TAHRÎM SÛRESİ Tahrîm
1- Ey Nebi! Allah’ın sana uygun kıldığı şeyi neden kendine haram kılıyorsun. Seninle aynı yolda olanlar, bir arzu içinde cehaletten kurtulmayı ve gafur olan, rahîm olan Allah’ı anlamak istiyor.
2- Allah size hakikat yolunda verdiğiniz sözlere uymanızı farz kıldı. Allah sizin sahibinizdir ve O ilmiyle varedendir, tüm varlığa hâkim olandır.
3- Nebi, onunla aynı yolda olanlara hakikatin sözlerinden sırlar verdi. Böylece hakikatlerden bildirdi ve onlardaki Allah’ın tecellilerini gösterdi. Bazıları arif oldu ve bazıları anlamadı. O, hakikatlerin bilgilerini bildirdiği zaman; size bildiren kimdir, size de bana da bildiren ilmin sahibi olandır, tüm varlıktan her an bildirendir, dedi.
4- Eğer kalbleriniz hakikatlerden meyledip kayarsa, Allah’a tövbe edin. Eğer birbirinize yardım ederseniz, o yardım arayan muhakkak ki Allah’ın yardımını bulur. Onun, aşkla hakikati arayan temizlenmiş aklı ve kâmil kimseler ve müminler ona yardımcı olur ve böylece o her varlıktaki gücü, apaçık görünen varlığı anlar.
5- Eğer sizden; eski hallerini bırakıp, Rabbini anlamak isteyen bir kimse olursa, o aynı yolda olan kimselerle bir değişim içinde olur. Sizden güzel haller içinde olanlarla, teslim olma yolunda olanlarla, müminlik yolunda olanlarla, itaat edenlerle, temizlenenlerle, kulluk idrakinde olanlarla, hakikat yolu üzere olanlarla, daha önceki cehalet hallerinden ayrılmış olanlarla ve tertemiz olanlarla birlikte olur.
6- Ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı; zorbalık hallerinden, merhametsiz davranışlardan, tüm varlığı idare edeni anlamaya karşı duygusuz, ilgisiz hallerden ve insanları yakan cehalet ateşinden koruyun. Allah’a itaatsiz olmayın. Her varlıktaki işleyişi anlayın ve sorumlu olduğunuz şeyleri yapın.
7- Ey hakikatleri görmemezlikten gelip örtenler! Hiçbir zaman mazeretlere sığınmayın. Ne yaparsanız ancak onun karşılığını bulursunuz.
8- Ey iman edenler! Fenalara bir daha düşmemek için, içten samimi olarak Allah’a tövbe edin. Umulur ki sizi vücudlandıranı anlar, fenalarınız örtülür ve siz huzura kavuşursunuz. Orada makamlarda akıp giden bir ilim vardır. Allah’ın hakikatlerini bildirenlere hiçbir zaman hüzün yoktur. İman edenler ve onlarla birlikte hareket edenler, onlar aydınlanma üzeredirler, onlar her zaman doğrular üzere hareket ederler. Derler ki: Rabbimiz! Bizi aydınlığa ulaştır ve bize mağfiretini anlamamızı sağla, muhakkak ki sen her şeydeki kudretsin.
9- Ey hakikatleri bildiren! Kendilerinde; kaba davranışlık ve münafıklık ve hakikatleri görmemezlikten gelip örtme halleri olanlara, hakikatleri anlatmak için gayret göster. Onların barınağı cehaletin cehennemidir ve ne kötü bir haldir.
10- Hakikati görmemezlikten gelenlere; Nûh’un hanımı ve Lût’un hanımı, Allah’ı anlama konusunda çarpıcı örnektir. Onlar iki Sâlih kul ile birlikte idiler, fakat onlar ihanet ettiler. Bu yüzden Allah’ın hakikatlerinden fayda bulamadılar ve cehaletin yakıp yıkıcı hallerinde kalanlarla beraber kalanlardan oldular.
11- İman edenlere ise; firavunun hanımı, Allah’ı anlama konusunda çarpıcı bir örnektir. Dedi ki: Ey Rabbim! Beni huzura kavuştur, firavundan ve onun amellerinden beni kurtar ve kavminin zalimliklerinden de beni kurtar.
12- İmran kızı Meryem. Ki o güzelce korundu. Böylece o içine Ruhumuzdan üflediğimizi anladı. Rabbinin tecellilerine ve tüm varlığın hakkın kitabı olduğuna sadakatle bağlandı ve içten samimi uyanlardan oldu.