MÜRSELÂT SÛRESİ Mürselât

 

1- Sunulan hakikatleri anlayanlara.

2- Hakikatleri anlamada aşk ile koştukça koşanlara.

3- Hakikatleri ortaya çıkardıkça çıkaranlara.

4- Fark ettikçe fark edenlere.

5- Sonra da hakikatleri anlatıp ulaştıranlara.

6- Mazeretlere sığınmayıp, sakınılması gereken şeyleri uyarıp açıklayanlara.

7- Elbette varlığın oluşumu, size söz edilen hakikatlerden başka bir şey değildir.

8- Kısım kısım varolanlar kaybolup gittiği zaman.

9- Ulvî Âlem açıldığı zaman.

10- Kendini büyük görme halleri dağılıp gittiği zaman.

11- Resulün söylediği hakikatlerde toplanıldığı zaman.

12- Hakikatleri anlama vakti neden ertelenir.

13- Hakk ile batılı fark etmek için o vakit neden bırakılır.

14- İdrak ettin mi, Hakk ile batılı fark etmek nedir?

15- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

16- Daha önce o halde kalanlar helak olup gitmediler mi?

17- Daha sonra da o halde olanlar onların yolundan gittiler.

18- İşte böylece aynı hatalarda kalmaya devam ettiler.

19- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

20- Sizi ufak bir hücreden halketmedik mi?

21- 22- Sonra da onu, korunaklı bir yere bilinen bir ölçü içinde yerleştirmedik mi?

23- İşte onu kudretimizi gösterir bir şekilde, güzellikler içinde biçimlendirdik.

24- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

25- Yeryüzünü birlik beraberlik yeri kılmadık mı?

26- Doğuşu ve ölümü sunduk.

27- Orada yüksek dağlar kıldık ve size tatlı sular sunduk

28- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

29- Yalanlarda kalarak kendinizi bilemediniz, hakikatlere kendinizi kapattınız.

30- Varlığın çeşitliliğini bir bütünlük içinde tutan Zatı anlamayı kendi gafletinizle kapattınız.

31- Gaflet halinizi yok edemediniz ve yakıp yakıcı hallerinizden dolayı hakikatleri anlayamadınız.

32- Muhakkak ki amaç, tecellilerin geldiği Beka mülkünü anlamaktır.

33- Tüm güzelliklerin başlangıç yeri orasıdır.

34- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

35- Bunları anlayamayanların hiçbir zaman hakikatleri konuşmaları yoktur.

36- Onların yetkileri de yoktur. Öyle ki onlar hatalarını görmezler de.

37- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

38- Her zaman Hakk ile batılı anlamana içinde olun. Sizi ve öncekileri bir birlik içinde tuttuğumuzu anlayın.

39- Eğer siz kötü haller içinde olursanız, kendinize kötülük etmiş olursunuz.

40- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

41- Muhakkak ki o fenalardan sakınanlar, hakikatlere ulaşmanın rahatlığındadırlar ve birlik üzeredirler.

42- Ve anlamayı istedikleri hakikatlerin bilgilerine ulaşmışlardır.

43- Hakikatlerden yararlanırlar ve çalışmaların karşılığı olarak mutluluk içindedirler.

44- Muhakkak ki iyi hallerde olanların karşılıkları işte böyledir.

45- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

46- Muhakkak ki sizden kötülükler içinde olanlar; kendi menfaatleri için ve eğlenmek için zamanlarını geçirirler.

47- Hakikatlere karşı her zaman yalanlarda kalanların yazık o hallerine.

48- Onlara sıfatları anlayıp teslim olun denildiği zaman, sıfatları anlayıp teslim olmazlar.

49- Her an her şeyde yetkili olanı yalanlayanların yazık o hallerine.

50- Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar.