DİN DİYE ÖĞRENDİĞİN BU

Hiç mi utanmadınız?
Hiç mi yüzünüz kızarmadı?
Hiç mi içiniz sızlamadı?

Orada insanlar ölürken, acı çekerken hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Orada ufacık çocuklar ölürken, hiç mi rahatsız olmadınız?
İnsanlar gözyaşı dökerken, üzülürken, üzüntüden yutkunurken, hiç mi canınız yanmadı?
Hiç mi, orada ölenlere karşı acımanız, ölenlerin yakınlarına karşı saygınız yok.

Ne zaman bir yerde deprem olsa, hemen oranın halkına iftiralar atıyorsunuz.
Hemen orada ölenleri, cezalandırıldı gibi görüyorsunuz.

17 Ağustos 1999 Gölcük depremi oldu, hemen askeriyeye atmadık iftira bırakmadınız.

Dediniz ki: “Mevla faiz ve zina yuvalarını vurdu”
Dediniz ki: ‘‘Ölenler faizciydi. O gece zina yapıyorlardı. Hatta bazılarının cesetleri birbirine bitişikti.’’
Dediniz ki: ‘‘Gece içki içmişlerdi. Subaylar zina yapıyordu. Allah onların cezasını verdi.’’

Hiç utanmadan, kız öğrencileri de alet ederek, üniversite kapılarında pankart açtırdınız ‘‘7.4 yetmedi mi?’’ diye.

30 Ekim 2020 İzmir depremi oldu.

Yine hemen cemaat, tarikatlar peşinde gidenler, aynı iftiraları ardı ardına atmaya başladılar

Hiç mi, Allah’tan utanmanız yok?
Hiç mi, kuldan utanmanız yok?
Hiç mi, vicdanınız yok?

Sen Müslüman isen, ben değilim.
Senin inandığın intikamcı, kinci Allah’a, ben inanmıyorum.
Senin inandığın, cezalandırıcı işkenceci Allah’a, ben inanmıyorum.

O depremlerde ufacık çocuklar öldü.
O depremlerde yaşlı insanlar öldü.
O depremlerde nice insanlar öldü.
O depremlerde nice cânlar yandı.

Hemen, Allah intikam aldı deyip, her türlü iftiralar atıyorsunuz.

Bir yerde doğal bir felaket olsa, hemen aklınıza Allah’ın cezası geliyor ve oranın halkı cezalandırıldı diye öfke kusuyorsunuz.

Oysa, sünnetullah olarak baksanız, yani varlığın işleyişi olarak baksanız, ilmi olarak baksanız, ne cevaplara ulaşacaksınız.

Ama sizler, hemen Allah’ın cezası olarak görüyorsunuz.

Demirden çaldılar, çimentodan çaldılar demeye diliniz varmıyor.

Çünkü size, aslı olmayan bir kader inancını empoze ettiler.

Size kızmıyorum.
Sizin din diye öğrendiğiniz bu.
Size din diye öğretenlerin inancı bu.
Dinin aslı yerine, hurafeler öğretenler bunları öğretti.

Onlar masun beyinlere hurafeler ekerek, bunun zeminini hazırladılar.
Doğru olmayan bir kader inancını empoze ettiler.

Din adına yapılan sohbetlerde hep böyle hurafeler anlatarak, beyinlere tecavüz edildi.
Tertemiz akıllar kirletildi.

Kavimlerin helâkı diye neler anlattılar.
Allah kavimleri cezalandırmış diye, beyinlere neleri yerleştirdiler.

Allah, Nûh kavmini çoluk çocuk, yaşlı genç demeden helâk etmiş, hepsini suda boğmuş.

Allah, Hûd kavmini, kasıp kavuran içi ateş dolu bir rüzgarla helâk etmiş.

Allah, Semud kavmini, şiddetli sarsıntı, korkunç ses, gök gürültüsü, yıldırımlarla cezalandırmış.

Allah, Lût kavmini, üstlerine taşlar atmış, şehirlerini yerle bir etmiş, altını üstüne getirmiş öyle helâk etmiş.

Allah, firavun ve kavmini suda boğmuş.

Sizin okuduğunuz Kur’ân meâlleri tecümesinde; öfkeli, hiddetli, intikamcı, cezalandırıcı bir Allah tasuvvuru sunulursa, elbette bu iftiralar devam edecektir.

