Sûresi 12)
Peki, biz bunu yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân:
“Kimsenin gizli yönlerini, hatalarını araştırmayın” der. (Hucurât Sûresi 12)
Peki, biz bunu yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân:
“Kimseyle alay etmeyin, kimsenin ayıbını aramayın, yani onu küçük görmeyin, hor görmeyin, inancını, ibadetini aşağılamayın, toplumda bir kişi veya bir topluluğu kötülemeyin, kimsenin özelini araştırarak onun ayıbını aramayın” der.
(Hucurât Sûresi 11)
Peki, biz bunu yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân:
“Birbirinize kötü isimler, kötü lakaplar takıp çağırmayın” der. (Hucurât Sûresi 11)
Peki, biz bunu yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân:
“Size bir bilgi geldiğinde hemen inanmayın aslı var mı yok mu, emin oluncaya kadar araştırın” der. (Hucurât Sûresi 6)
Peki, biz bunu yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân:
“Kendi bildiklerinizde inatlaşmayın, birbirinize karşı da bağırarak konuşmayın, çalışmalarınızı boşa geçirmeyin ve sizler, kendinizi ve çevrenizi anlamayı terk etmeyin” der. (Hucurât Sûresi 2)
Peki, biz bunu yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’an:
“Kibirlenmeyin, bilginiz olmadığı şeyler hakkında konuşmayın, kimseyi ve hiç bir varlığı küçük görmeyin, anne babanıza iyi davranın, insanlara suratınızı asmayın, böbürlenerek yürümeyin, övünmeyin, büyüklenmeyin, hep tevazulu olun, asla kendi çıkarınızda olmayın, insanları aldatmayın” der.
(Lokman Sûresi)
Peki, biz bunları yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân:
“Asla çalıp çırpmayın, verdiğiniz sözü yerine getirin, zerre kadar da olsa zarar vermeyin, düşmanlık yapmayın, hep iyi haller içinde olun, fedakârlıktan vazgeçmeyin, gösteriş peşinde olmayın, kan dökmeyin, kötülük için yardımlaşmayın, iyilik üzere yardımlaşın, öfkeyle hareket etmeyin, vurup zarar vermeyin, bozup dağıtmayın, fakir bırakmayın, sıkıntılar, kederler vermeyin, gereğinden fazla yemeyin, içmeyin, büyü, fal gibi asılsız şeylerle uğraşmayın.
Adalet üzere hareket edin, hiç adaletten ayrılmayın” der.
(Mâide Sûresi)
Peki, biz bunları yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân:
“Okuyun, düşünün, tefekkür edin, yaratılışı ve yaratıcıyı anlayın” der.
“Birbirinize yardım edin, asla birbirinizi hor görmeyin, kimseyi aldatmayın” der
Peki, bizler bunları yaşamımızda uyguluyor muyuz?
Kur’ân’da onlarca öğüdü kalbimizle duyuyor muyuz?
O öğütlere uyuyor muyuz, yaşantımızda gösteriyor muyuz.
Hazreti Muhammed ne güzel söylemiş, “Müslüman olmak, dilinle söylemek değil, yaşantınla göstermektir.”
Hepimiz kendimize soralım: İslam nedir, İslam ahlakı nedir, Müslüman olmak nedir, Müslüman olarak yaşamak nedir?
Hepimiz kendimize soralım: Ben İslam şuuruna eriştim mi, Müslüman olarak yaşıyor muyum?