DİN ADINA KADINLARA YAPILAN ZULÜM BİTMEYECEK Mİ?

 

Kadınlar zulüm görmeye devam mı edecek?

Lütfen beyinlere din adına zulümler ekmeyelim.

Lütfen Kur’ân adına beyinlere zulümler ekmeyelim.

Resmi kayıtlara göre, 2018 yılında 440 kadınımız öldürüldü.
387 kadın ve 1387 çocuk cinsel tacize uğradı, binlercesi dövüldü, yaralandı, aşağılandı.
Bunlar resmi kayıtlar, ya bilinmeyenler.

2017 yılında da 409 kadınımız öldürülmüş, binlercesi dövülmüştü, tacize uğramıştı.

Din adına, kadınlarla ilgili anlatılanlar, beyinlere öyle yerleşiyor ki, sonuçta kadın dövülüyor, öldürülüyor, tacize uğruyor, aşağılanıyor.

Lütfen artık anlayalım, kadın da bir insandır, onun da taşıdığı bir ruh vardır.
Kadınlar olmasa insan nesli olur muydu, elbette olmazdı.

Kadın; Allah’ın, râhim esmasını taşır, o râhimden insan nesli gelir.

Her yıl olmakta olan kadın cinayetleri, tacizleri, artarak devam etmektedir.

Bunu sebebi din adına beyinlere ekilen sözler olabilir mi?

Lütfen, din adına zulüm getirecek olan sözleri beyinlere ekmeyin.

Lütfen, Kur’ân’da meal diye aktarılan, kadınları aşağılayan sözlere artık son verin.

Topluma, Kur’ân adına:

Kadınları dövün, diye öğretirsek.
Dullar bakireler verilecek, diye öğretirsek. 
İkişer, üçer, dörder kadın alabilirsiniz, diye öğretirsek.
İri gözlü huriler verilecek, diye öğretirsek,
Kadınları; altın, gümüş, at, davar, ekin gibi adeta bir eşya yerine koyarsak.
Memeleri yeni çıkmış sayısız yeni kızlar verilecek, diye öğretirsek.
İstediğini boşayabilirsin, diye öğretirsek.
İstediğin kadar cariye alabilirsin, diye öğretirsek.
Lütfen düşünelim kadına yapılan zulmü engelleyebilir miyiz?

Nisâ Sûresi 34:
Diyanet Meâli: Allah’ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler……….. yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün……….

Tâhrim Sûresi 5: 
Diyanet: Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.

Tûr Sûresi 20:
Diyanet:….Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

Al-î İmrân Sûresi 14:
Diyanet: Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi.

Nisâ Sûresi 3:
Diyanet: Ve eğer yetimler konusunda adalete riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, o taktirde hoşunuza giden (size helâl olan diğer) kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın……..

Nebe Sûresi 33: 
Diyanet:..göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar….

Rahman Sûresi 70:
Diyanet: Oralarda iyi huylu güzel kadınlar vardır.

Hadis diye: Cennette her erkeğe beş yüz huri, dört bin bakire kadın ve sekiz bin dul kadın verilecektir…” (Gazali, İhya, 4/541) (İbn-i Kesir, C: 4, S. 251) diye öğretirsek.

Evet, topluma böyle öğretirsek.

Beyinlere: 
Kadınları dövün diye öğretirsek, 
Kadını adeta bir cinsel obje gibi gösterirsek, 
Kadını bir eşya yerine koyarsak, 
Topluma hep böyle öğretirsek, lütfen düşünelim kadına yapılan zulmü engelleyebilir miyiz?

124.000 bin peygamber gelmiş de, içinde bir tek kadın yokmuş da,
Kadından imam olmazmış da,
Kadın yarımmış da, 
Kadının ruhu yokmuş da,
Topluma hep böyle öğretirsek, lütfen düşünelim kadına yapılan zulmü engelleyebilir miyiz?

