RAHÎM SIRRI

O kendisi ile kendinde idi.
Her şey O’nun kendinde idi.
Hiçbir şey O’ndan ayrı değil idi.

Henüz rahîm yok idi.
Halk olacak olan rahîmlere yerleşecek idi.
Oradan gelecek idi.

Kendini halk etmeyi diledi.
Çeşit çeşit görünmek istedi.
Her varlığa bir şekil belirledi.

Her varlık bir yazılıma göre halk olacak idi.
Halk olacak Hakk’ın kendi idi.

Nûrunda her varlığın nûrunu resmetti.
Resmedilen her varlık nûrdan bir resim idi.

Halk olmadan önce şekli çizildi.
O resmi çizen ressam O idi.

O kendini çeşit çeşit resmetti.
İşte “Musavvir” sırrı bu idi.

O tasvir etti, varlığın resmini çizdi.
O resme henüz cân verilmemiş idi.
O resim henüz açığa çıkmamış idi.

Halk olacak her varlık önceden belirlendi.
Nasıl şekillenecek ona göre bir kader çizildi.

Cinsi, türü, yapısı, şekli belirlendi.
Ve her şey Levh-i Mahfûzda muhafaza edildi.

En güzel şekilde halk olacak olan artık belli idi.
İşte bu “Ahsen-i Takvim” sırrı idi.

Nûrunda belirlenen nûrlara rûh verildi.
O rûh üflenecek idi.

O rûh şekil alacak idi.
“Musavvir” esması tecelli edecek idi.

Rûh her şeyin kaynağı idi.
Rûh rahîmiyet sırrı idi.

Her varlığın kendine göre rûhu belirlendi.
Rûhu belirlenen her varlığa rahîm verildi.

Çünkü her varlık ona belirlenen rahîmde şekillenecek idi.
Oradan gelecek idi.
İşte “Erham-Rahîmler” sırrı bu idi.

Zamanı gelen varlığın rûhu üflendi.
Müzekker olan müennese aktı.
“Müennes” sırrı tecelli etti.

Nâs nisâya aktı.
Nisâya, halk olacak olan için bir zemin belirlendi.

Bir ortam oluşturuldu.
Bir döl yatağı oluşturuldu.
Bir kaynak oluşturuldu.
İşte “Rahîm” sırrı bu idi.

Ağacın geldiği yer olan tohum rahîm sırrı idi.
Ağaç o râhimden gelecek idi.

Her varlık da Allah’ın rahîmiyetinden gelecek idi.
Her şey rahîmiyette gizli idi.
Orada şekil alacak idi.

Her varlık en güzel şekilde halk olacak idi.
İşte rahîm olan O idi.

O rahîmden râhmana akacak idi.
Nûr O idi.
Rûh O idi.

Râhim O idi.
Şekillenen O idi.
Halk olan O idi.

İsrâ Sûresi 66: “İnnehu kâne bi kum rahîmâ.”
Meâli: “O’dur sizi kendi rahmînden-özünden var eden.”

İnfitâr Sûresi 8: “Fî eyyi sûretin mâ şâe rekkebe ke.”
Meâli: “İstediği şekilde sûret giydirdi.”

Âl-i İmrân Sûresi 6: “Yusavvirukum fîl erhâmi.”
Meâli: “Rahîmlerde sizi şekillendirdim.”