NASR SURESİ

 

-1-

إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ

İzâ câe nasrullâhi vel feth

iza cae : geldiyse, geldiği zaman, gelindiğinde, sunduğunda,
nasru Allah : zafer, üstünlük, yardım, başarı, amaca ulaşmak, Allah
ve el fethu : fetih, açmak, kapalı olanı açmak, keşfetmek,

 

1- Allah’ın yardımının ne olduğunu anlamak ve insanın kendini keşfetmesi için hakikatler sunulduğunda,

 

-2-

وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا

Ve reeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ

ve raeyte en nase : gördün, görürsün, insanları
yedhulûne : girerler, dahil olmak, gelmek, anlamak,
Fiy dini Allâh : hakkında, Allah’ın dini, varlığın yaratılış yasaları
efvâcen : alaylar, kitleler, gurup gurup, topluluk, bölük, kalabalık,

 

2- Allah’ın dini hakkında hakikatleri anlamak için insanların topluluk hâlinde geldiğini görürsün.

 

-3-

فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا

Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfir hu innehu kâne tevvâbâ

Fe sebbih : artık, fiil, sıfat, zatın tecellilerini idrak et, tespih etmek
Bi hamdi : övgü, hamd, varlığın tüm niteliklerinin tek sahibi, sıfatlar
rabbi-ke : Rabbini, seni vücudlandıran,
ve istagfir hu : mağfiret, temizlenmek, o
inne-hu : muhakkak o, doğrusu o,
Kâne tevvaben : fena hallerden pişmanlık duyulup dönülecek olan,

 

3- Artık tüm tecellilerinin sahibini, varlıktaki tüm sıfatların sahibini, seni vucudlandıranı anla ve O’nun mağfiretine ulaş. Muhakkak ki O, düştükleri fena halleri anlayıp dönenlere mağfiret edendir.