Erkek 4 kadın alabilirmiş de, 
İstediği kadar cariye alabilirmiş de,
Kadını dövebilirmiş de,
Cennette erkeğe istediği kadar kadın verilecekmiş de,
Cennete erkeğe bakireler, dullar, memeleri yeni çıkmış kızlar verilecekmiş de,
Cehennemin % 90 ı kadınlardan oluşacakmış da,
Kadın fitneymiş de,
Kadınların şerrinden Allah’a sığınmak gerekirmiş de,
Topluma hep böyle öğretirsek, lütfen düşünelim kadına yapılan zulmü engelleyebilir miyiz?

Nasıl olur da, okuduğumuz mealler”Erkekerkil” bir zihniyete göre yapılmış olabilir.
Nasıl olur da okuduğumuz mealler, kadını insan yerine koymuyor olabilir. 
Nasıl olur da okuduğumuz meallerde, kadını dövün, olabilir.

Hazreti Muhammed hayatından kadın dövmüş mü?
Kadını dövebilirsiniz demiş mi?
Hazreti Muhammed’in hayatında olmayan bir şey nasıl olur da meallerde karşımıza çıkıyor?

Nasıl olur da Allah adına bize zulüm getirecek bilgileri aktarabilirler?

Yüzyıllardır meâlleri; kadını dövün diye okuyoruz ve kadınları dövüyoruz, işkence ediyoruz, taciz ediyoruz, hatta öldürüyoruz.
Ve ne yazık ki bunu Allah’ın emri sayıyoruz.

Oysa Allah’a ne kadar büyük iftira ettiğimizi anlamıyoruz.

Hazreti Muhammed; kadın erkek eşittir, kadın da bir insandır dediğinde, güldüler alay ettiler.
Ve hâlâ da kadın erkek eşittir denildiğinde gülüyorlar, alay ediyorlar.

Din adına tüm topluma her gün, kadınları dövün ayetlerini okuyorlar, sohbetlerini yapıyorlar. 
Toplumda beyinlere zulmü işliyorlar,
Kadın insan değildir, dövülür zihniyetini işliyorlar.

Evet, böyle olunca sonuçta;
Kadını; dayakla dövdüler, yumrukla dövdüler, söz ile aşağıladılar, bıçakla yaraladılar, silahla yaraladılar, öldürdüler, taciz ettiler.

Din adına beyinlere zulmü işlediler ve her gün de işlemekteler.

Uyan artık kendini Müslüman sana kesim uyan.
Kadın da bir insandır.
Kadın da Allah’ın yarattığı bir kuldur.
Seni doğuran anana olan saygını niye kaybediyorsun.
Nasıl olur da çocuk dünyaya getiren kadın aşağılanır.
Hazreti Muhammed zamanında, batıl inançlarda olan ilkel düşünceler nasıl hâlâ olabilir.
Hazreti Muhammed, kadına olan bakıştaki zulme karşı, “cennet anaların ayağı altındadır” dememiş mi.

Yüzyıllardır kadın dövülür diye meâl okudular, evlerde sohbet ettiler.
Küçücük beyinleri zehirlediler, dayağı normal gibi kabullendirdiler.
Kadın nasıl dövülür diye fetvalar verdiler.
Ve bunu, Allah, Din, İslam adına yaptılar.

Beyinlere ekilen o zulüm algıları yüzünden;
2018 yılında 440 kadınımız öldürüldü.
387 kadın ve 1387 çocuk cinsel tacize uğradı, binlercesi dövüldü, yaralandı, aşağılandı.

Yetmedi, dayaktan kadınların gözlerini morarttılar, vücutlarını morarttılar.
Hele hele gönüllerini aşağıladılar ki bu dayaktan bile beterdi.

