İÇSEL YOLCULUK NEDİR

İçsel yolculuk nedir?

Kendi vücud şehrimize olan, içsel yolculuk nasıl yapılır?

Enfüs yolculuğu nedir?

İnisiye olmak yani kendi vücud şehrine sülûk etmek nedir?

İçsel yolculuk yani “enfüs- ins- inisiye- nefs- nüfus” arayışı nedir?

Kişinin kendi vücud âlemine yapılan yolculuk nedir?

Enfüsten afaka, âfaktan enfüse akış nedir?

Her şey bir tohumdan açığa çıktı, kâinat ağacında göründü.

Her şey bir tohumdan akıp geldi, bir tohuma akıp gidiyor.

Enfüsten âfaka yürüdü alem, âfaktan enfüse yürüyor âlem.

Tohumda ne varsa, zaman geldikçe açığa çıkıyor, açığa çıkan ağaç, çevresinde olan her şeyi kaydedip yeni bir tohuma dönüşüyor.

Kâinat ağacının tohumu İnsan’dır.

Kâinat ağacı her şeyi derledi topladı, insana aktardı.

Cümle âlemde ne varsa insanda vardır.

Cümle âlemin sırrı, insanın kendi vücud şehrinde vardır.

Kişinin vücudu, kâinatın A dan Z ye fihristidir.

Tüm soruların cevabı insan vücudundadır.

Kişi, kendi vücudunun iç âlemine idrâki adım attığında, kendi seyr-ü sülûk-u başlar.

Onun için Yûnus Sultan:

“Mânâ evine daldık
Vücut seyrini kıldık
İki cihan seyrini
Cümle vücutta bulduk” demiştir

Kendini ve varoluşu merak eden kimseler, bazı soruların cevaplarını ararlar.

Kâinat nasıl var oldu?
Ben kimim?
Nereden geldik, nereye gidiyoruz?
Bir yaratıcı var mı?
Görünen bu âlemin sırları nedir?
Aslımız, kaynağımız nedir?
Doğuş, ölüm, yaşam, yaşlanma, nedir?
Ölünce ne oluyor, nereye gidiyoruz?
Görünen âlemin görünmeyen boyutu nasıl anlaşılır?
Bütün her şey akıp gelen bir ışıktan mı var oldu?
Tekrar var olacağız mı?
Gibi onlarca sorunun cevabını arayan kimseler, yeri gelir cemaât cemaât dolaşır, yeri gelir farklı inançları dolaşır, yeri gelir felsefe ile ilgilenenleri bulur.

Ve gün gelir, bu soruların cevaplarını arayan samimi kimselerle karşılaşır ve onlar, soruların cevaplarının kişinin kendi vücud şehrinde olduğunu söylerler.

Zaten bu soruların cevaplarını arayan kimseler, öncelikle kendi vücud varlıklarını sorgularlar “ben kimim” diye.

İşte içsel yolculuk dediğimiz, var oluşun hakikatinin ne olduğunun merakından doğan bir arayışla, kendiyle tanış olma yolculuğudur.

Kişi bilmeli ki, aradığı cevaplar kendi vücud şehrinde vardır.

Varlığın var oluşunun tüm sırları, kişinin kendi vücud şehrinde vardır.

Her kişinin; bir ten şehri, bir de can şehri vardır,
Her ikisine birden vücud şehri diyoruz.

Ten şehrinde varlığın var oluş sırları, can şehrinde ise var edicinin sırları vardır.

Hazreti Muhammed’in mirâcının, vücudlu boyutu ve vücudsuz boyutu dediğimiz, ten şehrinin ve can şehrinin idrâk yolculuğudur.

İşte içsel yolculuk dediğimiz şey, kişinin kendi vücud şehrinde yolculuk yapmasıdır.

Bu yolculuk kişinin kendi vücud şehrine adım atmasıyla başlar.
Kişi, âlemde ne varsa, kendi vücud şehrinde görecektir.

