KUREYŞ SÛRESİ
-1-
لِإِيلَافِ قُرَيْشٍ
Li îlâfi kureyş
li ilafi | : için, belli amaçta olmak, rahatlık, ülfet, birleştirmek |
kureyşin | : Kureyş, toplamak, araştırmak, toplanmak, Hz İbrahim’in kabilesi |
1- Hz İbrahim’in ilkeleri üzere hareket edenler hakikatleri amaç edinmişlerdir.
-2-
إِيلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَاء وَالصَّيْفِ
Îlâfihim rıhleteş şitâi ves sayf
ilâfi-him | : ülfet, dostluk, eminlik, rahatlık, amacı hakikat olan, onlar |
rıhlete | : seyahat, yolculuk, göçler, bir birden bir yere gitmek, |
el şitâi ve el sayfi | : kış ve yaz |
2- Onlar yaz ve kış hiç durmadan hakikatler için yolculuk ederler.
-3-
فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَذَا الْبَيْتِ
Fel ya’budû rabbe hâzel beyt
fe li yabudu | : sonra, artık, öyle ki, için, kul, kulluk, |
rabbe | : Rab, vücudlandıran, |
hâzâ el beyti | : bu, şu, o, ev, hane, mesken, oba, gönül evi, |
3- Öyle ki onlar gönüllerinde kendilerini vücudlandırana karşı daima bir kulluk içindedirler.
-4-
الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ
Ellezî atamehum min cûın ve âmenehum min havf
Ellezi etame hum | : onlara sağlanan, yardım, besleme, yararlandı, yetiştirmek |
min cûın | : açlık, zayıf, bitkin, istekleri |
ve âmene-hum | : iman, güven, eminlik, onlar |
min havfin | : korkudan, korkularda olan |
4- Onlar hakikatleri anlamada zayıflık içinde olanlara yardım ederler ve onlar korkular içinde olanlara güven verirler.