NEFES SIRRI

Nefes âlemin sırrı idi.
Nefes O’nun sırrı idi.

O nefes idi.
Nefes O idi.

Nefes henüz doğmamış idi.
Henüz nefes yok idi.

Nefes Ulvî âlemde bir sır idi.
Nefesin o derin sesi henüz yok idi.

Işık doğacaktı.
Işık nefes alacaktı.
Işık ses verecekti.

Sesin o muhteşem tınısı gelecek idi.
Tüm varlık o tınıdan açığa çıkacak idi.

Nefes nûrun derinliklerinde gizli idi.
Nefes, Ulviyetten nûruna, nûrundan rûhuna üflenecek idi.

O kendini nefesle zâhire çıkaracak idi.
Nefes zikre, zikir nefese dönecek idi.
İşte “Nefesin sırrı zikir” bu idi.

Her bir varlık Allah’ın nefesinden gelecek idi.
Allah rûhundan üfleyecek idi.

O üfleyiş nefes olacak idi.
“Nefahtu fîhi min rûhî” âyetinin sırrı bu idi.

İşte Nef, Nefse dönecek idi.
Nefs, bedenlerin sırrı olacak idi.
Tüm varlık “Nefs” olarak bedenlenecek idi.

Önce nefes alınacak idi.
O nefesle zâhire çıkış başlayacak idi.
Nefes kaderin sırrı idi.

Ulvîyetindeki nefes nûruna aktı.
Nûranî bedenler nefes aldılar, nefes aldılar.
Ve nefes vermeyi beklediler.

Çünkü nefesi verecek henüz bedenler yok idi.
Alınan nefes nûrundan idi.
Nûrundan alınan nefes rûhu oluşturmak içindi.

Alınan nefes Allah’ın nefesi idi.
“Infu hû-O’nun nefesi” âyetinin sırrı bu idi.
Cümle varlık Allah’ın nefesinden var olacak idi.

Tüm varlık tek nefesten halk olacak idi.
Allah nefsinden halk edecek idi

İşte “Halakakum min nefsin vâhidet” âyetinin sırrı bu idi.
Tek nefs Allah’ın kendisi idi.

Alınan nefes ışığın nefesi idi.
Alınan nefesle rûhlar oluştu.

Rûhun kaderi nûrdan alınan nefesle yazıldı.
Rûhun kaderi yazıldı, rûhdan üfleniş beklendi.

Aldıkları nefes zaman geldi “Nef” edildi.
Nef edilen nefesten “Nefs’ler-bedenler” oluştu.

Oluşan Nefs’ler nefes verdi.
Nefes verenler, cân olacak idi.

Artık nefes alıp verme zamanı gelmişti.
Çünkü nefesin verileceği bedenler var edilmişti.

Nûrundan aldılar nefesi, bedenlerden verdiler.
İşte kulların nefes alıp verme sırrı bu idi.

İşte “Allah’ın nefesi” sırrı bu idi.
Nefes O idi.
O nefes idi.

Nefs, nefes, enfüs, nufüs hepsi nefese ait idi.
Nefes Allah’ın nefesi idi.

Tüm âlem her an nefes alıp vermekte idi.
Tüm âlem nefes idi.

Nefes zikrullah sırrı idi.
Nefesden gelen sesleniş, Allah’ın sesi idi.
Allah tüm varlıktan seslenen idi.

Kehf Sûresi 96: “İnfu hû.”
Meâli: “O nefestir.”

Hicr Sûresi 29: “Fe izâ sevveytuhu, nefahtu fîhi min rûhî.”
Meâli: “Rûhundan nefes verdi, o nefesle bedenleri şekillendirdi.”

Yâ-Sîn Sûresi 51: “Nufihâ fîs sûri”
Meâli: “Bedeninizde nefes alıp veren O’dur.”

Kâmer Sûresi 13: “Fe izâ nufihâ fîs sûri nefhâtun vâhıdet.”
Meâli: “Göğüslerden nefes alıp veren Biziz, her nefes Bizim tekliğimizi gösterir.”

Nisâ Sûresi 1: “Ellezi halakakum min nefsin vâhidetin.”
Meâli: “Ki O’dur, tek nefesten-nefisden halk eden.”