MUHAMMED SÛRESİ Muhammed

 

1- Hakikatleri görmemezlikten gelenlerin ve Allah yolunda gidenlere engel olmaya çalışanların, çalışmaları boşa çıkar

2- İman eden kimseler ve Salih amellerde olanlar ve Muhammed’in sunduğu hakikatlere inananlar ve Rabbinin hakikatleri üzere olanların fena halleri kaybolur ve onların gönülleri temizlenir.

3- Hakikatleri görmemezlikten gelip örtenler ise, asılsız şeylere uyanlardır. Rabbinin hakikatlerine uyanlar ise, iman eden kimselerdir. İşte Allah, insanlar için onların durumlarını vurgular.

4- Eğer, hakikatleri kabul etmeyen kimselerle karşılaşıp mütalaaya girerseniz, onların bağlandıkları şeylerin ne olduğunu onlara anlatın ve onları nasıl zayıf bıraktığını onlara vurgulayın. Böylece onlara inanacağı hakikatleri delilleriyle sunun, sonra onlara onlardaki nimetlerimizden bahsedin. Onlar kendi cehalet bilişlerinin savaşını bırakıncaya kadar, onlara hakikatlerden istedikleri karşılıkları verin. Eğer onlar, Allah’ı anlamada istekli olurlarsa elbette başarıya ulaşırlar. Birbirinizi hakikatleri anlamak için düşünceye sevk edin. Allah’ın hakikatleri yolunda ölenlerin çalışmaları kaybolmaz.

5- Onlar doğru yolu bulanlardır ve onların gönülleri temizlenenlerdir.

6- Onlar hakikatlere arif olmuşlardır ve onlar huzur içindedirler.

7- Ey iman edenler! Eğer siz yardımlaşır ve gittiğiniz yolda kanıtlarla hareket ederseniz, Allah’ın yardımını bulursunuz.

8- Hakikatleri kabul etmeyen kimseler ise, işte onlar kendilerine yazık ederler ve onların amelleri boşa çıkar.

9- İşte bu onların Allah’ın var ettiği şeyleri hor gördüklerindendir. Böylece onlar çalışmalarında umduklarını bulamazlar.

10- Onlar yeryüzünü dolaşıp ta bakmazlar mı? Onlardan önceki o hallerde olanların âkıbetleri nasıl oldu görmezler mi? Kendileri gibi onlar da Allah’ı yok saydılar ve hakikatleri kabul etmeyen kimselerden oldular.

11- İman eden kimseler, vücudlarının sahibi olan efendilerinin Allah olduğunu bilirler. Hakikatleri görmemezlikten gelenler ise, vücudlarının sahibi olan efendilerinin Allah olduğunu bilemezler.

12- Muhakkak ki iman eden kimseler ve dosdoğru iyi çalışmalarda olanlar huzur içindedirler. Onların makamlarında akıp giden bir ilim vardır. Hakikatleri görmemezlikten gelenler ise, kendi çıkarlarının peşinde koşarlar ve hayvanların yediği gibi yerler ve onlar yakıp yıkıcı hallerdedirler.

13- Bulundukları yerlerde ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, seni bulunduğun yerden çıkaran o kimseler, Bizi anlayamayıp kendilerine yazık ettiler. Onlar yardımı da yok saydılar.

14- Rabbinin apaçık delilleri üzere olan kimse, kendi çıkarlarına göre hareket eden, kötü çalışmaları kendine güzel gelen kimse gibi midir?

15- Fenalardan sakınan Allah’a ortak koşmayanlara sunulan huzur şöyledir: Onlar hiç yozlaşmadan akıp giden bir ilmin içindedirler ve onların gönüllerinde bozulmamış lekesiz o hakikatlerin ilmi vardır ve cehaleti yok eden o ilmin hakikatlerinden faydalanıp zevk alırlar ve tüm varlığın bir özden geldiğini gösteren o ilmin zevkindedirler. Onlar her zaman hakikatlerden faydalanmanın içindedirler ve onlar Rabbin mağfiretine ulaşmışlardır. Devamlı yakıp yıkıcı haller içinde olanlar ise, öfkeli haller içindedirler, içlerinde hep ayırıcı, zarar verici haller vardır.

16- Onlardan bazıları seni dinler gibi görünürler. Senin yanından ayrıldıkları zaman, az önce sunduğu ilimden ne demek istedi ki, derler. İşte o kimseler, kendi çıkarlarına tâbi olduklarından dolayı kalbleri Allah’ı anlamaya kapalıdır.

17- Dosdoğru hakikatlerin yolunda ilerleyenlerin hakikatleri anlamaları artmıştır, hidayet bulmuşlardır ve onlar hakikatleri sunarlar. Onlar fenalardan sakınırlar, Allah’a ortak koşmazlar.

18- Artık hakikatleri anlamak için bakıp ta gözlemlemezler mi? Her an onlara hızlı bir şekilde hakikatler sunulur. Öyle ki hakikatlerin işaretleri her yerden gelir. Artık onlar, onlara sunulan hakikatleri anlasınlar.

