MUTAFFİFİN SÛRESİ Mutaffinin
1- Değerlendirmelerinde ölçüsüz davrananların vah o hallerine.
2- Değerlendirmelerinde ölçülü, doğru davranan kimseler ise dürüst insanlardır.
3- Değerlendirmelerinde bir kuruntu, çıkar içinde olanlar ise kaybedenlerdir.
4- İşte onlar, tüm varlığı açığa çıkaranı düşünmeyen kimselerdir.
5- Vakitlerini büyüklük içinde geçirirler.
6- Tüm varlığı vücudlandıranı, insanları her an ayakta tutanı düşünmezler.
7- Bilakis onların akıl kitaplarında, fenalarda kalmak, cehaletin karanlığında kalmak vardır.
8- İdrak ettin mi, cehaletin karanlığında kalmayı?
9- Cehaletin karanlığında kalanların akıllarına yazılmış olan o cehalet bilişlerini.
10- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.
11- O kimseler, her an varlığa yaratılış yasalarıyla hâkim olanı yalanlarlar.
12- Kötülük halleriyle günahlar içinde olanların, haddi aşanların dışında ki kimseler hakikatleri yalanlamaz.
13- Onlara delillerimizle hakikatler açıklandığı zaman, öncekilerin efsaneleri dediler.
14- Bilakis onlar kalblerini hakikatlerden çevirdiler, hakikatlerden bir şey elde edemediler.
15- Doğrusu onlar, kendilerini vücudlandıranı tanımak için, her zaman kalblerini hakikatlere kapattılar.
16- Sonra onlar, sıfatları kendine nispet etmenin cehaletinde kalırlar.
17- Sonra onlara: Siz kendinizi anlamada yalanlarda kaldınız, denir.
18- Şüphesiz özü sözü doğru olanlar, her varlıktaki yazılı olan hakikatleri anlamada yüksek makamlar içindedirler.
19- İdrak ettin mi, nedir yüksek makam?
20- Yüksek makamlarda olanların gönüllerinde olan yazılmış o hakikatleri.
21- Allah’a olan o yakınlığı anlayanlar, her yerde O’na şahit olurlar.
22- Muhakkak ki özü sözü doğru olanlar, elbette tüm tecellilerin Hakk’tan olduğunu bilmenin huzuru içindedirler.
23- Ulaştıkları yüce makamların hakikatleri ile bakarlar.
24- Onların yüzünde hakikatleri anlamanın huzuru vardır.
25- Bekâ Âleminin özünden beslenirler.
26- Hakikatleri anlamak için gayret gösterip ilerleyenler, sonunda manevi âlemin kokusunu alırlar.
27- Makam makam yükselerek varlığın var oluşunun hakikatine ulaşırlar.
28- Allah’a olan yakınlığı anlarlar, hep O’nun hissiyatındadırlar, birlik üzeredirler.
29- Fena hallerde kalanlar, iman edenlerle alay ediyorlardı.
30- Yanlarından geçerken onları alaycı bakışlarla küçük görüyorlardı.
31-32- Onlar kendi taraftarlarına döndükleri zaman alay ederler ve onları gördükleri zaman: Bunlar yanlış yoldalar, derler.
33- Onların üzerine koruyucu olarak gönderilmediler.
34- Oysa iman edenler, hakikatleri görmemezlikten gelip örtenlere karşı her an bir saygı içinde olurlar.
35- Tüm varlığa yüce makamların hakikatleri ile bakarlar.
36- Hakikati görmemezlikten gelip örtenlerin cezaları, kendi yaptıkları şeyler yüzünden değil midir?