KEVSER SURESİ
-1-
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
İnnâ ataynâkel Kevser
İnna ataynâ ke | : muhakkak, şüphesiz, verdik, sunduk, sana, |
el kevsere | : İlmi Tevhit, çokluğun tekliği, hayırlar, bereket, |
Meâli 1: “Şüphesiz Biz sana İlmi Tevhîd’i sunduk.”
Meâli 2: “Biz sana Kevseri sunduk.”
Meâli 3: “Biz sana mânâ ilmini sunduk.”
Meâli 4: “Biz sana kesreti tutan vahdet sırrını bahşettik.”
Meâli 5: “Muhakkak ki sana sunulan râhmiyetten süzülüp gelen rahmâniyet akışının sırrıdır.”
Meâli 6: “Muhakkak ki nice resûl nebînin mânâ yolu sana da sunuldu.”
Meâli 7: “Biz sana Halk’ı tutan Hakk sırrını bahşettik.”
-2-
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Fe salli li rabbike venhar.
Fe salli | : tertemiz, kutsanmak, arınmak, yücelik, dua, bağlılık |
Li rabbi ke | : rabbinin, seni vücudlandıranın, |
venhar | : akıtmak, sunmak, aktarmak, fedakârlık, erozyon, nehrin akışı, |
Meâli 1: “Bundan sonra o İlmi Tevhîd’i Rabbine bağlılık içinde tertemiz aktar.”
Meâli 2: “Senin vücûdunun sahibi olan Rabbine sımsıkı bağlan ve sana sunulan ilm-i ledünü gönlü uygun olana aktar.”
Meâli 3: “Rabbine tüm saflığınla uy, ehline mânâ ilmini aktar.”
Meâli 4: “Rabbine bağlılık üzere hareket et ve Kevser’in sırrını yetimlere aktar.”
Meâli 5: “Her an Rabbine bağlılıkla hareket et ve hakikati gönüllere akıt.”
Meâli 6: “Varlığının sahibinin kim olduğunu unutmadan, sana gelenlere İlm-î Ledün’den bahset.”
Meâli 7: “Rabbinin yüceliğine dayanarak, O’na ait olan ilimle arayanlara yol göster.”
-3-
إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
İnne şânieke huvel ebter
İnne şanie ke | : muhakkak, nefret, ayıplayan, kin, buğz, öfke, sen |
Huve el ebteru | : o, kesik, eksik, zelil, anlamaktan uzak, hayırdan yoksun, |
Meâli 1: “Muhakkak ki senin anlattığın hakikatlere karşı içinde kin taşıyan o kimse, hakikatleri anlamaktan uzaktır.”
Meâli 2: “Hakikatin yoluna tâbi olmayanlar, mânâdan uzaktırlar.”
Meâli 3: “Senin sunduğun ilme karşı tavır alanlar, hakikati anlayamazlar.
Meâli 4: “Senin sunduğun ilme karşı içlerinde öfke taşıyanlar, ebterdirler.”
Meâli 5: “İlm-i Tevhîd yolundan kopanlar, senin sunduğun ilmi gönüllerinde bulmamışlardır.
Meâli 6: “Kendi yargılayıcı inançlarına dönenler, hakikat yolundan düşeceklerdir.”
Meâli 7: “Senin sunduğun İlm-i Ledün’ü gönüllerinde yeşertemeyenler, hakikat yolunda kendi benliklerine geri düşeceklerdir.”