19- Allah’tan başka sığınacak güç yoktur, bu hakikati bilsinler. Fenaları için mağfiret içinde olsunlar. Müminlik yolunda olanlardan olsunlar ve müminlerden olsunlar. Siz, Allah’ı bilin. Bir bilgiden diğer bilgiye ilerleyin ve duracağınız yeri bilin.

20- İman edenlere derler ki: Bir belge indirilse ya! Belgeler tüm gerçekliğiyle ve zikriyle apaçık ortadadır. Onları görürsün ki; onlar hep bir kavga içinde, kalblerinde bakıp görememe hastalığı, onlar bir idraksizlik içinde, ilgisizlik içindedirler. Onlar o halleri benimsemişlerdir.

21- Hakikatler üzere olsalardı ve söylenen sözlere arif olsalardı, böylece işleyişi anlayıp, Allah’a bağlılık üzere olsalardı, elbette onlar için daha hayırlı olurdu.

22- Eğer hakikatleri bırakıp cehalet hallerine dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapar ve geldiğiniz öz ile olan bağlarınızı koparırsınız.

23- İşte o halde olan kimseler Allah’ı anlayamayıp rahmetten uzaklaşmışlardır. Öyle ki onların kulakları vardır hakikatleri duyamazlar ve gözleri vardır hakikatleri göremezler.

24- Onlar, kâinat kitabına bakıp hakikatleri anlamak için düşünmüyorlar mı? Yoksa kalbleri kilitli mi?

25- Doğru yol gösterilip, hakikatler açıklandıktan sonra, eski cehalet bilişlerine dönenler şeytani hallere sürüklenirler ve o hallerde kalırlar.

26- İşte o hallerde olanlar, Allah’ın var ettiği şeyleri hor görürler. İtaat eder gibi görünürler, fakat onlar işleyişi anlamaktan uzaktırlar ve onlar Allah’ı bilenlerden, manalara ulaşanlardan değillerdir.

27- Onlar kendilerini tutan kuvveyi, kendi zihinlerinin nasıl çalıştığını düşünmezler mi? Onlara kendi gerçekleri vurgulanır, fakat onlar geçmiş bilişlerinde kalırlar.

28- İşte onlar öfkelerine tâbi olurlar. Allah’ı ve O’nun rızasını kerih görürler. Böylece onlar çalışmalarında umduklarını bulamazlar.

29- O hallerde olan kimseler, zanlarda kalanlardır, kalblerinde cehalet hastalığı vardır. İçlerinde gizli kin taşıyanlar, Allah’ı asla anlayamazlar.

30- Eğer Bizi anlamayı isteselerdi, elbette sen Bizi anlamayı isteyenleri hallerinden tanırdın, özelliklerinden onları bilirdin, söyledikleri sözlerden onları tanırdın. Siz gayret gösterip Allah’ı bilenlerden olun.

31- Elbette siz, Bizi bilinceye kadar dikkatlice düşünmelisiniz, Bizi bilinceye kadar hakikatleri anlamak için gayret gösterin ve sabırlı olun ve size bildirilen bilgilerle Bizi anlamak için dikkatlice düşünün.

32- Doğrusu hakikatleri görmemezlikten gelenler ve Allah’ın hakikatleri yolunda olanları engellemeye çalışanlar ve hakikatleri açıklayıp yol gösteren resule karşı duranlar, Allah’ın hakikatlerinden bir şey anlayamazlar ve onlar amelleriyle boşa hareket ederler.

33- Ey iman edenler! Allah’a itaat edin ve resulün anlattıklarına uyun ve çalışmalarınızda batıl olan şeylere uymayın.

34- Doğrusu hakikatleri görmemezlikten gelenler ve Allah yolunda olanları engellemeye çalışanlar, sonunda kaybederler ve onlar hakikatleri kabul etmezler. Böylece onlar Allah’ın mağfiretinden mahrum kalırlar.

35- Sakın hakikat yolunda gevşek davranmayın, hep barışa ve huzura çağrı yapın ve erdemli kimselerden olun. Allah her an sizinle beraberdir ve sizler çalışmalarınızda asla hakikatleri terk etmeyin.

36- Dünya hayatını sadece bir oyun ve eğlence hâline getirmeyin. Eğer inanır ve fenalardan sakınır, Allah’a ortak koşmazsanız size karşılığı sunulur. Sizler hakikatlerin değerlerini araştırmayı bırakmayın

37- Eğer sizler kendinizi anlamayı bırakırsanız, artık varlığınızı sahibine teslim etmekten kaçınırsınız, cehalete sarılırsınız ve sizler içinizde gizli kin halleriyle ortaya çıkarsınız.

38- İşte sizler Allah yolunda infak için çağrılıyorsunuz. Fakat sizler varlığınızı sahibine teslim etmeyen kimselerden oluyorsunuz. Kim varlığını sahibine teslim etmezse, artık o varlığını kendine nisbet eder ve varlığını sahibine teslim edemez. Allah tüm varlığın sahibidir ve sizlerin hiçbir şeyi yoktur. Eğer sizler hakikatlerden yüz çevirirseniz, batıl şeylere dönersiniz. Sonra da siz tüm varlıktaki benzerlikleri anlayamazsınız.