TEBBET SÛRESİ

 

-1-

تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ

Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb

tebbet : kurusun, sönsün, helak olmak, boşa gitmek, hüsran
Yeda : eli, gücü, çalışması, halleri, hareket etmek,
ebi lehebin : yakıp yıkıcı hallere sahip olan, alevli ateş, alevlerin babası,
ve tebbe : kurusun, sönsün, helak olmak, boşa gitmek, hüsran

 

1- Yakıp yıkıcı hâllerle hareket eden hüsrana uğrar ve helak olup gider.

 

-2-

مَا أَغْنَى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَ

Mâ agnâ anhu mâluhu ve mâ keseb

mâ agnâ anhu : değil, şey, ne, zenginlik, varlıklı, onu,
mâlu-hu : varlığı, malı, değer, o,
ve ma kesebe : şey, ne, değil, kazandıkları, edindikleri

 

2- O hâllerde olan varlığı anlamanın zenginliğine ulaşamaz ve hakikatlerden bir şey elde edemez.

 

-3-

سَيَصْلَى نَارًا ذَاتَ لَهَبٍ

Se yaslâ nâren zâte leheb

se-yaslâ : durumu, girecek, bulunacak, yaslanacak, dayanacak, taşır
nâren : ateş, yakıcılık,
zâte lehebin : sahip, alevli ateş, yakıcı ateş, yakıp yıkıcı,

 

3- Durumu yakıp yıkıcı hallere sahip olmaktır, o ateş hallerine yaslanır.

 

-4-

وَامْرَأَتُهُ حَمَّالَةَ الْحَطَبِ

Vemreetuh hammâletel hatab

ve emr etu-hu : iş, hüküm, yaptığı, onun işi, hareket, onun halleri,
hammâlete : taşımak, hamal
el hatabi : odun, yakacak odun, boş olan, düşüncesiz, dedikodu,

 

4- O halde olan düşüncesizliği, dedikoduları taşır, o hallerle hareket eder.

-5-

فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِّن مَّسَدٍ

Fî cîdihâ hablun min mesed

fîy cîdi hâ : içindeki kötülükler, cedelleşmek, gerdan, boynuna bağlı
hablun : halat, ip, urgan, bir şeyin bozulması, noksanlık, delilik
min mesedin : lif, örülmüş urgan, tıkayıcı, bükülmüş liften, bağlanmış,

 

5- İçindeki kötülüklere bağlanmış bir hâlde hareket eder durur.