“Biz bir toplumu yok etmek istediğimiz zaman” İsrâ Sûresi 16

“Yıldırımları gönderir de onlarla dilediğini çarpar” Rad Sûresi 13

“Allah’ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.” Muhammed Sûresi 23

“Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı.” Necm Sûresi 53

“Altı üstüne getirilen beldeler” Hakk’a Sûresi 9

“Yoksa siz, gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz? Tehdidim nasılmış bileceksiniz.” Mülk Sûresi 17

“Allah, dünyada onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının güçlükle çıkmasını istiyor.” Tevbe Sûresi 85

“Allah, gökten istediğinin kafasına yıldırım atar” Rad Sûresi 13

“Aşağılık maymunlar olun” Bakara Sûresi 65

“Taş olun demir olun” İsrâ Sûresi 50

“Canları cıksın” Zâriyat Sûresi 10

“Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir! Hacc Sûresi 19

“Bununla, karınlarının içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir!” Hacc Sûresi 20

“Bir de onlar için demir kamçılar vardır!” Hacc Sûresi 21

“Hırsızların ellerini kesin” Mâide Sûresi 38

“Semud Kavmini yerle bir etti” Şems Sûresi 14

“Nice nesilleri helâk ettik” Kâf Sûresi 36

“Biz kentlerden nicelerini helâk ettik! Azabımız onları gece yatarlarken/uyurlarken veya gündüz daldıkları an yakalayıverdi!” A’râf Sûresi 4

“Nuh’tan sonra nice nesilleri helâk ettik.” İsrâ Sûresi 17

Ve onlarca ayetin çevriminde; öfkeli, hiddetli, intikamcı, lanetleyen bir Allah inancını empoze ettiler.

Kur’ân’ı ona göre meâllediler.

Mekke’li müşriklerin kader inancını, Kur’ân meâllerine yansıttılar.

Sohbetlerde ona göre anlattılar.

Dinin gerçeğini asla anlatmadılar.

Hurafeler, yalanlar, iftiralar anlattılar.

İnsanların içlerine ayrımcılık koydular, ötekileştirmeyi koydular.

İnsanların içlerine, kin, nefret, öfke, intikam, koydular.

Rahmet koymadılar, ilim koymadılar, düşünmek koymadılar, şahit olmayı koymadılar.

Ey, cemaat tarikatlara giden kardeşim!
Ey, dini sohbetlere giden kardeşim!

Gel dinin gerçeğini öğren artık.
Gel Kur’ân’ı kelime kelime incele artık.
Gel, varlık kitabından okumayı öğren artık.
Gel, şahitlik makamına er artık.

Ezanda günde 20 defa okunan “Eşhedü” hakikatine er artık.

Gel, o muhteşem gönüllü Hazreti Muhammed’i anla artık.
“Komşun aç iken tok yatma” diyen o güzel insanı hisset artık

Gel, okuduğun Kur’ân’ı düşün artık.
Gel, aklını işlet, tefekkür et, varlığı keşfet, Allah hakikatine er artık.

Gel, bu kavimler nedir diye düşün artık.
Gel, bunları kendinde bul artık?

Sana anlatılanları analiz et, sorgula, şahit olmak iste, delil iste, ispat iste.

Sor o anlatanlara:
“Niye cezalandırıcı, intikam alan bir Allah anlatıyorsunuz?” diye,
“O yok edilen kavimlerde hiç mi masum yoktu?” diye.
“O kavimlerde nice çocuk masum değil miydi?”, diye sor, korkma sor.

Sana, Allah diyerek anlatılan şeylere hemen inanma.
Ve şu ayeti kesinlikle unutma;
Fâtır Sûresi 5: “Ve lâ yegurrennekum bi Allâh el garûr” ” Ve aldatıcılar sizi Allah diyerek aldatmasın”

Gel, düşün artık, gel hakikati anla artık.

Gel, sana Allah diye aktarılan bilgilerin, Allah’a isnat edilen şeylerin yalan olup olmadığını çöz artık.

Gel, sana da karşındaki kişiye de, şah damarından yakın olan Allah’a şahit ol artık.

Gel, insan ol artık.
Gel, İslâm ol artık.
Gel, Müslüman ol artık.

Sor kendine “Ben Müslüman mıyım?” diye.
Sor kendine “Yoksa ben Müslüman kılığına girmiş bir zalim miyim? diye.

Gel kardeşim, dinin gerçeğini düşün artık.
İslâm’ın hakikatine er artık.

Gel kendine dön artık.

“Âlemlere rahmet olarak gönderilmek” nedir anla artık.

İnsan olmak nedir? Gel anla artık.