HÂBİL GİBİ SÖYLEMEK
Hâbil gibi söyleyebiliyor musun?
Hâbil’in makamına erebiliyor musun?
Hâbil neden öyle söyledi, anlayabiliyor musun?
Hâbil olmak kolay değildir.
Muhabbetullah makamına ermek kolay değildir.
Hâbil’in gibi söylemek hiç kolay değildir.
Kâbil Hâbil’i öldürmek için geldiğinde, öyle söyledi:
“Eğer sen beni öldürmek için gelirsen, ben tüm varlığı vücudlandıran Allah’a saygımdan dolayı seni öldürmek için gelmem.” Mâide Sûresi 28
Evet, şimdi düşün ben de Hâbil gibi söyleyebilir miyim diye?
Hâbil’in makamına erebilir miyim diye?
Gel şimdi bunu daha geniş düşün.
Sana biri gelse dese ki:
“Şu kişi senin hakkında şöyle şöyle dedikodu yapıyor”
Ne yaparsın, ne düşünürsün, bir düşün?
Şöyle söyleyebilir misin?
“O benim hakkımda dedikodu yapsa da, ben onun hakkında dedikodu yapmam”
“O beni kötülese de, ben onun kötülemem”
“O beni hor görse de, ben onu hor görmem”
Evet, bir düşün böyle olabilir miyim diye?
Hâbil ve Kâbil senin hangi boyutların bir düşün?
Hâbîl- Hbl- Habl- Hab el- Hub el: Sevgi içinde olan, bağlılık içinde olan, bağ,
Hablullah; Allah’ın ipi, kişinin kendi vücudu Allah’ın ipidir.
Habbe: Kabarcık, tane, tohum, öz, damla,
“Habl-i verid’ şahdamarı anlamına gelir.
Allah size şah damarınızdan yakındır.
Kâbîl- Kâb- Kâb el- Kbl- Kabul- Kabîle: Kadar, miktar, nispet, kesmek, ayrılmak, ikilikte kalmak,
Kendine varlık nispet eden, yalnızca kendi varlığını kabul eden, kendindeki Hakk’tan kesilen.
Kâbe kavseyn; bîr yayın iki kabı, kişi kendindeki yakınlığa eremezse, ikilik içinde kalır.
Anlıyoruz ki Hâbîl; Sevgi boyutu, muhabbet boyutu, teklik şuur boyutu.
Kâbîl ise; zulüm boyutu, ikilikte kalma boyutu, katletme boyutu, kibir boyutu, kıskançlık boyutu.
Unutma ki Hâbil Kâbil kıssasında her ikisi de aynı Allah’a inanıyorlardı.
Lâkin birinde tevazu vardı, diğerinde kibir ve kıskançlık.
Birinde teslimiyet vardı, diğerinde öfke ve kin.
Birinde sîretsel bakış vardı, diğerinde sûretsel bakış.
Her ikisi de aynı Allah’a inanıyorlardı.
Peki yeterli miydi inanmak?
Neydi inanmak, neydi iman etmek?
Neydi sözde kalmak, neydi şahit olmak?
İnanmak değildi maksat, şahit olmaktı, hissetmekti, her an muhabbetullah teslimiyetiyle yaşamaktı.
Birinin inancı kendi çıkarı içindi.
Diğerinin inancı sadece Allah içindi.
Hâbil; teslimiyet boyutu idi, kulluk boyutu idi, nafile boyutu idi, nefes boyutu idi, sevgi boyutu idi.
Hâbil, bir gün gelip yok olup gideceğini biliyordu, ama Allah’ın her dâim var olacağını biliyordu.
Onun için Hâbil’e aynı zamanda; boş ve telef olan şey de denilmiştir.
Hâbil olan; her varlıkta varlığın sahibini görendi.
Hâbil olan; Allah hakikatine erendi.
Hâbil olan; varlığa varlık olarak değil, bir elbise olarak bakandı, elbisenin içindeki sahibini görendi.
Hâbil gibi söyleyebilmenin sırrı, her varlığın ardında varlığın sahibini görmek vardı.
Varlığın birbiriyle olan birlik bağını görmek vardı.
Kulluk şuuru vardı.
Kardeşlik şuuru vardı.
Evet, Hâbil olmak elbet kolay değildir.
Arınmak, temizlenmek, şahit olmak elbet kolay değildir.
Hakk üzere bakmak, her baktığında Hakk’a nazar etmek elbet kolay değildir.
Akıllar değişmeden, bakışlar değişir miydi hiç?
Hakikate ermeden, davranışlar değişir miydi hiç?
Hâbil olmak kolay mıydı hiç?
Hâbil gibi söylemek için; teslimiyet şarttı, tevekkül şarttı, Tevhîd şuuru şarttı.
Hâbil olan, zerre kadar zarar vermeyi düşünür mü hiç?
Onun için Hâbil Kâbil’e öyle söyledi:
“Eğer sen beni öldürmek için gelsen de, ben seni öldürmek için gelmem.”
Yâni “Sen bana zarar vermeyi düşünsen de, ben sana ve hiç bir varlığa zarar vermeyi düşünemem”
Kolay mıydı böyle söylemek?
Hâbil olan söyleyebilirdi ancak.
Her vücudda vücudun sahibini gören söyleyebilirdi ancak.
İşte Hâbil olan söylerdi ancak.
Çünkü Hâbil her vücudu tutanı biliyordu.
Vücudun sahibini görüyordu.
Hakk ile Hakk’a nazar ediyordu.
Hâbil olan öyle söylerdi ve Hâbil öyle söyledi.
Peki sen, Hâbil gibi söyleyebilir misin?
Hâbil makamını hissedebilir misin?
Gel, Hâbil gibi söyle.
Gel, Hâbil gibi bakmanın hikmetine er.
Gel, Hâbil gibi söylemenin sırrına er.
Biri sana iftira atsa da Allah’a havale et, hiç karşılık verme.
Gel Hâbil gibi söyle
“O benim hakkımda dedikodu yapsa da, ben onun hakkında dedikodu yapmam” de.
“O beni kötülese de, ben onun kötülemem” de.
“O beni hor görse de, ben onu hor görmem” de.
“O bana zarar verse de, ben ona zarar vermem” de.
“O benim arkamdan konuşsa da, ben onun ardından konuşmam” de.
“Onun içinde kıskançlık olsa da, benim içimde olmasın de”.
Evet Hâbil gibi ol ve Hâbil gibi söyle.
Bil ki Hâbil olmanın sırrı:
Elhamdulillâhi rabbil’alemin makamına ermekte gizlidir.
İslâm şuuruna ulaşmakta gizlidir.
Merhamet makamına ermekte gizlidir.
İlâhî sevgiye ulaşmakta gizlidir.
Gel, içindeki Kâbil’i bitir.
Gel, içindeki Hâbil’i ortaya çıkar ve Hâbil gibi yaşa.