Uyan artık insan oğlu uyan.
Allah’ı layıkıyla anlama zamanın gelmedi mi?
Bu öğrendiğin İslam değil. 
Senin toplumunun yaşadığı İslam değil.
Müslüman gibi görünen hiç birimiz Müslüman değiliz.
Bu öğrendiğin canımız efendimiz Hazreti Muhammed’in sunduğu öğretiler değil.
Artık Allah rızası için biraz düşünelim, biraz araştıralım, biraz da olsa Dini anlamaya çalışalım, Allah’ı anlamaya çalışalım.

Nisâ 34- Tevhîd-i Kur’ân Meâli: Ehil kimseler; nefsini bilme yolunda olanları hakikatleri anlamaları için yetiştirirler. Onlar birbirlerine Allah’ın lütuflarını anlamak istediklerinden dolayı yardımcı olurlar ve onlar kendi varlıklarının sahibini bilip infak ederler. Sonra da onlar sâlihlerden olma yolunda teslim olurlar. Allah’ın bilinmeyen görünmeyen âlemi muhafaza ettiği gibi, onlarda hakikatlerin bilgilerini muhafaza ederler. Ki onlar itaatsizlik etmekten çekinirler ve onlar öğütlere uyarlar. Artık bulundukları makamlardan hakikatlerin dışına çıkanlar olursa, onlara bulundukları yerde hakikatleri vurgulayın. Bundan sonra onlar, sizin söylediğiniz şekilde hakikatlere uyarlarsa, artık onlara başka bir yol göstermeyin. Muhakkak ki Allah tüm varlıkta ilmiyle yüce olandır.

Tâhrim Sûresi 5- Tevhîd-i Kur’ân Meâli: Eğer sizden; eski hallerini bırakıp, Rabbini anlamak isteyen bir kimse olursa, o aynı yolda olan kimselerle bir değişim içinde olur. Sizden güzel haller içinde olanlarla, teslim olma yolunda olanlarla, müminlik yolunda olanlarla, itaat edenlerle, temizlenenlerle, kulluk idrakinde olanlarla, hakikat yolu üzere olanlarla, daha önceki cehalet hallerinden ayrılmış olanlarla ve tertemiz olanlarla birlikte olur.

Tûr Sûresi 20- Tevhîd-i Kur’ân Meâli : Yüce makamlardan huzurla seyrederler ve onlar tertemiz bakışlarla birliğimizin zevkindedirler.

Âl-î İmrân Sûresi 14- Tevhîd-i Kur’ân Meâli : Sevgiyle davranış insanların süsüdür. Kadınlar; çocuğu olmasının isteğinde, altın ve gümüş gibi mal biriktirmeye ve sahiplenmede ve yaratılmış olanla ilgilenmede ve yiyecek elde etmede daha arzuludur. Bunlar dünya hayatının faydalarıdır. Allah’a ait olan hakikatlere ulaşmak daha güzeldir.

Nisâ Sûresi 3- Tevhîd-i Kur’ân Meâli: Eğer, atalarının inançlarından kopmuş olup, hakikati arayanlara sunulan değerlere, onların doğruluk içinde sahip çıkamayacağından çekiniyorsanız, nefsini anlama yolundan döneceklerini düşünüyorsanız, o zaman onlara; tekrarlaya tekrarlaya ve birleştirerek ve Rabb şuuruna ulaşarak hakikatlere bağlanmalarını söyleyin. Eğer onların hakikatleri anlama, sizin de hakkıyla anlatamama çekinceniz varsa, artık tüm varlıkta Tek olan gücü ve sizlerdeki gücün sahibinin sizler olmadığını anlayıncaya kadar onlara yardım edin. İşte bu doğruluktan ayrılmamanız için uymanız gerekendir.

Nebe Sûresi 33: Tevhîd-i Kur’ân Meâli: Göz alıcı güzellikler ve birlik şuuru vardır.

Rahmân Sûresi 70: Tevhîd-i Kur’ân Meâli: Onlarda güzel haller, hakka uygun davranışlar vardır.