HÂKKA SÛRESİ Hâkka

 

1- Hakikat.

2- Nedir hakikat?

3- İdrak ettin mi, nedir hakikat?

4- Semûd ve Âd kavmi o hakikatin çarpıcı gerçeğini yalanladılar.

5- Böylece o kibirli, haddi aşan hallerinden dolayı Semûd kavmi kendine yazık etti.

6- Ad kavmi de tecavüzkâr davranışlarıyla, cehaletin o kötülük, benlik gibi halleriyle hareket etmelerinden dolayı kendilerine yazık ettiler.

7- Onlarda, gece gündüz devamlı hakikatleri önemsemeyen haller vardı. Yalanlarda kalan kişilerin hallerini görürsün. Sanki onların halleri içi boş bir hurma kütüğü gibidir.

8- Onlardan geriye kalan bir şey görüyor musun?

9- Firavun da ve ondan öncekiler de ve zalimlik yapanlar da aynı hatalarda kaldılar.

10- Onlar Rabbin hakikatlerini gösterenlere karşı çıktılar. Böylece onlar kendi cehaletlerine sarıldılar, huzursuzluk içinde kaldılar.

11- Muhakkak ki bu bilgileri; güncelliğini korusun, size yardım olsun diye, bir su taşır gibi taşıdık.

12- Bu olanları hatırlayın, unutmayın, iyice dinleyin, ders alıp şuurlu hareket edin, diye.

13- Nefes alıp verdiğinizde, bedenlerde nefes aldırıp verdiren O tek gücü anlayın.

14- Toprağın taşınmasında ve dağlardaki oluşumda, sonra da dağılıp giden her şeyde O tek gücü anlayın.

15- İşte tüm kâinattaki olan işleyişte, her an yetkili olan O’dur.

16- Ulvî Âlem’in gerçekleri her an açığa çıkar. Öyle ki, her an olan yaşlanıp gitmedeki gücün sahibi O’dur.

17- O, her varlıktaki, her yerdeki güçtür ve seni vücudlandırandır, bütün kâinatı taşıyandır, her şeydeki yüceliktir, her şeyi her an nitelikleriyle sarandır.

18- Gizli gibi görünen hakikatler sizden saklanmaz, her an her varlıktan hakikatler size gösterilir.

19- İşte, kişiye sunulan onun vücut kitabı, noksansız olarak ona verilir. Artık o vücud kitabımı okuyup incelemeliyim, der.

20- Ben anladım ki bana verilenlerin hesabını verdiğimde gerçeğe ulaşacağım, der.

21- İşte o hakikatleri anladığında, yaşayışı mutluluk içinde olur.

22- Yüce hakikatlerin huzuru içindedir.

23- Yakınlığı anlayıp kâmil olmuştur.

24- Vaktini bir gayret içinde geçirip, hakikatleri anladığından dolayı mutludur ve hakikatlerden yararlanır ve hakikatlerin hissiyatındadır.

25- Ona sunulan vücut kitabının gerçeğini anlayamayan kimse ise; ne olurdu kitabımı inceleyip idrak etseydim, der.

26- 27- 28- 29- Varlığımın sahibini anlayamadım, hakikatleri bilemedim, ne olurdu muhakeme etmiş olsaydım, benim değer bildiklerim bana fayda vermedi, kendimi güç sahibi görerek kendime yazık ettim, der.

30- O kimse Hakk’a tutunmadı, sonra da o kimse tüm varlığı birbirine bağlayan O kudreti anlamadı.

31- Sonra sıfatları kendine nisbet etmenin cehaletinde kaldı, hakikatlerle arınmadı.

32- Sonra bütünlüğü oluşturan, her şeye gücü yetene yönelmedi, geldiği yeri anlamadı.

33- Doğrusu o, tüm varlığın işleyişinde karar sahibi olan Allah ile birlikte olduğuna inanmadı.

34- Hakikatleri bilmede çaresizlik içindeyken, hakikatlerin bilgilerine de yönelmedi.

35- Artık bundan sonra onun yakın dostu olmaz.

36- Kendi ürettiği cehalet kirliliğinden başka yararlanacağı bir şeyde yoktur.

37- O hakikatlerden yararlanamaz, ancak hatalarıyla hareket eder.

38- Doğrusu siz bakıp ta göremediniz.

39- Baktığınız şeylerin gerçeğini anlayamadınız.

40- Muhakkak ki o Resulün sözleri bir asalet içindedir.

41- O kendinden sözler üretip söyleyen değildir. Az da olsa inanmıyorsunuz.

42- Bir kâhin sözü de değildir. Yaratılışın hakikatlerini az da olsa düşünüp araştırmıyorsunuz.

43- Tüm varlığı vücudlandırandan sunulmuştur.

44- Hakikatlerimizin sözlerine söylenti demeyin.

45- Elbette ondan gelen sözler, Bize tutunduğundan dolayı dosdoğrudur.

46- Sonra da elbette o asla Bizden ayrılmaz, tüm özüyle Bize bağlıdır.

47- Bundan sonra birbirinizi engelleyenlerden olmayın.

48- Muhakkak ki o hakikatlerin sözleri, fenalara düşmekten sakınanlar için bir hatırlatmadır.

49- Elbette ilmin sahibi Biziz. Sizden hakikatlerin sözlerini yalanlayanlarda olacak.

50- Hakikati görmemezlikten gelip örtenler, elbette ayrılık içinde kalırlar.

51- Muhakkak ki O, şeksiz şüphesiz gerçek olandır.

52- Artık, seni vücüdlandıranın tüm işaretleriyle sende olduğunu bil, O’nun tecellilerini idrak et ve O’nun tüm varlığın işleyişinde karar sahibi olduğunu bil.