ABESE SÛRESİ Abese

 

1- 2- Hakikatleri göremeyen birinin ona gelmesiyle huzursuz oldu ve başını çevirdi.

3- Sen bilemeyebilirsin, belki de o aradığını bulacak.

4- Anlattığından faydalanacak, düşünerek anlayacak.

5- 6- Fakat hakikatin öğütlerine ihtiyaç duymayan kimseye gelince, işte sen onunla ilgileniyorsun.

7- Bir arayışta olmayandan sen sorumlu değilsin.

8- 9-10- Hâlbuki bir arayışta olan sana geliyor ve onda bir saygı var. Oysa sen ona dikkat etmiyorsun.

11- Bilakis hakikatlerin sözleri hakikatleri arayanlara bir öğüttür.

12- Bundan sonra isteyen kimse o hakikatlerden öğüt alır.

13- O hakikatler tüm varlığın sayfalarında kutsal bir halde bulunur.

14- Tertemiz sayfalarda yüce gerçekler vardır.

15- Sürüp giden bir gücü gösterir.

16- Fenalardan sakınan, hakikatlere bağlı olan insan, yüce olanı anlar.

17- Hakk’ı görmemezlikten gelen insan ise, kendine yazık eder.

18- O nasıl bir şekilde halkedildi.

19- O bir özden halkedildi, böylece o bir ölçüyle sıfatlandırıldı.

20- Sonra da ona akıp giden bir yaşam yolu verildi.

21- Sonra o vücud kabrinde ölümlü kılındı.

22- Sonra o hakikatleri anlamada istekli olursa, o onu varedeni anlayacaktır.

23- Fakat o kendindeki işleyişi anlayamadı.

24- İnsan o fayda bulduğu şeylere bakıp görsün.

25- Bol bir rahmetle, niteliklerle onu nasıl donattığımıza baksın.

26- Sonra topraktan her şeyin nasıl ortaya çıktığına.

27- Sonra da nebatlar, içinde tohumlar.

28- Üzümler ve sebzeler

29- Zeytinler ve hurmalar

30- Ve yoğun bahçeler

31- Meyveler ve meralar

32- Siz ve hayvanlarınızın yararlanması için.

33- Ta ki ölüm vakti gelinceye kadar.

34- 35- 36- O vakit kişi; çocuklarından, eşinden, annesinden, babasından, kardeşinden uzaklaşır.

37- O vakit, herkes kendi varlığının derdinde olacaktır.

38- O vakit, yüzler vardır hakikatleri anlamanın aydınlığını taşırlar.

39- Huzurludur, mutludur.

40- Ve o vakit, yüzler vardır bitkin tükenmiş.

41- Cehaletin karanlığıyla sarılmış.

42- İşte onlar, hakikatleri görmemezlikten gelip, fena hallerde kalanlardır.