SAHUR’UN KUR’ÂN’Î ANLAMDA MÂNÂSI

 

Kişinin sahur-u ne zaman başlar?

Gönüllerin seher vakti ne zaman başlar?

Kur’ân’da sahur var mıdır?

Karanlıktan uyanmak nedir?

Karanlık nedir, aydınlık nedir?

 

Nâziat Sûresi 14: Fe izâ hum bis sâhiret

Meâli: Bu hakikatleri anlayanlar uyanmışlardır.

 

Nâziat Sûresi 13: Fe innemâ hiye zecretun vâhıdet

Meâli: İşte tüm varlığın bir güç ile hareket etmesi O’nun tekliğinin göstergesidir.

 

İbraniceden Arapça ya geçmiş olan kelime, “Shr” kökünden gelir.

 

Saḥûr: Seher, aydınlık, tan ağarması, seher vakti, dikkatli, etkileyen, uyanık, gözleri açık hale gelme, yeryüzü, çöl, anlamlarına gelir.

 

Arapça saḥar سحر “tan ağarması”

 

Firavunların sihirbazları ” السَّحَرَ” kelimesinin de yazılışı aynıdır

 

Sâhira, aynı zamanda yeryüzü demektir.

Araplar; yeryüzüne, çöle, meydana sâhira derler.

Büyük Sahra çölü kelimesi de buradan gelir.

 

Sâhire: Uyanık göz, uyanmış gönül, hakikati gören göz, dikkatli, idrakli, etkileyen, apaçık görünen yeryüzü, meydan gibi anlamlara gelir.

 

Kelimenin mânâsı bizlere; uyanmış gönül-ü, hakikatleri idrak etmiş kişiyi, Allah hakikatine ulaşmış kişiyi işaret eder.

 

Gece, karanlık anlamındadır.

 

Kişinin gecesi, kendi cehalet karanlığıdır, hakikate ulaşamamış halidir.

 

Gecede kalan kişi; kendi cehalet karanlığında kalan, hakikate ulaşamamış, tüm kâinattaki varlığı tutan, hareket ettiren güce şahit olamamış, yani Allah hakikatine ulaşamamış kişidir.

Gecede kalan kişi; atalarının inancı üzere olan, düşünmeden inanan, hakikati sorgulamayan, aramayan, varoluşu ve varedeni düşünmeyen kişidir.

 

Gecede kalan kişi; kendi inancını doğru bilen, başkaları kafir gören, inandığı Allah’ı kendi taraftarı yapan, diğerlerine düşmanca baktıran kişidir.

 

Gecede kalan kişi; kendi vücudunda ki, işleyişi, nitelikleri, vücudunu tutan kudreti düşünmeyen, bunları kendine nisbet eden kişidir.

Kendinde ve cümle varlıkta; tüm varlığı tutan, hareket ettiren gücün farkında olmayan kişidir.

 

Yani kısaca gecede kalan kişi; Allah nedir bilmeyen, ona şahit olmayan kişidir.

 

Sahur ise yani seher ise: Uyanmaya başlamak, hakikatleri anlamaya başlamak, kendinde ve cümle varlıkta varlığı hareket ettiren, varlığın sahibini idrak etmek demektir.

 

Firavunun sihirbazları kelimesi de aynı kelimeden gelir diye yazmıştık.

 

Burada ki anlam ise; atalarının inancı üzere olan ve atalarının inancını çok iyi bilen kişiler, çevrelerinde olan hakikat bilgisi olmayan kimseleri kendi inançlarıyla etkilerler, onları adeta büyülerler.

Yani kendi karanlıklarına hapsederler.

Ama bir Mûsâ gibi bir hakikat eriyle karşılaştıklarında ona teslim olurlar.

 

Çünkü hakikat ancak ve ancak, kişinin vücud kitabından ve varlık kitabından öğrenilir.

Hakikat asla ve asla duyumlardan ve kitaplarda yazılı olan bilgilerden öğrenilmez.

Duyumlar ve kitaplar bilgi aktarır.

Bilginin doğru olup olmadığını ise ancak ve ancak hakikat erleri çözer.

 

İşte, Nâziat Sûresi 13-14: İşte tüm varlığın bir güç ile hareket etmesi O’nun tekliğinin göstergesidir. Bu hakikatleri anlayanlar uyanmışlardır.

 

Bizlere ayet muhteşem bir hakikati sunuyor.

 

Sahur-Seher, tüm varlığın sahibi olan Allah hakikatine ulaşmış olan kişinin aydınlanması.

 

Yani cehaletin karanlığından hakikatin aydınlığına ulaşmış gönül-ü işaret ediyor.

Yani, Muhammed’î şuura ulaşmış olan gönül; sahura-sehere ulaşmış gönüldür.

 

İşte Sahur;

Gece kalkışı yani cehalet karanlığından kurtulmaya başlamak. Uyanmaya başlamak.

Hakikati anlamaya başlamak.

Allah hakikatinin idrakine ulaşmak.

Gönüllerin Allah’ın hakikatleriyle uyanışı.

Her varlıkta Allah’a ait olan hakikatlere şahit olmak.

Kişinin kendini bilmesi, idrak uyanışının başlaması.

 

İnşAllah gönüllerimizin seher vakti gelir.