LÜTFEN ŞEYTANIN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM

 

Şeytan, kelimelerin anlamlarını değiştirerek tuzağa düşürür.

Lütfen ilâhî kelimelerin anlamlarını değiştirenlerin tuzağına düşmeyelim

Kur’ân’da yüzlerce kelimenin içini boşalttık, asıl anlamlarını saptırdık, başka anlamlara değiştirdik.

İşte bunlardan biri “FÂİZ” kelimesidir …

Fâiz kelimesini bankada para ile ilişkilendirdik…

Oysa fâiz kelimesinin para ile ilgili bir ilişkisi asla yoktur…

Kur’ân’da bir çok yerde geçen kelime bambaşka bir anlam içerir.

…hum el fâizûn….. 
Haşr Sûresi 20…..

“Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cenneh ashâbul cenneti humul fâizûn” 
“Yakıp yakıcı hâllere sahip olanlarla, huzura kavuşmuş olanlar bir değildir. Huzura kavuşmuş olanlar kazananlardır. “

……Fe ulaike hum el fâizûn…..
Nûr Sûresi 52…..

“Ve men yutıillâhe ve resûlehu ve yahşallâhe ve yettakhi fe ulâike humul fâizûn” 
“Kim Allah’a itaat ederse ve o resulü anlarsa ve Allah’a karşı saygı içinde olur ve O’na karşı fenalardan sakınıp ortak koşan olmazsa, işte onlar kazananlardır. “

Onlar, feyz bulanlardır ..
Onlar, kazananlardır, huzuru kazanan, huzura ulaşan….
Onlar, hakikati anlamada başarılı olanlardır ..
Onlar, idraklarini arttıranlardır…

Eğer fâiz kelimesini bankada para ilişkisi olarak kullanırsak, ilâhî anlamlarını ötmüş oluruz..
İşte asıl kâfirlik hakikatleri örtmektir…

Bankada kullanılan fâiz kelimesinin yerine”PARANIN GETİRİSİ” kelimesini kullanabiliriz…

“Fâiz haram mıdır?” diye soranlara “Faiz helaldir” diye söyleyelim…
Yani Kur’ân’î anlamını hatırlatalım.

Fâiz; kişinin hakikati anlama başarısıdır, feyzini, idrakini arttırandır, hakikati anlamada başarılı, kazançlı olandır, ışığa ulaşandır, aydınlanandır, diyelim…

Ve Kur’ân’î kelimenin asıl anlamını tahtına oturtalım..

Tabii şimdi şöyle sorabilirler ” Paranın getirisi haram mıdır?”

Onlara da şunu söyleyelim..
Paramızın değerini korumalıyız.

Kalkınmış ülkelerin paraları hep değerlidir.

Ama kalkınmamış ülkeler, siyasetçiler tarafından suistimal edilen, yolsuzlukların yoğun olduğu ülkelerin ekonomileri hep zayıftır.

Hazreti Muhammed”borç verecekseniz altın olarak verin” derken paranın korunması gerektiğini işaret etmiştir.

Ve unutmayalım ki, bankada para getirisi, ülkede olan enflasyon, ülkenin kalkınmışlığı ile alakalıdır..

Ve ekonomide bozukluk varsa bunun sorumlusu ülkeyi yöneten siyasi kesimdir.

Ekonomi bozuksa, enflasyon yüksektir ve bunu karşılığı da, bankada paranın getirisine yansır.

Ve unutmayalım ki, bankada da paranın getirisinin günahı varsa , bu günah, ülkeyi yöneten 600 vekile aittir, halka ait değil…

Lütfen Kur’ân’î kelimelerin anlamlarını asli mânâlarına göre kullanalım…

Lütfen bir kelimeyi kullanırken asıl mânâsını araştıralım, kelimeye ve topluma ihanet etmeyelim…

Bakara Sûresi 59- Fakat onlardan zalim olan o kimseler; onlara söylenen hakikatlerin sözlerini, başka bir anlayışa sebep olan sözlerle değiştirdiler. …….

Eğer kelimelerin asıl anlamlarını bilmezsek ve kelimeleri, değiştirilmiş anlamlarına göre kullanırsak, asli anlamalarına göre kullanmazsak, asla ve asla hakikatleri anlayamayız.

Zaten kendine saltanat kurmak isteyen şeytani yapının da isteği budur.

Hakikatler kişiyi hakikate bağlar ve huzura ulaştırır.

Şeytan bizi korkularla ve emirlerle kendine bağlar ve Hakk’a bağlanmaktan çok bizi emirlere bağlayıp bizi Hakk’tan uzaklaştırır.
Ve bunu da kelimelerin içini boşaltarak yapar.

Kelimelerin asli mânâları ise, bizi hakikatlere bağlar ve bizi özgür kılar, bizi korkulardan arındırır, huzura ulaştırır.

Acaba, din adına kullandığımız kaç kelimenin asıl anlamını biliyoruz.

Ve lütfen, fâiz diye kullandığımız bankada para getirisini”PARANIN GETİRİSİ” diye kullanalım.

Ve lütfen fâiz kelimesini de asli anlamına göre kullanalım.