RAKAMLARIN SAHİPLERİ, ASHAB-I RAKÎM

Kur’ân’da geçen rakamların sahipleri sırrı ne olabilir?

Her kişi, matematiksel bir rakam veya birkaç rakam üzere hareket ediyor olabilir mi?

Kişilerde rakamların etkisi var mıdır?

Rakamlara göre bir karakter oluşuyor olabilir mi?

Kâinat sırlarla dolu bir âlem, rakamlarla dolu bir âlem.

Rakamlarla, harflerle, niteliklerle nice mesajlar dalgalar halinde sunuluyor.

Kâinatın rakamsal sırları, her varlığın rakamlarla sarılı oluşu nedir?

Rakîm kelimesi “rkm” kökünden olup “rakam, rakamla hesap” anlamındadır.

Bu kâinatın varoluşunda matematiksel bir hesap vardır, ince ince rakamsal bir boyut vardır.

Atomdan hücreye, hücreden vücuda olan akışta rakamsal bir düzey vardır.

Kâinat, muhteşem matematiksel sistemle oluşmuştur.

Matematik sırrına vakıf olan neyin olup olamayacağını bilir.

Rakk: Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ince deri, bir şeylerin yazıldığı levhalar, yazı yazılacak levha, rakamlarla oluşmuş sistem anlamlarına gelir.

Rakîm: Rakamsal boyut, levhalara bir şeylerin yazılı oluşu, rakamlara ulaşan, var oluştaki rakamsal boyut anlamındadır.

Ashab-ı Rakîm: Rakamların sahipleri, rakamlara sahip olanlar, rakamlarla hakikati ortaya koyanlar, rakamlarla oluşturanlar, anlamlarını taşır.

Kehf Sûresi 9: “Ashab-ı Rakîm”

Mutaffifîn 9: “Kitabun merkûm” ” Rakamlarla oluşmuş kitap, yazılı kayıtlar”

Tüm kâinat 9 rakam üzere kurulmuştur.
Tüm kâinat, birden çıkan birlerden oluşan rakamsal bir sistem üzere oluşmuştur.

Her şeyin ince ince rakamlarla oluşmuş boyutu vardır.
Her varlık rakamsal bir boyut taşır.
Her varlık ve tüm kainat “Kitabun merkûm” dur.

Kâinat, 1 rakamından çıkan birlerden oluşmuştur.

Kâinat, 1 dir, her varlık 1 i gösteren birdir.

Eski düşünürler sayıları. 1 ve birden çıkan birler üzerine yazmışlardır.

I : Bir….Kâinatın birlik sırrı, bütünlüğü.
II: İki….Birden gelen bir.
III: Üç….Birden gelen birden açığa çıkan yeni bir boyut
IV: Dört….
V: Beş. İki birin 45 derece yazılımı
….
X : On. İki birin çapraz buluşması.

Her varlık kendi içinde muhteşem sayısal sistemle oluşmuştur.

Rakamlar kâinatın oluşmasında temel sistemdir.

İnsan vücudu, atomlarından hücresine, hücresinden dokusuna, dokusundan organlarına matematiksel bir sistemdir.

Bir atomun bile rakamsal olarak, eksik olması ya da fazla olması vücudun oluşmasına engeldir.

Kâinatın, rakam, üçgen, cebir boyutunu okuyan, var oluşun sırlarını ve var edeni anlayacaktır.

Kâinatın iç içe, 1 den açılan 9 sistem üzere var olmuştur.

1: Birinci boyut:
Birden çıkan ilk birdir. İlk titreşim, ilk frekans, ilk dalgalanma, ilk nefes, ilk ses boyutu. Zikrullah boyutu

2: İkinci boyut:
İlk titreşim sonrası ortaya çıkan işleyiş boyutu, her varlıkta olan fiil boyutu, fiil fâil boyutu. Fiilullah boyutu.

3: Üçüncü boyut:
Fiilden çıkan sıfatlar boyutu, her varlıkta olan nitelikler boyutu, hayat, ilim irade, kudret gibi nice niteliklerin boyutu. Sıfatullah boyutu

4: Dördüncü boyut:
Sıfatların birleşiminden gelen vücud boyutu, tüm vücudları tutan tek vücud boyutu, Zât boyutu, kesret vücudları tutan vahdet vücudu boyutu. Zâtullah boyutu.

5: Beşinci boyut:
Varlığın geldiği boyut olan Rûh boyutu.
Cümle varlık rûhdan gelen üflenişle açığa çıkar ve çıkmaktadır.
Kâinatın tohum boyutu, râhim boyutu,
Rûhullah boyutu.

6: Altıncı boyut:
Rûhun geldiği yer olan Nûr boyutu.
Nûrun mayalanması ile Rûh boyutu oluşur.
İçinde hayat taşıyan akıp giden ışık boyutu.
Muhammed sırırının boyutu.
Nûrullah boyutu.

7: Yedinci boyut:
Hû boyutu: İlk yedinin bir bir açığa çıktığı boyut.

8: Sekizinci boyut:
Ehâd boyutu. Cümle sistemin geldiği birlik boyutu. İkinin olmadığı boyut. Târifsiz boyut.

9: Dokuzuncu boyut:
Âmâ boyutu. Boşluk, hiçlik, sözün bile olmadığı boyut.

Hep boyutu varlık boyutudur, hiç boyutu âmâ boyutudur.

Artı sonsuz varlık âleminin sonsuzluğudur.

Eksi sonsuz, varlığın geldiği yer olan, aynısıyla varlığı taşıyan sistem olan, Ulvî âlemin sonsuzluğudur.

Tohumda ne varsa açığa o çıkacaktır.

Tohumda olan rakamsal düzen, tohumdan açığa çıkan ağaçta kendini aynısıyla gösterecektir.

Ağacı okuyan, tohumu okuyacaktır.

Kişinin huylarında, karakterinde, duygularında, korkularında, öfkesinde bir matematiksel düzen var mıdır, çok iyi araştırmalıyız.

Her söz, kişinin vücuduna yazılan ve gelecekte hale dönüşen bir yazım biçimidir.

Kendi hakikatine ârif olan kişilerin sözleri, gönüllere yazılan bir tohumdur.
Bu tohumun içi doludur ve gün gelir gönüllerde yeşerir.

Ashab-ı Rakîm olacak kişi ancak ve ancak kendi hakikatine arif olan kişidir, kendindeki Hakk’ı bilen kişidir.

Ashab-ı Rakîm ehli, gönüllerde Muhammed şuurunun doğmasına vesile olacak kişidir.

Onlar gönüllere, Muhammed tohumunu ekebilir, yazabilir.