HAVÂSS BOYUTU
Havâss boyutu nûrani bir boyuttur.
Nûrdan rûha, rûhdan bedene, bedenden bedenin hâl ve davranışlarına olan akışın sırrıdır.
Havâss: Hâss, hiss, hususi, hâlis, ihlâs, mahsus, özü, duygu, duyan, gibi anlamlar içerir.
Kendine has, ona mahsus, duyuları ile kendini belli eden gibi anlamlar taşır.
Her varlığın kendine has özelikleri vardır, akışı vardır, süreci vardır.
Ahzâb Sûresi 50: ” خَالِصَ” “Halis”
Saffat Sûresi 40: ” مُخْلَص” “Muhlis”
Saffat sûresi 80: “مُحْسِ” “Mahsus”
Saffat sûresi 110: “مُحْسِ” “Mahsus”
“Kezâlike neczîl muhsinîn” ” Tüm özüyle bağlı olana işte böyledir karşılık.”
Havâss ilmi; manevi boyutlara ulaşan kişilerin, akışın nereye gideceğini görebilmeleridir.
Havâss boyutu; kesinlikle kibirsel halleri olan, zerre kadar zulüm yapan kişilere açılmaz.
Bu boyut, mutlak akıl temizliği, hâl temizliği olan kişilerde açılır. Kalp sahibi olan kişilerde açılır.
Varlığından geçmiş, Hakk’la Hakk olmuş kişilerde açılır.
Nûr boyutunun zevkinde olan gönüllere açılır.
Havâss sırrı; bir çiftçinin ektiği tohumun meyve verinceye kadar sürecini bilmesi gibi, çevresindeki her şeyin, her kimsenin nereye aktığını görebilme sırrıdır.
Havâss sırrı; vehbiyetten kesbiyete akışın seyridir.
Yani rûhun beden elbisesi giyme ve bedenin akışının seyridir.
Havâss sırrı: Risâlet boyutunun sırrıdır.
Havâss sırrı: Ferâset sırrıdır.
Hızır’ın Mûsâ’ya öğretisi Havâss ilimine adım atabilme öğretisidir.
Havâss ilmi; İlm-i Ledûn ve Levh-i Mâhfûz boyutlarını gören gönül erlerinde tecelli eder.
Onlar; oluşu, olacak olanı, gidişin nereye olduğunu görürler.
Aynı, çiftçinin ektiği tohumdan ne çıkacağını, ne zaman çıkacağını, yaprağın, dalın, çiçeğin şeklinin nasıl olacağını, meyvenin ne zaman olacağının sürecini bildiği gibi.
Bu durum, toplumun söylediği kerâmet, mücizeyle alakası yoktur.
Kerâmet ve mücize Allah’a ait boyutlardır.
Kerâmet Allah’ın varlıktaki ikramlar, lütuflar boyutudur.
Mücize, o ikramlar sonucu her varlığın işleyiş boyutudur.
Örnek vermek gerekirse:
Gözün görmesi mucize boyutudur.
Gözün görmesine sebep olan gözün oluşumun nitelikleri ikramlar boyutudur.
Varlığın var oluşunu okuyan kimse, varlığın sürecini bilir.
Gönlünü tertemiz eden, Allah’a aşkla teslim olan, tevekkül sahibi olan, İlm-i Ledûn ve Levh-i Mâhfûz boyutlarında eğitim görene, kerâmet ve mucizeler boyutu açılır.
Kerâmet ve mucizeler boyutuna ulaşan gönüle, Havâss boyutu açılır.
Havâss boyutundan bir örnek vermek gerekirse:
Bir gönül eri; çevresinde olan bir gencin, başka birine kötülük yapmak için gittiğini görür.
Ve onun gözü önünde yere düşer.
O kişi hemen gelir o gönül erini yerden kaldırır.
O gönül eri, o kişinin elinden tutar ve yavaş yavaş yerden kalkarken kalben sessizce” yapma, yapma, yapma” der.
Daha sonra her ikisi bir kenara oturur.
Ve bir çay içerler, kısacık bir sohbet ederler.
Gönül eri, sevgi içinde içten samimi bir davranış sergiler.