Kâinatın ilk var oluşunun başlangıcından bu yana ne kadar zaman geçmişse, her bir zamanda ne oluşmuşsa bu oluşum nasıl bir gelişimi göstermişse hepsi kişinin ten şehrinde gizlidir.

Yani kişinin vücudu, tüm zamanların zamanı, tüm mekanların mekanıdır.
Bütün geçmiş yaşam, olaylar, sırlar, kişinin ten şehrinde satır satır yazılıdır.
Ve bu, kişinin vücudunun “an boyutu”nda vardır.
Kişinin vücudu; tüm zamanları ve tüm mekanları, an boyutunda toplamıştır.

İnsan “Ahseni Takvîm” üzere yaratılmıştır.

Tin Sûresi 4: “Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm”

Yani insan vücudunda, var oluşun tüm sırları ve var edene ait tüm makamlar vardır.
İnsan vücudu var oluşun tüm sırlarını taşır.

Kişi kendi enfüs yolculuğuna başladığında, dışarı doğru değil, içeri doğru bir yolculuğa başlamıştır.

Bu yolculukta dışarı diye bir şey yoktur, dışarısı da içeridedir.

Gördüğü her şey kişinin kendisidir, kendisindedir.

Kâf Sûresi 42: “İşte o zaman, enfüsten âfaka olan çıkışı anlarsınız.”

Enfüs, Nefs , Nefes, Nüfûs, İns, İnsan, İnisiye, kişinin öz vücudunda farklı makamların adlarıdır.

Enfüs: Kişinin kendi vücududur, içsel alemidir, ruh boyutudur, vücudun sahibinin olduğu boyuttur.

Nefs: Kişinin teniyle canıyla olan bütünlüğüdür, ruhun ten elbisesi giymiş boyutudur.

Nefes: Vücudun sahibinin kendini gösterdiği, işaret ettiği boyuttur, zahire çıkışın sırrıdır.

Nüfûs: Vücudun sahibinin boyutudur, kişideki Hakk kimliğidi, Zât kimliğidir.

İns: Kişinin vücudunu ve cümle vücudları tutan rûh boyutudur.

İnsan: Rûhun şeriatıdır, rûhun kendisidir, kişinin şuur boyutudur, kişinin mânâ boyutudur.

İnisiye: Kişinin kendi vücud şehrine olan yolculuğudur,

Kişinin bedeni, tüm ilâhî sırları barındıran canlı bir kitaptır.
Her varlık, ilâhî sırları barındıran canlı bir kitaptır.

Kişi, kâinatın sırlarına ulaşmak istiyorsa, kendi vücudunu iyi okumalıdır.

Kendini anlamak isteyen kişi; kesinlikle dünyaya esir olmaktan kurtulmalı ve inanç adına öğrendiği tüm bildiklerini, tüm ayrımcılıkları, bırakmalıdır.

İşte içsel yolculuk:

Kişinin kendi bedenine dönme yolculuğudur.
Kişinin kendini keşfetme yolculuğudur.
Kişinin kendi aslıyla buluşma yolculuğudur.
Geçmiş ve gelecek ile ilgili tüm sırları kendi vücud evinde bulma yolculuğudur.
Kendi vücud evinde tüm ilâhî sırlara ulaşma yolculuğudur.
Rûh boyutuna ve ten boyutuna ait olan tüm sırları görme durumudur.

İçsel yolculuk; kişinin kendi vücud şehrine, ten kapısından girmekle başlayan ilâhî yolculuğun adıdır.

İçsel yolculukta kişi; geçmiş yaşantılara ait olan tüm işaretlerle, bilgilerle, olmuş olanlarla karşılaşır.

İlk ortaya çıkan ışıktan süzülüp gelen bedenlere dönüşen yapıları bir bir okur.

Ten boyutunun ve rûh boyutunun sırlarına nazar eder.

Gelecekte kâinat ağacından neler tecelli edecek bunları görür.

Bir çiftçinin tohumdan ne zaman ne çıkacak bildiği gibi, içsel yolculuk yapan kişi, geçmişte olanları ve gelecekte olacak olanları görür.