FATİHÂ- RAHİM SURESİ
-1-
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhir rahmânir rahîm.
Bism | : ile, adı, ismi, varlıktaki işaretleri, tüm işaretler ile |
Allah | : Allah, tüm varlıktaki kudret, |
El Rahman | : tüm varlığı rahmetiyle saran, halkiyetteki nurun sahibi |
El Rahim | : tüm varlığı özünden var eden |
1- Allah; tüm işaretleri ile her yerdedir, varlığı özünden varedendir, varlığı nuruyla sarandır.
-2-
الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
El hamdu lillâhi rabbil âlemîn
el hamdu lillahi | : övgü, tüm tecelliler, tüm varlığın niteliklerinin sahibi, Allah |
Rabbi | : vücudlandıran, şekillendiren, düzenleyen, |
el alemin | : âlemler, her şey, tüm varlık, tüm kâinat, tüm topluluklar, |
2- Allah; tüm varlığı vücudlandırandır, tüm niteliklerin sahibidir.
-3-
الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
Er rahmânir rahîm
El rahmâni | : tüm varlığı rahmetiyle saran, halkiyetteki nurun sahibi |
El rahîmi | : varlığı özünden var eden, rahim olan, |
3- Tüm varlığı özünden varedendir, varlığı nuruyla sarandır.
-4-
مَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ
Mâliki yevmid dîn
maliki | : malik, sahip, idareci, iktidar sahibi, kâinatı idare eden |
Yevm | : gün, her an, vakit, zaman, |
el dine | : varoluş yasaları, varlığın yaratılış yasaları, |
4- Yaratma yasalarıyla her an tüm varlığa sahip olandır.
-5-
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
İyyâke nabudu ve iyyâke nestaîn
İyya ke nabudu | : yalnız sen, senin, kulunuz, kulluk |
ve iyya ke nestainu | : yalnız sen, istiane, kullanmak, yardım istemek, yönelmek |
5- Yalnız senin kulunuz ve yalnız senden yardım buluruz.
-6-
اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ
İhdinas sırâtel mustakîm
İhdina | : Huda, kılavuz, rehber, yol gösteren, hidayet, biz, |
El sırât | :Hakikatin yolu, yol, |
El mustakim | :Dosdoğru olan, |
6- Bize dosdoğru olan hakikatin yolunu gösterensin.
-7-
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ
Sırâtallezîne enamte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn
Sırâta ellezine | : yol, hakikatin yolu, kim, o, o kimse, kimseler, |
enamte | : mübarek, kutsal, nimetler, nitelik, sıfatlar, lütuf, |
aleyhim | : onlara, bunlar, bu, kendilerinde, o haller, |
Gayri el magdubi | : değil, hariç, gazap, öfke, hiddet halinde olmamak |
Aleyhim | : onlar, bunlar, bu, o hâllerde olmak, |
Ve lâ ed dâllîne | : yok, dalâlette, aldanmış, aldatılmış, sapmış, yalanlarda kalan |
7- Lütuflarını anlayan kimselerin yolunda olalım. Hiddetli hâllerde olanlardan olmayalım ve dalalette kalmayalım.