Gönül erinin, tebessümü, içtenliği, elinin sıcaklığı, yüzünün nûranî yapısı, o gence içten teşekkürü, o genci çok etkiler.
Ve genç “bey amca ben gideyim artık” der.
Gönül eri;” tamam evlat, Hakk yolun açık olsun”der.
Genç arkasını dönüp giderken ve yaşadığı şu kısacık şeyi düşünürken, gönül eri “evlat” diye seslenir.
Ve genç geri döner: “Buyur amca” der.
Gönül eri yüksek bir kotlama ile tek bir kelime söyler:
“Evlat Yapma” der.
Ve o genç yapacağı kötülüğü yapmaktan vazgeçer.
….
İşte süreci okumak ve onu rahmete dönüştürmek Havâss sırrıdır.
Havâss sırrı, şeytani halleri bitirme boyutudur.
Havâss ehilleri “Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn” “Seni âlemlere rahmet olmaktan başka bir şey için göndermedik.” ayetinin tecelli ettiği gönül erleridir.
Cafer Sâdık’ın (702-765) “Havâssu’l-Kur’ân” adlı bir eseri vardır.
Zerre kadar kibir içinde olan Havâss boyutuna eremez.
Havâss boyutu; nûr boyutunun “nûrun alâ nûr” sırrıdır.
Havâss boyutunun gönül erleri:
Çevresindeki kişilerin; huylarını, düşüncelerini, niyetlerini, amaçlarını, başından geçenleri, geçmişte ona yapılanları ve onun yaptıklarını, planlarını, samimi olup olmadığını, ne yapıp yapmayacağını görür.
Havâss boyutunun gönül erleri:
Zamanın nereye aktığını, mekanlarda ne olacağını ve ne olduğunu görür.
Havâss boyutunun gönül erleri:
Toplumun ve devletin nereye aktığını ve başa gelecekleri görür.
Hızır’ın Mûsâ’ya açtığı yol Havâss yoludur.
Olmuş olanı, olanı ve olacak olanı görmek.
Havâss ehli;
Eşyanın hakikatini görür.
Varlığın özünde olan Hakk’sal boyutları görür.
Kendindeki, Zebûr, Tevrat, İncil ve Kur’ân boyutlarına ulaşmıştır.
İşaretleri okur, işaretlerin nereye aktığını görür.
Rakamdan doğan rakamların, harften doğan harflerin nasıl şekiller meydana getireceğini görür.
“1 ” birden çıkan rakamların ve ” ا ” Eliften çıkan harflerin akışını ve birleşimini görür.
Havâss ehli sadece rahmet üzere hareket eder.
Yeri gelir bekler, yeri gelir müdahale eder.
Beklemesi de, müdahale etmesi de rahmet içindir.
Şeytani halde olan kesinlikle bu boyuta adım atamaz.
Bir cemaat, tarikat, mezhep, din ayrımcılığında olan kesinlikle bu boyuta adım atamaz.
Aile inancında, ibadetinde, ibadethanesinde kalan, kesinlikle bu boyuta adım atamaz.
Beden, cinsiyet, millet, meslek, ayrımcılığında kalan, kesinlikle bu boyuta adım atamaz.
Derviş makamına gelen kişi Havâss ehlidir.
Bu yolun ehli, kotlama üstadıdır, zulmü, sıkıntıyı bitirme üstadıdır.
Bu yolun ehli, rahmeti kotlar, yeteneğin açığa çıkmasını kotlar.
Havâss ilmi, ilim içre bir ilmin akışının sırrıdır.
Havâss boyutu; tohumdan ne çıkacağını, ne zaman çıkacağını nasıl şekilleneceğini, meyvesinin nasıl olacağını bilen çiftçinin misali gibi, olanları, olacakları görmenin boyutudur.
Bir Tabib’in, gelen hastanın, hastalığının ne zaman başladığını, seyrini gördüğü gibi, Havâss ehli de çevresindeki seyri görür
Havâss ehli; gönül ehlidir, ferâset ehlidir.
Hâlis, ihlâslı kullar, toplumumuzda hızla çoğalsın inşAllah.