CEMÂL-CELÂL SIRRI

 

Hakk;

Kesrette Celâliyle,

Vâhdette Cemâliyle, her an tezâhür eder.

Celâl, kesrette vâhdetin sırrıdır

Cemâl, vâhdette vâhdetin sırrıdır

Celâl; kesinlikle öfke, hiddet, kızgınlık, kavga demek değildir.

Gadâp; öfke, kızgınlık, hiddet, kavga demektir.

Celâl kelimesini hep gâdap kelimesi ile karıştırırız.

Celâl de Cemâl de; güzel, ululuk, yücelik demektir.

 

Yani, Celâl ve Cemâl sırrı: Allah’ın bir varlıkta ya da tüm varlıkta yani vahdettte ya da kesrette, vechînin güzelliğidir.

 

Cemâl; vâhdette vâhdetin, yani tekte tekin güzelliğidir.

Celâl ise; kesrette vâhdetin güzelliğidir.

 

Yani tekte teki seyretmek, Cemâl cihetidir.

 

Çokta teki seyretmek, Celâl cihetidir.

İşte, bir yüzde Hakk’ın yüzünü zevk etmek, Cemâl sırrıdır.

Çok yüzde Hakk’ın yüzünü zevk etmek,Celâl sırrıdır.

 

Kesrete bakıp yani çokluk alanına bakıp, tüm yüzleri tutan tek yüzü zevk etmek, Celâl cihetidir.

 

İşte, kesrette vâhdeti zevk etmek kolay değildir.

 

Bakara Sûresi 115- Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh.

Meâli: Doğu da ve batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz dönün Allah’ın yüzü oradadır.