MAUN SURESİ

 

-1-

أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ

E raeytellezî yukezzibu bid dîn

e raeyte ellezi : düşündün mü, gördün mü? ki o, onu, hangi şey
Yukezzibu : yalanlıyor, yalanlatıyor, yalanlarda kalan
bi ed dini : din hakkında, varlığın yaratılış yasaları,

 

1- Varlığın yaratılış yasaları hakkında yalanlarda kalan kimseyi gördün değil mi?

 

-2-

فَذَلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ

 Fe zâlikellezî yedu’ul yetîm

Fe zalike ellezi : işte o, olan, yapan, ki o, hangi şey
Yeduu : itip kakmak, hor görmek, horlar, aşağılamak,
el yetime : yetim, atalarının inancından kopmuş bir arayışta olan
 

 

2- İşte o, atalarının inancından kopmuş, bir arayış içinde olan kimseyi horlar.

 

-3-

وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ

Ve lâ yahuddu alâ taâmil miskîn

ve lâ yahuddu : yok, öğüt vermez, uyarmaz, teşvik etmez
ala taami : yüce gıda, gönül ilmi, beslenme, Allah’ın hakikatleri
el miskîni : miskin, yoksul, zayıf, çaresiz, ilimden yoksun olan,

 

3- Çaresizi hakikatlerden faydalandıramaz, öğüt veremez.

 

-4-

  فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ

Fe veylun lil musallîn

Fe veylun : işte vah, yazık, vay
li el musalline : teslim olan, yönelen, arınan, temizlenen, kutsanmak,

 

4- Vah o temizlendiğini sanıp teslim olduklarını sananlara.

 

-5-

الَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ

Ellezîne hum an salâtihim sâhûn

Ellezine hum : kim, o kimseler, onlar, onlar, onlar ki
an salâti-him : salât, bağlılık, bağlılık şuuru, her an hakka bağlı olmak
sâhûne : gafil, dikkatsiz, farkında olmayan, ilgisiz, lakayt, önemsemez

 

5- O kimseler Hakk’a olan bağlılıklarından bir gaflet içindedirler.

 

-6-

الَّذِينَ هُمْ يُرَاؤُونَ

Ellezîne hum yurâûn

Ellezine hum : işte onlar,
yuraune : riya, ikiyüzlü, gösteriş içinde olan,

 

6- O kimseler riya içinde olanlardır.

 

-7-

وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ

Ve yemneûnel mâûn

ve yemneûne : mani olurlar, engel olurlar, önleyen, yapmamak,
el maûne : küçük yardım, yardım, iyilik, az bir şey,

 

7- Küçük yardımı bile engelleyenlerdir.