MEHDİ NE DEMEKTİR?

 

Kur’ân’da Mehdi kelimesi geçer mi?

 

Mehdi gelecek diye bir beklenti nereden kaynaklanır?

Mehdî kelimesi, Hudâ kelimesinden gelir.

 

Kur’ân’da “Mehdi” kelimesi de geçer.

Âl-i İmrân Sûresi 46: Ve yukellimun nâse fî el mehdi….

Kur’ân’da, Hudâ kelimesi türevleriyle bir çok yerde geçer.

Hudâ: Doğru yolu gösteren, hakikate sevk eden, doğruluk, hidayet gibi anlamlara gelir.

Mehdi: Hidayet bulmuş, doğru yolda olan kişi,her an hakikatler üzere olan, Allah’ın gösterdiği yol üzere olan, Allah’ın yolundan şaşmayan gibi anlamlara gelir.

 

İşte Mehdi, Hudâ kelimesinden gelir.

Ve Kur’ân’da Hudâ-nın Allah olduğu belirtilir.

Yani doğru yolu gösteren, hidayet bulduran Allah’tır diye belirtilir.

Allah her varlıktan herkese her an hakikatlerini gösterir.

Yani her an Hudâ-lığını yapar.

Allah’ın hakikatleri gösterme ciheti Hudâ cihetidir.

Yeter ki bizler aşk ile, tevazuyla, teslimiyetle düşünelim, araştıralım ve kainatı okuyalım. Yani “İkra” ayetini iyi anlayalım.

İşte Mehdi: Hudâ-nın gösterdiği yolda giden, doğru yolu bulan, hakikat üzere hareket eden, hidayet bulan anlamlarına gelir.

Kur’ân tüm Resul ve Nebilerin Hudâ-nın gösterdiği yol üzere hareket ettiğini bizlere bildirir. Yani Mehdi hüviyetini taşıdıkları bildirilir.

 

Âl-i İmrân Sûresi 46: Ve yukellimun nâse fî el mehdi….

Bu ayette Hazreti İsâ’nın insanlara hakikatlerle yol göstermesi belirtilir.

Bakara Sûresi 170…..ve la yehtedûn. Yehtedûn, huda kelimesinden gelir. Burada doğru yol üzere olmayan anlamında kullanılmıştır.

 

Bakara Sûresi 264…ve Allâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn

Burada ise, la yehdî, yine hudâ kelimesinden gelir.

Ayette:…… Hakikatleri görmemezlikten gelip örtenler Allah’a yol bulamazlar, hakikati belirtilmiştir.

 

Âl-i İmrân Sûresi 73:…kul innel hudâ huda Allâh…

Burada ki ayette, doğru yol Allah’a giden yoldur diye belirtilmiştir.

 

Âl-i İmrân Sûresi 96:…..ve huden lil âlemîn….

Bu ayette Hazreti İbrâhim için bütün herkese doğru yolu gösterirdi hakikati belirtilmiştir.

 

Mehdi beklentisi çok eski tarihlerden beri hep görülmüştür ve hâlâ da görülmektedir.

Ve mehdi beklentisi çoğu milletlerde görülür.

 

Mehdi beklentisi bir kurtarıcı beklentisidir.

 

Eski dönemlerde savaş, istila, yağmalama gibi zulüm ortamlarında hep bir kurtarıcı beklenmiştir.

Şimdi de aynı beklenti devam etmektedir.

 

Çoğu cemaat ve tarikat kendi şeyhlerini mehdi görür ve onun düşmanını deccal görür.

 

Yani mehdi ve deccal mücadelesi iyi ile kötünün savaşıdır diye bilinmiştir.

 

Deccal insanın içindeki şeytani dürtülerdir.

Mehdi ise insanın içindeki hakikat arayışı ile hidayet bulma özelliğidir.

Kur’ân bizlere; Mehdi ne demektir çok güzel açıklamaktadır.

Mehdi, Hudâ-ya uyan demektir.

Yani doğru yolu bulmuş ve hep dosdoğru hareket eden demektir.

Her insan Allah’ın sunduğu hakikatleri anlamakla mükelleftir.

Yani her insan mayasında Mehdi olabilme özelliğini taşır.

Allah her insanı; kendini, varlığı tanısın diye yaratmıştır.

Allah her insana her varlıktan hakikatlerini gösterir.

 

İşte Hudâ; Hakikati gösteren, doğru yola ileten, hidayet bulduran demektir

Mehdi de: Doğru yolu bulmuş, hidayet bulmuş demektir.

İşte her kim ki içindeki şeytani dürtülere uymuş sa hem kendine hem çevresine zarar verir ve işte o deccaldır.

Deccal hep kötülük üzere olan demektir.

 

Her kim;

Allah’ın gösterdiği bir şekilde hakikatlere uymuş,

Hakikatleri anlamış ve asla o hakikatlerden ayrılmamış

ve hiç bir varlığa zarar vermemişse

ve hep İslam üzere yani barış ve huzur üzere ise

ve hep hidayet üzere olmuşsa

ve gücü yettiğince Hakka yol gösterici olmuşsa, işte o Mehdi ismiyle şereflenmiştir.

 

Hiç kimse kendi içindeki deccalını yenmeden Mehdi kanalına adım atamaz.